SONER AYDIN
Millî Eğitim Bakanlığı, gelecek yılın çalışma takvimini hazırladı. Buna göre, 2018-2019 eğitim öğretim yılı, 17 Eylül 2018 Pazartesi başlayacak, 14 Haziran 2019 Cuma sona erecek. Yeni eğitim öğretim yılı öncesi Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitim-İş) Mersin Şubesi Başkanı Hakan Boyar gazetemize önemli açıklamalarda bulundu. Anadolu Liselerinin İmam Hatip Liseleri’ne dönüştürülmesini ve yeni İmam Hatip Ortaokulları’nın açılmasını değerlendiren Boyar, özellikle okul idarecilerinin durumdan rahatsız olduğunu belirtti.
MERSİN GENELİNDE 32 İMAM HATİP ORTAOKULU VE 20 DE İMAM HATİP LİSESİ VAR
SORU: Son yıllarda ortaokullar ve liseler dönüştürülerek İmam Hatip haline getiriliyor. Mersin’de şuan kaç İmam Hatip Okulu ve öğrenci var?
H.BOYAR: Mersin genelinde 32 İmam Hatip Ortaokulu ve 20 de İmam Hatip Lisesi var. Bu okullarda toplam 18 bin 585 öğrenci eğitim alıyor. İmam Hatip Ortaokullarında okuyan öğrencilerin, tüm öğrencilere oranı yüzde 7 iken, İmam Hatip Lisesi öğrencilerinin oranın ise yüzde 9,9. Mersin’de İmam Hatip Okulları özellikle Akdeniz ve Toroslar İlçesi’nde yoğunlaşmış durumda. O bölgedeki insanlar seçeneksiz hale getiriliyor. Varoşların ya da göçle gelenlerin yoğun olduğu bölgelerde İmam Hatip okulları yoğunlukta. Orada dönüştürülen okullara baktığımızda insanları seçenekleştiriyorlar. Mahallelerde normal liseler kapatılmış. Servis ücreti verecek güçleri olmadığı için bu okullara gitmek mecburiyetinde kalıyorlar. İmam Hatip okullarındaki idarecilerin de bu yönde çok büyük şikayetleri var. Eskiden İmam Hatip okullarını muhafazakar ailelerin çocukları bilerek tercih ediyordu. Bu yüzden eğitim kalitesi biraz daha yüksekti. Çünkü çocuklar bilerek isteyerek gidiyordu. Şimdi ise İmam Hatiple ilgisi olmayan herkesi aldığınız zaman oradaki düzeni bozmuş oluyorsunuz. Onunla ilgili büyük sıkıntı var. Orada İmam Hatiple ilgisi olmayan binlerce çocuk var. Milli eğitimin yanlış politikası yüzünden 100 bine yakın öğrenci hiçbir okula yerleştirilemedi. Mersin’de de okullara yerleşmeyen öğrenci sayısı bir hayli fazla. Milli Eğitim Bakanlığı’nın ‘Sayısı az olan İmam Hatip okullarını dönüştüreceğiz’ ifadesi uygulanmadı. Mersin’de şuana kadar Anadolu Lisesine dönüştürülen hiçbir meslek lisesi ya da İmam Hatip Lisesi yok. Hala yapımı süren İmam Hatip okulları var. Bu sistematik bir durum. Hükümetin yüzde 15’lik bir hedef var.
“EĞİTİMCİLER DE MAĞDUR EDİLİYOR”
SORU: Okul dönüşümleri eğitimcileri nasıl etkiliyor?
H.BOYAR: Okul dönüşümleri öğrencilerin yanı sıra eğitimcileri de sıkıntıya sokuyor. Dönüşümlerden sonra norm fazlası öğretmen açığa çıkıyor. İnsanların yerleşik düzeni de bozuluyor. Gidiş gelişlerde sıkıntı yaşanıyor. İmam Hatip eğitimi almadıkları için zorluk çekiyorlar. Biz laik, bilimsel, parasız eğitimi savunuyoruz. Oraya giden öğretmenlerin kıyafetine, yaşam tarzına müdahale ediliyor. Bu şikayetleri sıkça alıyoruz.
“SİSTEM DEĞİŞİKLİĞİ KALİTEYİ VE BAŞARIYI DÜŞÜRÜYOR”
SORU: Milli Eğitim’de her yıl sınav sistemlerinde değişiklik yaşanıyor. Bu sınav ve sistem değişikliğinin eğitime ne derece etkisi oluyor?
H.BOYAR: Her yıl değişen sınav sistemi eğitim kalitesini ve öğrencilerin başarısını düşürüyor. Sistem değişikliğinde pilot uygulamanın hayata geçirilmesi gerekli ve ortaya çıkan başarıya ya da başarısızlığa göre sistem değişikliği yapılmalı. Olan bu yoksul halkın çocuklarına olacak. Siyasetçilerin çocukları yurt dışında ya da özel okullarda okuyor. Zaten bu çocuklar üniversite sınavına girdiğinde durum ortaya çıkıyor. Eğitimde her şey liyakate dayanıyor. Cumhurbaşkanı yurt dışına çıkarken ‘TEOG’u kaldırıyoruz’ diye bir açıklama yaptı. Orada liyakatli bir Milli Eğitim Bakanı olsaydı ve ‘Cumhurbaşkanımızın böyle bir açıklaması var ama bunun için bir geçiş süresi lazım. Bunu hemen hayata geçirip çocukları mağdur etmeyelim. Oyunun ortasında kuralları değiştirmeyelim’ deyip direnseydi zaten bu sorunların hiçbiri yaşanmazdı. Milli Eğitimde önce pilot uygulamalar, denemeler yapılır. Buradaki başarıya veya başarısızlığa göre dönüştürme yapılır ya da yapılmaz. Ama ülkemizde Cumhurbaşkanının ağzından çıkan her kelime emir telakki ediliyor. Bu yüzden böyle sıkıntılar yaşıyoruz. Bu sıkıntıları yaşamaya da devam edeceğiz gibi görünüyor. Çünkü Milli Eğitim Bakanı bu sistemin önümüzdeki yıl da devam edeceğini söylüyor. Hükümet ‘Ben Milli Eğitimi özelleştiriyorum çocuklarınızı ya açık liseye götürün ya da özel liseye verin’ diyor. Başka bir seçeneğiniz yok. Devletin görevi çocuklara temel eğitim görevi vermektir. Ve bu parasızdır. Sistemin sorgulanması gerekiyor. Eğer sen kendi öğrencini okutamıyorsan ‘Güçlü devletim’ demeyeceksin.
“ÖĞRETMENLER HEDEF GÖSTERİYOR, SORUN SİSTEMDE”
SORU: Son yıllarda Öğretmen Performans Değerlendirme Sistemi uygulaması hayata geçirildi. Bu sistemin amacı neydi, uygulama noktasında ne gibi sorunlar yaşanıyor?
H.BOYAR: Eğitimde yaşanan başarısızlığın ardından eğitimciler hedef gösteriliyor. Her dönem bürokratlar, siyasetçiler ya da Milli Eğitim öğretmenleri hedef seçer. Her şey öğretmene yüklenmeye çalışılır. Halbuki biz Milli Eğitim’in verdiği müfredatı uygularız. Bu müfredatın dışına çıkamayız. Çıktığınız zaman hakkınızda soruşturma açılır. Bizi bilinçli olarak toplumun önüne atmak istiyorlar. Burada amaç devlet okullarını başarısız gösterip, özel okulların önünü açmak. Bu yıl özel okullara gidecek 75 bin öğrenciye teşvik verilecek. Bu 75 bin öğrenciye verilecek teşvik devlet okullarında okuyan öğrenciler için verilse emin olun hiçbir sıkıntı olmaz. Eğitim-öğretim noktasında eksiklikleri giderilir, okulların fiziki yapısı iyileştirilir. Daha kaliteli bir eğitim verirler. Milli Eğitimin öğretmenleri iyi okullarda okumuş, kendisini yetiştirmiş, bu işin alt yapısına hakim kadrolu öğretmenler. Sorun öğretmenlerde değil sorun sistemde.
“YÖNETİCİ ATAMALARINDA TORPİL DEVREYE GİRİYOR”
SORU: Milli Eğitim’deki yöneticileri atamalarında gündeme gelen torpil iddiaları hakkında ne söylemek istersiniz?
H.BOYAR: Milli Eğitimde yaşanan yönetici atamaları liyakat sistemine göre yapılmıyor. Atamalarda ‘adam kayırma’ yaşanıyor. Liyakat sistemi kaldırıldıktan sonra her tarafta sıkıntılar yaşanmaya başlandı. Hükümetin bir de yandaş bir sendikası var. İkisi beraber yürütüyorlar. Biri dillendiriyor diğeri de emir telakki edip kamuoyu oluşturuyor. Son yapılan yönetici alımlarında yine birileri kayrıldı, yüksek puanlar verildi. Hatta mülakatlara bakanların, milletvekillerinin müdahale ettiği söyleniyor. Halbuki bu işi uzmanlarına, liyakatli insanlara bıraksalar bu tür sorunlar yaşanmaz. Şuan okulların çoğunda soruşturmalar var. İş barışı bozulmuş durumda. Müdür yardımcılığı torpilin yeni bir versiyonu. İlk olarak müdür yardımcısı olarak atıyorlar. 3-5 ay sonra istifa ettirip merkezdeki en güzel okullara veriyorlar. Aynı okulda 20-30 yıldır çalışan öğretmenler buralara gelemezken, bu insanlar torpil düzeni ile çok rahat yer değiştiriyorlar. Bu nedenle Mersin’de hiçbir sirkülasyon olmuyor.
“HUZUR İÇİNDE ÇALIŞMAK İSTİYORUZ”
SORU: Eğitimciler olarak yeni eğitim-öğretim dönemi öncesi talepleriniz neler?
H.BOYAR: Eğitimciler olarak huzur içinde çalışmak istiyoruz. Laik, bilimsel, Cumhuriyet kazanımlarına sahip çıkan, kadın-erkek eşitliğini ön plana koyan bir eğitim sistemi istiyoruz. Okullarda sadece huzurlu çalışabileceğimiz, sistem değişikliğinde görüşlerimizin alınacağı bir düzen istiyoruz. Çünkü bu işin mutfağında olan biziz. Bir değişiklik yapılacaksa bizim de görüşlerimiz alınmalı. Öğretmenlerin baskı görmediği, özgürce çalışacağı bir ortam istiyoruz.