HEDİYE EROĞLU – SONER AYDIN
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nda geçen yıl Nisan ayında yapılan seçimler sonrası yaklaşık 10 yıl boyunca bu görevde bulunan Şerafettin Aşut’un ardından başkanlık koltuğuna oturan Aylhan Kızıltan, Mercan TV’de yayınlanan Arka Plan Programı’na konuk oldu. Soruları yanıtlayan Başkan Kızıltan, seçim öncesi talepleri ile ilgili de açıklamalar yaptı.
“HER KESİMİN TALEPLERİNİ, İSTEKLERİNİ YANSITMAK İSTEDİK”
SORU: Geçtiğimiz günlerde oda olarak “Mersin Başkanlarından Ne İstiyor” başlıklı bir arama konferansına imza attınız. Neden böyle bir konferansa ihtiyaç duyuldu?
A.KIZILTAN: Belediyeler belli bir kesimin görüşleri doğrultusunda yönetilecek, uygulama yapılacak bir yer değil. Şehrin bütün katmanlarını bu işin içine sokmaz, fikirlerini almazsanız çarpık bir yapılaşma, yanlış uygulamalar olur. Bunun için biz Mersin’in bütün sivil toplum örgütlerinin başkanlarını, hatta ev hanımlarını, öğrencileri bir araya getirdik. Mümkün olduğunca Mersin’in her kesiminin taleplerini, isteklerini yansıtmak istedik. Arama Konferansından çıkan sonuçlar MTSO’nun görüşleri değil, Mersin’deki toplumun bir yansımasıdır.
“TOPLUMLA FİKİR ALIŞVERİŞİ İÇİNDE OLMAK LAZIM”
SORU: Biraz da ‘bu sese kulak verilmiyor?’ sonucunu çıkarmıyor mu etkinlik?
A.KIZILTAN: Bütün belediye başkan adaylarının söylemlerine bakıyorsunuz; “Birlikte yöneteceğiz!”. Birlikte yönetmeyeceksiniz, birlikte yönetmenin altında başka şeyler var. Birlikte yönetmeyelim, siz yönetin ama kentin tüm kesimlerinin taleplerine cevap verecek şekilde yapın. Onların fikirlerini önemseyin. Kendi planlarınızı, uygulamalarınızı da sürekli güncelleyin. Şehir yaşayan bir canlı gibidir onun için projeleri, planları sürekli güncellemek gerekir. Toplumla fikir alışverişi içinde olmak lazım.
“MERSİNLİLER ‘DÜRÜST, ŞEFFAF VE KOLAY ERİŞİLEBİLİR’ BİR BAŞKAN İSTİYOR”
SORU: Sonuç olarak; Mersinliler başkanlarından neler istiyor?
A.KIZILTAN: Burada temel olarak şunu gördük, Mersinliler; ‘dürüst, şeffaf ve kolay erişilebilir’ bir başkan istiyor. Oraya katılanların hepsini ortak görüşü bu yönde. Birlikte yönetim de önemli bir konu. En önemli konulardan biri de; kadrosunun da en az kendisi kadar yetkin ve liyakat kişilerden oluşması gerekiyor. Seçim çalışmaları süresince her yere girip çıkıyorlar, samimiyet gösteriyorlar ancak seçimi kazandıktan sonra kapılarını kapatıyorlar. Mersin böyle bir belediye başkanı istemiyor. Mersin’i ulusal ve uluslararası alanda aktif olarak temsil eden, bilgili ve ilgili, işini takip eden, ilkeli, dürüst, adil ve yenilikçi, güzel projeler tasarlayan ve bunları uygulayan bir başkan istiyoruz. Biz bunları söylerken mevcut belediye başkanlarının bu özelliklere sahip olmadığını söylemiyoruz. Bazılarına uyanlar, uymayanlar var.
“YÖNETİM VE YÖNETİCİLER İŞBİRLİĞİ, ULAŞIM, KENTSEL DÖNÜŞÜM VE ALTYAPI, EĞİTİM VE İNSAN, SOSYAL SORUNLAR ÇÖZÜM BEKLİYOR”
SORU: Mersin’in kanayan yara haline gelmiş sorunları var. Bunların da çözüme kavuşturulması gerekiyor. Bunlarla ilgili ne sonuçlar çıktı arama konferansında?
A.KIZILTAN: Arama Konferansı’nda 5 temel konu başlığı ortaya çıktı: Yönetim ve yöneticiler işbirliği, ulaşım, kentsel dönüşüm ve altyapı, eğitim ve insan, sosyal sorunlara çözümler. Konferansta çıkan sonuçlar bu 5 temel alanda değerlendirildi.
En önemli konulardan biri ulaşım. Gün geçtikçe de içinden çıkılmaz bir hale geliyor. Her yerde konuşuyoruz. Bu işin farkına varanlar diyor ki, ‘5 sene sonra şehrin içine girdin mi çıkamayacaksın’. Çünkü alternatif yollar üretilmiyor. Hızlı ulaşım sağlayacak çözümler ortaya çıkmıyor. Bir belediye başkan adayı, ‘ben raylı sistem yapacağım’, diğeri ‘ben yeraltından metro yapacağım’ bir başkası ise ‘monoray yapacağım’ diyor.
Geçmişte bir anket yapılmış ve ankette dolmuş sayısının artırılması sonucu çıkmıştı.
Buradan şu çıkıyor. Ben kendi kafama göre bir şeyler yapamam. Japonya’ya gidip monoray sisteminin çok iyi olduğunu görüyor gelip burada yapmak istiyorlar. Olmaz. Önce gelip bunu Mersin’de tartışmak lazım. Ortada gizli saklı bir şey yok, buna Mersinlilerle karar verin. Burada etkin, yetkin meslek odaları, mühendis odaları, ticaret sanayi ve esnaf odaları var. Bir projeyi halkın önüne açıp, gelin bunun üzerine tartışalım daha iyisini yapalım demekten niye çekiniliyor?
‘BİLGİSAYARDA ÇİZDİRİRİM, RENKLİ RENKLİ BASTIRIRIM’ DİYEREK PROJE YAPILMAZ
SORU: Seçime az bir süre kala bir proje tanıtımı göremedik. Size gelen bilgiler vardır. Ulaşım başta olmak üzere size gelen Mersin’e tartışmaya açılacak projeler nelerdir?
A.KIZILTAN: Mutlaka vardır. Ben olsam kesin projelerle ortaya çıkmam, ulaşım sorununu bu kentin ihtiyaçları doğrultusunda çözmek için ekibimle birlikte projeler üreteceğiz’, ‘Benim projem ulaşım sorununu çözmektir’ diyerek bunu Mersin’de yetkin kişilerle yapmalı adaylar.
Gerekirse dışarıdan uzmanlar getirterek herkesin gözü önünde masaya yatırarak, herkesin ihtiyacına göre proje yapılmalı. ‘Yoksa bunu bilgisayarda çizdiririm, renkli renkli bastırırım, ben bunu yaptırırım’ demekle olmaz. Çünkü sonra ‘yapamadı’ veya ‘yanlış yaptı’ diyorlar. Herkes eleştiri yapıyor. Yapılan şey mutlaka yayarlıdır. Ama yapılan şeyde de bilgili ve yetkin kişilerinde onayı alınması lazım.
NÜKLEER VE BALIK ÇİFTLİKLERİ KONUSUNDA İŞ DÜNYASI İKİYE BÖLÜNDÜ
SORU: Arama Konferansı’nda gündeme gelen bir diğer konu da balık çiftlikleri ve nükleer enerjiydi. Mersin’in çevre sorunlarının çözümü, en son altyapıdan kaynaklanarak meydana gelen afet ile ilgili çözüm önerileri ne oldu?
A.KIZILTAN: Bu konular; kentsel dönüşüm ve altyapı başlığı altında değerlendirildi. Genelde çoğunluğun dile getirdiği sorunlarla ilgili ben bir sunum yaptım. Nükleer ve balık çiftlikleri ile ilgili de tabiî ki öneriler var. Nükleer ve balık çiftlikleri ile ilgili benim kişisel görüşlerim var ancak MTSO kurumsal olduğu için bir fikri olamaz. Biz iş dünyasındayız. Farkı görüşleri içeren üyelerimiz var. Biz ne yapabiliriz? Burada ikiye ayrılmış durumdayız yapılsın mı yapılmasın mı? Tabi biz burada bunların tartışılmasını sağlamaya çalışıyoruz. Konferansta geçen görüşler; nükleer ile tarım alanlarının birlikteliğinde duyulan endişeler giderilmeli. Bunun içinden çok şeyler çıkarabilirsiniz. Nükleer enerjinin kente verebileceği zararlar öngörülebilmeli. Balık çiftlikleri ile ilgili de buna benzer şeyler var. İnsanlar bu tür yatırımların zarar verebileceğini düşünüyor. Yapılacaksa verebileceği zararlar öngörülerek ve tedbir alınarak yapılsın diyorlar. Bunlarla ilgili bilgilendirilmek istiyorlar.
“PLANLAR HALK DÜŞÜNÜLEREK YAPILMIYOR”
SORU: Kentte meydana gelen afette sadece tarım alanları değil sizin üyelerinizde zarar gördü. Birçok iş yerini ve fabrikayı da su bastı. Bunlarla ilgili neler söylemek istersiniz?
A.KIZILTAN: 2000 yılından beri aynı yerde oturuyorum normalde su basmazdı ancak son 2 yıldır su basıyor. Kentte altyapı geriden geliyor. Önce şehirleşme, binalaşma başlıyor. Bu yapılırken bu hesaplamalarında yapılması gerekiyor. O parselasyon, imar planları yapıldığında altyapı projelerinin de hazırlanması gerekiyor. İmar konusu Türkiye’de bir türlü doğru dürüst yapılmıyor. Ben 5-6 sene önce Barcelona’ya gitmiştim. Şehri dolaştım. Şehre, binalara bir karakter vermişler. 500 sene önceki imar planı kullanılıyormuş. Bizde imarlar ne yazık ki kişilerin rant amaçlı fikirleri doğrultusunda yapılıyor. Halk düşünülerek yapılmıyor maalesef. Türkiye yapılan her iş mutlaka eleştiri alıyor.
Bu planlar meclisten oy birliği ile çıktı ilçe belediye başkanlarına ‘neden sonradan bu tartışmaları çıkarttınız’ diye sorduk. Onlar da ‘biz şehrin önünü engelleyen insanlar olarak görünmek istemedik’ dediler. Toplum bu planları içine sindirmediyse ona göre karar vereceklerdi, mecliste karşı çıkacaklardı. Her şey bir bütün olarak hazırlanması lazım.
“MERSİN ARTIK KAFALARA KAZINDI”
SORU: Bu planlar hazırlanırken iş dünyası ses yükseltmedi, peki kapalı kapılar arkasında neler oldu?
A. KIZILTAN: Bunlar için çok toplantı yapıldı, belediye toplantı yaptı, komisyonlarda planlar görüşüldü. Ancak oy birliği ile kabul edilen plan askıya çıktıktan sonra yaygara kopartıldı. Burada bir terslik var. Yanlışsa baştan itiraz edilecekti. Doğru neyse onu söylemek lazım. Zaman zaman bu eksiklikleri dile getiriyoruz. Örneğin; havalimanı ile ilgili bir sorun oluştu. Kentte infial yarattı. Ben bir açıklama yaptım. Ardından gidip bölgede incelemede bulundum. Bana önce kızdılar ama neticede harekete geçtiler. Mersin artık kafalara kazındı.
“BÜTÜN ADAYLARI DESTEKLİYORUZ”
Antalya’da büyük oteller var. Oralarda otellerin dolması ile ilgili kaygılar var ama burada kaygılar farklı. Havaalanı bitmemiş durumda. Dubai’de bir yatırımcı ile görüştüm. ‘Ben orada yatırım yapmak isterim ama havaalanı bitmemiş alt yapısı bitmemiş. Oraya nasıl getireceğim’ dedi. Yerel yönetimler halkla olduğu kadar hükümetle de iyi diyalog kurabilmeli. Partizanlığı bir kenara koymamız lazım.
Hükümette yine aynı şekilde; ‘benden olmayan belediyeye yardım yapmam’ mantığı da doğru değil. Seçim bittikten sonra seçimi kazanan aday tüm Mersin’in belediye başkanıdır. Bazen ‘kimi destekliyorsunuz’ diye soruyorlar. Bütün adayları destekliyoruz. Birini diğerinden üstün görmüyoruz. Yurt dışına sık sık gidip geliyoruz. ‘Sizin belediye başkanınız hangi partiden’ diye soruyorum ‘bilmiyoruz’ diyorlar. Biz belediye başkanlarını, bakanları bir kenara bırakın ilçe yönetimlerini bile tanıyoruz. Çünkü siyaset olmadan bir iş üretemiyoruz. Belediye başkanı tamamen uyumlu olacak, partizanlık yapmayacak, hükümetle de iyi diyalog içinde olacak, iş dünyası ile uyumlu olacak. Çok fazla konut yapılıyor ancak burada yaşayan insanlara çalışma alanları lazım. Üretim yapılacak ki insanlar para kazanacak. Mersin’de 15 binin üzerine satılmayı bekleyen sıfır konut var. Bunlar hep plansızlık. Sektör de şu anda sıkıntıya girdi. İnşaat sektörü dar boğazda. Yeni yapılan inşaatlar durmuş halde.
Yaş sebze, meyve ihracatında zorluklar yaşanıyor. Belediye başkanı bu zorlukların giderilmesi için de kulis, lobi faaliyetleri yürütecek. Şehrin abisi olacak. Yerel seçimlerin ardından belediye başkanlarımızı, milletvekillerimizi, valimizi alp kampa girelim, kentin geleceğine yönelik beyin fırtınası yapalım diyoruz. Siyaseti bir kenara koyup hepimizin Mersin’i düşünmesini istiyoruz. Biz arada olunca çekişmeleri dengeleyeceğiz. Orta noktada buluşturacağız.
“MERSİN’İ PATLATAMADIK”
SORU: Bu birlikteliği sağlarsanız, Mersin’i nerede görürsünüz ya da görmek isterseniz?
A. KIZILTAN: Mersin o kadar da kötü noktada değil. Mersin’i patlatamadık. Genelde bana Mersin’in kimliği yok diyorlar ama aslında Mersin çok kimlikli. Çok kimlikli olmak bir şanstır. 5 yılda sorunların hepsi çözülür. Çok paralar harcanmadan ilk 100 günde tüm yaya geçitlerini ve durakları düzene sokarım. Kavşakları düzene sokarım. Baktığınızda kavşakları kavşak değil, yaya geçitleri, toplu taşıma duraklarımız düzgün değil. Bunlar çok basit dokunuşlarla düzeltilebilir.
En önemli konulardan biri de Mersin’in kaybolan tarihi dokusunun ortaya çıkartılması. Restore bir rota haline getirilmesi. Kurvaziyer gemileri geldi. Gelen turistleri nereye götüreceksiniz? AVM’ye mi? Mersin’in tarihi dokusunu ortaya çıkartıp orayı bir güzergah haline getirmek lazım. Çarşı dediğimiz Atatürk Caddesi bitme noktasında. Belediye başkanı ve Vali ile görüştük. Maalesef alışveriş merkezleri kentin enerjisini yutuyor. Bu Silifke Caddesi’ne yansıyacak, ardından Zeytinlibahçe Caddesine, ardından Hastane Caddesine yansıyacak. Şehir merkezini cazip hale getirecek planlar, projeler yapılmalı. Orada esnaf en önce otopark istiyor.
“MERSİN’İN KAYNAKLARI MERSİN’İN İNSANINA YANSIMALI”
SORU: Son olarak seçilecek olan belediye başkanlarına ne söylemek istersiniz?
A. KIZILTAN: Seçildikten sonra lütfen halka kapılarınızı kapatmayın. İletişim kapılarınız açık tutun. Yaptığınız projelerde, uygulamalarda Mersin’e sivil toplum örgütlerine danışmaktan çekinmeyin. Birlikte yönetmek budur. Danışıp, fikir alıp, gelen önerilere göre projeleri uygulamak birlikte yönetmektir. Yoksa sizin koltuğunuzda gözümüz yok. Bir de dürüst şeffaf bir yönetim istiyoruz. Liyakate dayalı bir kadrolaşma istiyoruz. En önemli şeylerden biri de Mersin’in kaynakları Mersin’in insanına yansımalı. Bir iki tane müteahhit ya da iş insanı ile 5 seneyi geçirmeyin diyoruz. Parti genel merkezlerine de seslenmek istiyorum. Gelin onların soruşturmasını bizlerden yapın.