Tarih : 21.05.2022
E-Mail : imzagazetesi@gmail.com
KİRLİ ŞEHİR…
Çevre deyince akla gelen ilk söylemdi ‘yere çöp atmamak’. Okullarda ezberletilirdi, eğitsel kol gezilerinde temiz çevre bilinci aşılanırdı çocuklara. Haftanın belli günleri çevre temizlik saati uygulaması yapılırdı sınıflara. Ne zamanki pandemi baş gösterdi dünyada , hızla yayıldı ülkede, başkasının çöpüne dokunmamaya başladık önce, sonra kendi çöpümüzü de ekledik onlarınkine... Kartopu gibi büyüdükçe büyüdü kirlilik. Cadde ve sokakları aştı, denizlere taştı. Halbuki hayatımızda en az bir kere ormanlarda, sahillerde piknik çöpü bırakanlara öfkelenmişizdir, gelin görün ki pandemi süresince aynı biz, atık maskelerimizi yerlere atarken pek de duyarlı davranamadık. Çok uzun yıllarda kolay olmayarak edindiğimiz ‘temiz çevre’ bilinci nerdeyse 2 yılda altüst oldu. Tabi çöpten kartopunu büyüten tek etken pandemi olmadı, şehrimizde gelinen süreçte zamanla değişen nüfus dinamiği, Mersinimizin kültürüne yabancı olan, ‘şehir hayatı'na ayak uydurmakta zorlanan düzensiz göçmenlerin negatif katkısını da görmezden gelemeyiz. Sonucunda ise karşı karşıya kaldığımız tablo hiç de iç açıcı değil. Kış boyu çok uğramadığımız sahil kenarlarına havaların ısınmasıyla inmeye başladık. Haliyle dün ektiklerimizi bugün biçeceğiz. Doğaya ne verdiysek onun karşılığını alacağız. Şikayet ettiğimiz kirlilik, denizin ona verdiklerimizi geri kusmasından ibaret önce bunu kabulleneceğiz. Deniz kenarlarımızı plastikten, çöpten, atık maskelerden hızla temizleyeceğiz. Okyanusları, Akdenizin derinliklerini milyonlarca çöpten, plastikten temizlemek ise 100 yıldan fazla zamanımızı alacak tabi. Pes etmeden, aynı ‘çevre bilinci’ni sonraki kuşaklara öğreterek, Mersinimizde yaşayan binlerce mülteciyi şehrin dinamiğine uygun yaşamayı kamu kurumlarının öncülüğünde aşılayarak geleceğiz üstesinden. Plastik şehri yeniden sosyo-kültürel yapısına uygun haline getireceğiz, getirmeliyiz.