Son yıllarda ÇEVRECİLİK dünyanın yükselen trendi..
Tabi bir de GAZETECİLİK!
Eline kalemi alan kendini gazeteci sanıyor.
Sosyal medya patlamasından sonra bu daha da arttı.
Bir de işlerinden emekli olup mesleğe başlayanlar var.
Ki, onlar her konuda bilgiç.
Google amca sağolsun!
Ve de ahkam kesmeyi çok severler.
Haklarını yememek gerek!
İyi araştırma yaparlar.
Çünkü, geçmişte işleriyle yaptıkları araştırmaları çok iyi bilirim!
Ancak hayal dünyasında mı yaşarlar gerçek dünyada mı onu kestiremiyorum.
Ama hayalleri zirve yapmıştır.
Hayal ettiklerini gerçekmiş gibi göstermeyi her zaman becermişlerdir.
Bu nedenle geçmişte gerçeklerle fazla yüzleşmemiş olmalarına karşın, şimdi hayal(i)ciliği bırakıp kendilerini kanıtlamaya çalışmaktadırlar.
Gündemlerinde Taşucu’na yapılacak tersane var.
Temeli 2004’de atılan , ancak o zamanın ünlü Taşucu Belediye Başkanı ve çevrecilerin karşı çıkmasıyla durdurulan Tersane..
Ve de Taşucu’nun gerçek çevrecisi rahmetli Aslan Eyce ile aynı kefeye konulan Çevreci Başkan.
O Başkan acep şimdi nerelerde?
Bilmeyene söyleyeyim;
Önce çimentoculara sığındı.
Sonrasında da ortadan toz oldu!
Şimdi hangi kafeste çok iyi biliyorum , ama yazmıyorum.
Her şeyi merak edenler Onun da nerede olduğunu çok iyi biliyordur, ama yazmak işlerine gelmiyor.
Kimsenin hakkını yemeyelim!
Taşucu’nda turizm yapmak!
Gerçekten güzel bir düşünce.
Olması gereken oydu.
Ama, “Atı alan Üsküdar’ı çoktaaan geçti!”..
Taşucu o şansını 70’li yılların ikinci yarısında kaybetti.
Ta ki SEKA Tesislerinin kurulması ile turizm hayalde kaldı.
Yalnız Taşucu mu?
Yazmaktan, yorumlamaktan yorulduk, “Antalya turizmde Aya giderken, Mersin yaya kaldı!” diye.
Kaldı ki 1984 sonrası başlayan adına yazlık denen ikinci konut furyasında sahil yağmasına sessiz kalanları çok iyi biliyorum.
1977-78 yıllarında Akkuyu Nükleer Santrali’ne karşı haber yapıp yazı yazarken o zamanlar küplerini doldurmakla uğraşanları da!
Son beş yılda Taşucu’nda açılan mermer ocakları ve çimento fabrikasına sessiz kalanları da!
Dedik ya son yıllarda trend Çevrecilik..
Ama nereye kadar?
Sözün ÖZÜ;
Doğu Akdeniz her geçen gün ısınıyor!
Nedeni belli?
Bilgiç gibi bir de benim açıklamama gerek yok!
Buraya modern bir gemi bakım yeri ve tersane şart!
(Bilmeyene duyurulur, orada kesinlikle gemi sökümü yapılmayacak!)
Bu hem ekonomi hem de güvenlik için gerekli.
Tersaneyi bahane ederek, Mersin’de turizmden söz etmek ham hayalden öte geçmez.
Çünkü, turizm için tesis yapacak ne yer ne de çevre kaldı.
Turizm alanları kırk yıldır işgal edilerek abuk sabuk yapılarla donatıldı.
O günlerdeki katliamlara seyirci kalanların şimdilerde Çevreci Don Kişot olmalarına hayret ediyorum!
Düşünüyorum; tüm bunlar” Hayal(i) mi gerçek mi..?” diye..