AYŞENUR ÖNAL
Yenişehir Belediyesi Kasım ayı 1. Meclis Toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıda Akdeniz sınırları içinde yer alan Karaduvar’da yapılması planlanan Polipropilen Tesisi gündeme geldi. Sadece Karaduvar’ı değil, tüm Mersin’i bitirecek olan kirli yatırımın önüne geçmek isteyen meclis üyeleri, Yenişehir’de de buna karşı gelinmesi çağrısı yaptı.
Konuyu ilk olarak gündeme getiren CHP’li meclis üyesi Cevdet Yılmaz, “Polipropilen Tesisi genel anlamda ağır kirlilik oluşturan bir sanayi tesisi. Aynı zamanda serbest bölgenin genişletilmesi üzerine yaklaşık 4 bin adet istihdam getirecek olan genişleme alanının kullanılmasına sebebiyet verecek ve bunun koşulu olarak da sadece 300-350 kişi istihdam edecek. Yani ekonomik anlamda da istihdam azaltıcı etkisi olan bir tesis” dedi.
Karaduvar balıkçılık barınağının ve tarım havzasının kirletileceğine de dikkat çeken Yılmaz, “Dolayısıyla başta; Karaduvar, Karacailyas, Çay, Çilek Mahallelerinin halklarının sağlıksız koşullar hatta bazı ihmaller sonucu doğacak her hangi zarardan da etkileneceğini söylemek mümkün” sözlerine yer verdi.
POLİPROPİLEN İLE YENİ RANT KAPILARI AÇILIYOR
Dumlupınar Caddesi Havzasında da belli bir rantın söz konusu olduğuna dikkat çeken Yılmaz, “Görülüyor ki orada da bazı el değiştirmelerin olduğu halk tarafından söyleniyor. Bölge halkı mecburi bir göçe zorlanacaktır, bu da tabi ekonomik bir döngü olarak karşımıza çıkacaktır” dedi.
Söylediklerinin yanı sıra ekolojiye ve doğaya vereceği zararların da az olmadığına değinen Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü; “Yine hava kirliliğini es geçiyoruz. Yine Mersin’in girişinde bir türlü yılardır toparlanamayan genelde belediyeye ait zannedilen ama karayollarına ait olan orta refüjün zaten kirliliği, girişin bir türlü toparlanamaması, yıllarca beklediğimiz üst geçidin hiçbir şekilde çare olmaması gibi trafik sıkışıklığı giderilemezken, bir de bu tesisin yaratacağı sıkışıklıkla beraber yine bölge olumsuz anlamada etkilenecektir. Yine aşırı su kullanımı söz konusu olacak, dolayısıyla negatif zararları olacak. Bu su zaten kurumakta olan dereden ve yer altı sularından sağlanması düşünülüyor. Bu da son derece olumsuz bir durum olarak karşımıza çıkıyor. Tarım ve gıdaya zararlarını tabi ki biz görmüyoruz, görmediğimiz şeyi de yokmuş gibi davranıyoruz. Ben bunu evinizde bir haşere var ve zehirli madde çoluğunuzdan çocuğunuzdan uzak tutara benzetiyorum. Ama bu zehri halkın ortasına koymanın hiçbir anlamı yok. Negatif dışsallıklara özellikle dikkat etmek gerekiyor.”
“BU SÜREÇ TEK BİR NOKTADAN İLERLEMEMELİ SÜREKLİLİK ARZ ETMELİ”
MHP’li meclis üyesi Fahrettin Kılınç ise Yılmaz’ın söylediklerini destekleyerek, “Bu çevre etkileri, çevre etkilerinin değerlendirilmesi çok komplike bir konu. Tek noktadan hareket ederek sonuca gitmekte çok mümkün değil. Bu çoklu bir yapı ve çoklu bir tepkinin gereği olması lazım. Bizim sadece o bölgede bir sürü tesisler var. Bu tesislerin hali hazırda orada milyonlarca tonluk zehirli atıkları var. Kazanlı-Karaduvar hattını doğru incelediğimizde birçok üretim tesisin en ilkel ve vahşi biçimde atıkları nasıl depoladıklarını, üzerine bildiğimiz sera naylonunu çekerek denizi nasıl turuncu hale getirdiklerini görmemiz mümkün. Bu geçmişten bugüne süre gelen bir mesele. Tabi ki bunda duyarlılık gösteren arkadaşlarımızın hepsini hem teknik hem bilimsel hem sosyal anlamda kutluyorum, tebrik ediyorum. Bu sürecin bir tek noktadan değil, süreklilik arz ederek devam etmesine gerektiğine inandığım için ifade etmek istedim” dedi.