Mersin’de 19 şirketin Anamur, Aydıncık ve Silifke kıyılarında yapak istediği balık çiftliklerine karşı MERÇED tarafından açılan dava kapsamında keşif yapıldı! Söz konusu şirketlere danışmanlık yapan bir akademisyenin bilirkişi heyetinde yer alması nedeniyle ‘şaibeli’ olarak eleştirilen keşif çevreciler tarafından da protesto edildi.

HEDİYE EROĞLU

Mersin’in Anamur ilçesinde 7, Aydıncık’ta 5, ve Silifke’de 7 olmak toplam 19 balık çiftliğinin yapımına karşı sürdürülen hukuk mücadelesi devam ediyor. Mersin Çevre ve Doğa Derneği’nin (MERÇED) söz konusu tesislerin Çevresel Etki Değerlendirme Raporu’na itiraz ettiği davalar kapsamında bölgede keşif yapıldı. Protestoların gölgesinde yapılan keşif esnasında çevreciler, “İstemiyoruz” diyerek yetkililere seslendi.

Denizden yapılan keşif esnasında Anamur’da MERÇED üyeleri ve bazı sivil toplum örgütleri ile vatandaşların katıldığı eylemde basın açıklaması yapılarak “İstemiyoruz” mesajı verildi.

“ORTAYA KORKUNÇ BİR KİRLİLİK ÇIKACAK”

Dernek adına açıklama yapan Dernek Sözcüsü Süreyya Yıldız Çoban, “Tesislerde havuz da denilen 396 adet kafes yer alacağı ve bu kafeslerin deniz yüzeyinde yaklaşık 500 bin metrekare alan kaplayacağı belirtilerek şunlar kaydetti; “Üretim esnasında balıkların yemediği 3 bin tondan fazla yem denize karışacaktır. 6 bin tondan fazla balık dışkısı da denize karışacak ve deniz tabanında tonlarca fosfor ve azot birikintisine neden olacaktır. Bu da denizde ciddi bir kirlenme yaratacaktır. Bu atıkların yanı sıra çeşitli nedenlerle kafeslerde ölen

balıklar da denize bırakılacaktır. Çok yakınımızda ki Bozyazı ve Aydıncık’ta kurulacak çiftliklerden bırakılacak atıklar da düşünüldüğünde, ortaya korkunç bir kirlilik çıkacaktır. Ayrıca kafeslerden kaçacak balıkların, doğal balıkların genetiğinin değişmesine sebep olacağı gibi, bazı etobur balık türlerin beslemek için yem olarak hamsi ve sardalya gibi balıkların kullanılması sonucu doğal türlerin azalmasına, yarattığı kirlilik nedeniyle oksijensiz kalan deniz çayırlarının azalmasına, deniz dibinin çölleşmesine ve sonuçta deniz ekosisteminin bozulmasına neden olacaktır. Kaldı k balık çiftliği kurulmak istenen bölge, hem turizm alanı hem de ‘Kesin korunacak hassas alan’ olarak bakanlıklarca lan edilmiştir. Öte yandan söz konusu yerler Akdeniz Foklarının ve Caretta Carettaların yuvalama ve yaşam alanıdır. Bu alanlar Ülkemizin de taraf olarak imzaladığı Uluslararası Sözleşmelerle koruma altındadır” şeklinde konuştu.

“BALIK ÇİFTLİKLERİNE ŞİDDETLE KARŞIYIZ”

Anamur’un ekonomisine hiçbir bir katkısı olmayacak şirketlere, böylesine büyük kapasitelerle endüstriyel üretim izin vermenin, doğayı ve halkın sağlığını hiçe saymak anlamına geldiğini iddia eden Çoban, “Doğanın ve halkın değil, şirketlerin çıkarını gözeten çiftliklerin kurulmasına asla izin verilmemelidir. Yunanistan ve İtalya gibi ülkelerin deniz temiz kalsın, doğal balıkları üretebilsinler diye kurulmak istenen ve beş on şirkete para kazandırmak dışında halka hiçbir faydası olmayan balık çiftliklerinin kurulumuna şiddetle karşı çıkmalı, bu

yönde ki taleplerimiz her yerde dile getirmeliyiz. Unutmayalım k dünyayı ödünç aldığımız çocuklarımıza temiz bir çevre ve temiz bir deniz bırakmak hepimizin ortak sorumluluğudur” ifadelerini kullandı.

“EKOSİSTEME ZARAR VERECEK”

Anamur Hayvanları Koruma Derneği Başkanı Al Kubilay Erdal da balık çiftliklerinin tarıma, turizme ve ekosisteme zarar verdiğini ve balık çiftlikler kurulacak yerlerin uluslar arası doğal yaşamı koruma sözleşmesi dahilinde olduğunu vurguladı ve açılmaması gerektiğinin altını çizdi. İYİ Parti İlçe Başkanı Osman Kahvecoğlu ve İl Temsilcisi Erdal Bulut’ta balık çiftliklerine karşı halkın yanında olduklarını açıkladılar. Akdeniz AD-AFAG Mersin Aydıncık temsilcisi olan Mehmet Sarı dünyada sadece 700 tane kalan Akdeniz Foku’nun 20 tanesinin Aydıncık’ta olduğunu ve nesli tükenmekte olduğu için korunması gerektiğinin altını çizdi ve bu hassasiyetten dolayı bölgede balık çiftliği kurulmaması gerektiğini söyledi.

MERSİN’DEN MAHKEME YETEİNE İTİRAZ!

MERÇED avukatı Semra Kabasakal konuyla ilgili gazetemize yaptığı açıklamada, öncelikle bilirkişi heyetinde yer alan Mersin Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Doç. Dr. Deniz Ayaş’ın, balık çiftlikleri yapmak isteyen şirketlere danışmanlık yapması nedeniyle kınayarak, “Ayaş’ın bilirkişi olarak heyette yer almaması için itirazda bulunduk çünkü vereceği görüş yanlı-taraflı olacak. Ancak mahkeme heyeti bu talebimizi reddetti. Biz de mahkeme heyetlerini de reddettik. İtirazlarımız sonucu dava Bölge İdare Mahkemesi’nde görülecek.

Özellikle Anamur’un durumu çok özel çünkü Akdeniz Fok Balıkları’nın yaşadığı alanlara çok yakın yapılmak istenen tesisler. Ayrıca tarihi yapılar da yok sayılıyor. Bölge çok geniş bir alanda yaklaşık 20 milyon metrekarelik bir alan balık çiftlikleri ile kaplanmak istiyor.

Öte yandan daha keşif yapılırken Silifke’de 5 tane balık çiftliği kurulmuş ama itirazımız kapsamında yapılan keşifte ne tesisten, ne yemden, ne de sudan numune alınmamış, mesafelere bakılmamış. Kurulu balık çiftliklerinin sağlıklı olup olmadığı ile ilgili hiçbir inceleme yapılmamış. Bu keşfe de itiraz edilecek” dedi.