SONER AYDIN
Mersinli çifti 2016’yı art arda gelen afetlerle geçirdi. İlk olarak yaz aylarında kuraklıkla karşı karşıya kalan çiftçi, kışın gelmesi ile birlikte ise don, fırtına, kar ve sel afeti yaşadı. Afetlere karşı devletten yardım eli bekleyen çiftçi, tarım sigortasından ise şikayetçi. Tarım sigortalarının tek bir paket halinde uygulanmaması her afet için ayrı bir poliçe zorunluluğu, maliyetler çiftçinin sigortadan kaçmasına neden oluyor. Tarım sigortasının içeriğinin ve çiftçinin sigortadan taleplerinin gazetemize değerlendiren Mersin Ziraat Odası Başkanı Cengiz Gökçel, don afetine karşı ürününü sigorta yaptıran çiftçinin kar afeti ile karşılaştığında zararının tanzim edilmediğini bu yüzden de Tarım Sigortaları Havuzu TARSİM’in çiftçiye bütün doğal afetleri kapsayan bir paket sunması gerektiğini söyledi.
“TARIM SİGORTASINDAN YARARLANMADA SIKINTI YAŞANIYOR”
TARSİM hakkında bilgi veren Gökçel, TARSİM’in tarımda üretim yapan çiftçiyi doğal afetlere karşı koruma amaçlı oluşturulmuş bir hizmet olduğunu belirtti. Sigortanın yarısının devlet tarafından, yarısının ise çiftçiler tarafından finanse edildiğini ve böylelikle ortaya bir bütçe çıktığını kaydeden Gökçel, ortaya çıkan bütçe ile doğal afete karşı ürününü sigorta yapmış çiftçilerin gördüğü hasarın tazmin edildiğini belirtti. Ancak çiftçilerin genel anlamı ile TARSİM’den yararlanmasında ve uygulamada sıkıntı yaşandığını dile getiren Gökçel, “Geçmişte bu sıkıntılar daha fazlaydı ama sorunları yetkililere ileterek bir nebze de olsa ilerleme kaydettik. Mesela; çiftçilerimiz örtü altındaki ürünleri sigortalattırırken çok zorlanıyorlardı ve hala bu durum mevcut. Örtü altı üretim yapan çiftçimizin sıkıntılarını TARSİM yetkililerine anlatıp, yeni düzenlemeler isteyeceğiz. Aslında sigortanın belirli afet başlıkları altında değil de burada çiftçimizi bütün afetlere karşı güvence altına alacak bir düzenleme yapılmalı. Mevsimlik üretilen tarımsal bitkiler güvence altına alınamayabilir ama çok yıllık bitkiler, meyve ağaçları bize esas ürünü veren o ağaçlar. Siz sadece ürünü sigortalıyorsunuz aslında o ürünü veren bitkinin de güvence altına alınması gerektiğini söylediğimiz de bize dünyadaki sigortacılık literatüründe böyle bir kavramın olmadığı söyleniyordu ama bu sene söylemlerimizde ne kadar haklı olduğumuz ortaya çıktı. Yılbaşından bu tarafa kar kırmalarına karşı meyve ağaçları poliçede güvence altına alınıyor, kuraklığa karşı da buğday ve hububat gibi ürünleri de kuraklıktan dolayı sigorta yaptırabiliyoruz” diye konuştu.
“BÜTÜN AFETLERİ KARŞILAYAN BİR PAKET HAZIRLANMALI”
Üreticiyi bütün doğa afetlerine karşı koruyan bir sigorta paketinin hazırlanması gerektiğini sözlerine ekleyen Gökçel, “Üretici benim bölgemde dolu afeti daha çok olur deyip dolu afetine karşı ürünlerini sigorta ettiriyor ama don oluyor. Bu yüzden zararı tanzim edilemiyor. İşte bu yüzden bu tür olumsuzlukları ortadan kaldırmak adına tek paket adı altında çiftçi güvence altına alınmalı. Bu yıl kar kırılmalarına karşı da ağaçlar poliçe altına alınıyor ama burada bilinmeyen bir olay var. Kar; fırtına, dolu ya da yağmur gibi olduğu tarihte zarar vermez. Bu sene bitkinin boyunun aşacak şekilde kar oldu bazı bölgelerde. Kar kütleleri yağdığı anda değil 10 gün sonra donuyor ve bir kitle haline geliyor. Kar kütlesi erimeye başladıktan sonra ağacın dallarını kırıyor. O yüzden sigorta yetkilileri kar yağışından 10 gün sonra yapılan poliçeyi ‘karşılamam’ dememeli çünkü zarar daha sonradan ortaya çıkıyor” ifadelerini kullandı.
“SİGORTA PRİMLERİ ÇOK YÜKSEK”
Çiftçinin sigorta primlerinin yüksek olmasından dolayı şikayetçi olduğunu dile getiren Gökçel, “Çiftçilerimiz zaten ürünü hangi fiyata satacağını bilemediği ve üretim maliyetlerinin yüksek olmasından dolayı sigorta yaptırıp maliyetlerini arttırmak istemiyor. O yüzden sigortadan uzak duruyor. Biz doğal afetlerin tamamını kapsayan bir paket ve primlerin daha uygun hale getirilmesini istiyoruz. Çiftçilerimiz afetlere karşı korunduğunu hissederse tarım sigortaları hem devletimize yük olmaktan çıkacak hem de çiftçilerimizi mağdur olmaktan kurtaracak. Biz de sigorta aracılık hizmeti yapıyoruz. Sigorta aracılık hizmeti veren şirketlerin kar marjlarına baksınlar. Sigorta poliçelerinden yüzde kaç aracılık hizmeti bedeli alıyorlar. Aldığım bilgiye göre bazı acenteler şuan bir poliçeden yüzde 25-26 oranında kar elde ediyor. Devletin yüzde 50 oranında desteklediği bir havuzdan sigorta aracılık hizmeti veren şirketlere yüzde 25 oranında bir bedel öderseniz 2 sene sonra devletin verdiği destek ortada kalmayacak demektir. Bu çiftçimizi mağdur ediyor. En büyük sorunlardan biri de bu” şeklinde konuştu.
“KÖYÜMÜZDE 2 METRE KAR VAR”
Toroslar ilçesine bağlı Değnek Mahalle muhtarı Zekeriya Doğan ise, 21 Aralık’ta başlayıp 8 Ocak’a kadar devam eden kardan dolayı köylerinde şuan 2 metre kar olduğunu dile getirdi. Yağan karın miktarının yaklaşık 4 buçuk metreye ulaştığını dolayısıyla şeftali ağaçlarında büyük hasarlar oluştuğunu aktaran muhtar Doğan, “En büyük beklentimiz poliçeyi kar yağışından sonra yapmış da olsak zararımızın karşılanması. Çünkü kar farklıdır. Kar yağar ancak etkisi daha sonra gösterir. Kar şu anda kırmaya başladı. Ağaçlarımız şuan sigortalı ve biz 2017’nin sigorta kapmasına alınmasını istiyoruz. Kar altında kalan 15-20 yıllık ağaçlar var. Yeni meyveye vermeye başlamış ağaçlar var. Sadece benim köyümde kardan etkilenen 5 bin dönümlük ekili arazi var. Toroslar’da bin rakımından yüksek bütün köylerde aynı sorun yaşanıyor. Bu kar Mart-Nisan ayına kadar vadi üzerinde kalacağı için hasar devam edecek” dedi.