Haber Merkezi
Mersin’de dördüncü ünitesinin inşası devam eden Akkuyu Nükleer Santrali’nde ücretlerinin her geçen gün düştüğünü söyleyen işçiler 2 yıl öncesinde olduğu gibi asgari ücretin iki katı ücret istediklerini söylediler. Ailelerinden uzakta ağır koşullarda çalıştıklarını dile getiren işçiler, ekmeğe, bulgura yapılan zammın kendilerine de yapılmasını istiyor.
Evrensel Gazetesinden Volkan Pekal’ın haberine göre; Akkuyu Nükleer Santrali inşaatının en büyük hissedarı olan Rus devlet şirketi ROSATOM, Türkiyeli firma 2022 yılının Ağustos ayında IC İÇTAŞ’la sözleşmesini iş güvenliği önlemlerini almadığını açıklayarak iptal edip yerine ana yüklenici firma olarak Rusya menşeli TSM ile sözleşme imzalamış, “Akkuyu’da Türk firmalar tasfiye mi ediliyor?, yerli işçilerin yerini yabancı işçiler mi alacak?” sorularını gündem getirmişti. Akkuyu’dan görüştüğümüz yerli işçiler ise buralı oldukları için değil, Akkuyu sahasında en düşük ücretlerle çalışan işçiler oldukları için tercih edildiklerini söylemişlerdi.
ZAMLARI ANA FİRMANIN BELİRLEYECEĞİ SÖYLENİYOR
Aradan geçen 5 ayda yerli işçilerin sayısı azalmadı ancak işçilerin ücretleri yüksek enflasyon karşısında daha da eridi. Onlarca taşeron firmanın bulunduğu Akkuyu NGS’de taşeron firma yetkilileri zam talep eden işçilere ana firmanın vereceği zammı beklemelerini söylüyor. Bir yandan da işveren temsilcileri aracılığı ile zammın yüzde 30 olacağı bilgisinin dolaşıma sokulduğunu aktaran işçiler, 2021 yılında asgari ücretin iki katı ücret aldıklarını belirterek yüzde 30 zamla bu oranın çok altına düşeceklerini ifade ettiler.
“ÜCRETLERİMİZ ASGARİ ÜCRETİN İKİ KATINA ÇIKARILMALI”
Bugün 9 bin lira civarında ücret aldıklarını ifade eden bir işçi, “Şefler ‘Akkuyu şirketi kendi bünyesindeki işçilere bir zam oranı belirleyecek. Biz de o oranda yapacağız. Yüzde 30’sa 30, 20 ise 20 yapacağız.’ diye söylüyor. Ama ana firmada 15 bin lira alan da var. 12 bin alan da var. Boru kaynakçısı, kazan kaynakçısı gibi bazı teknik personellere fazla veriliyor. Orada benim gibi iskeleci olan bir işçi 12 bin 450 lira alıyor. Ben 9 bin 280 lira alıyorum. Biz buraya girdiğimize asgari ücret 2 bin 2825 liraydı biz 5 bin 500 lira alıyorduk, asgari ücretin iki katına yakındı. Şimdi de 16 bin lira civarında almamız gerekiyor ama yüzde 30, 12 bin lira yapıyor. Şefler bu şekilde nabız yokluyorlar ama biz bu rakamları kabul etmediğimizi söylüyoruz” dedi.
“BU ÜCRETLERLE EVİMİZDE DE ÇALIŞIRIZ”
Çocuklarından ve ailelerinden uzak yaşadıklarını ifade eden işçi, “Herkes dışarıdan gelmiş. Ağır çalışma koşullarında çalışıyoruz. Her yerde sıra var, bir haftadır otobüsle gidemiyorum. 45 dakika servis sırası beklemem gerekiyor. İşyerine ulaşabilmek için 6’da kalkıp sıraya girmemiz gerekiyor. Ben de yürüyerek gidiyorum. Yemekte sıra var, yemekhaneye gidip gelmemiz yarım saati buluyor. 10 dakikada yemek yiyoruz. Bu koşullara dayanıyorsak çocuklarımıza iyi bir gelecek sağlayacak ücretler için… Bu ücretlerle çalışacaksak gider evimizde de çalışırız” dedi.
Göçmen işçilerin en düşük bin dolar aldığını ifade eden işçi, “Türkmenistan, Kazakistan, Gürcistan ve Rusya’dan işçiler var. En çok Türkmen işçi var. Yabancılara da zam veriyorlar en düşük alan bin dolar alıyor. Yurtdışından gelenler otelde biz 6 kişilik koğuşlarda kalıyoruz. ‘Onlar neden zam alıyor?’ demiyorum. Onlar da ailelerini bırakıp gelmiş. Ama en kötü koşullarda barındığımız ve en düşük ücrete çalıştığımız için 25 bin işçinin yüzde 80’i yerli işçiden oluşuyor. Sosyal aktivite yok. İnternet yok. Ve ücretlerimiz her geçen gün düşüyor. Ekmeğin, bulgurun, yağın fiyatı iki katı artmışsa bize yüzde 30 demesinler. Bu işçiyi burada tutmak istiyorlarsa ücretleri asgari ücretin iki katı yapmaları gerekiyor” dedi.
HDP MİLLETVEKİLİ MUAAZEZ ORHAN: “AKKUYU İŞ YERİ DEĞİL, TOPLAMA KAMPI”
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Kanunu üzerine mecliste konuşan HDP Van Milletvekili, Muazzez Orhan, konuşmasında Akkuyu işçilerinin sorunlarına da dikkat çekti. Akkuyu nükleer santralinde derin bir emek sömürüsü yaşandığını ifade eden Orhan, “Bize ulaşan işçilerin aktardıkları buranın bir işyeri değil tam anlamıyla bir toplama kampı olduğunu gösteriyor. 4 kişinin kaldığı prefabriklerde 6-7 kişi kalıyor. Lavabo, tuvalet yetersiz olduğu için tuvalet sırası 15-20 dakikada geliyor. 1 saat olan yemek molasında 15-20 dakika yol giden işçiler 5-10 dakikada yemek yemek zorunda kalıyor” dedi.
Aynı işi yapan işçilerin farklı ücretler aldıklarını dile getiren Orhan, “aldıkları ücretler açlık sınırının altında. İşçiler izinli oldukları günün ücretleri yatırılmadığı için izin kullanamıyorlar. Derin ekonomik kriz ve işsizlik nedeni ile az bir ücretle çalışan işçiler, yasal haklarını korumak, kıdem tazminatlarından olmamak için aylarca ailelerinden uzak kalıyorlar” dedi. Geçtiğimiz günlerde yaşanan kazada bir işçinin parmağının koptuğunu dile getiren Orhan, “Kölelik koşullarında çalışmak zorunda kalan Akkuyu işçilerin hakları sistematik şekilde ihlal edilmektedir” dedi.