Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’ndaki bazı görevlilerin sosyal yardım çalışmalarını AKP iktidarı için bir seçim malzemesine döndürmeye çalıştığını ifade eden SES Şube Başkanı Yılmaz Bozkurt, tespit ettikleri görevliler hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladı.
Mehmet Nabi Batuk
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Mersin Şubesi, düzenlediği basın açıklamasında, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın (ASPB) sahip olduğu hizmet ve olanaklarının, bazı görevliler tarafından AKP iktidarı lehine istismar edildiğini öne sürdü. Sendika şube binasında yapılan açıklamada “Sosyal hizmetler lutüf, sosyal yardım alanlar oy deposu değildir” yazılı pankart açılırken; Burada açıklama yapan SES Şube Başkanı Yılmaz Bozkurt, bakanlıkta ve bakanlığa bağlı il müdürlüklerindeki bazı görevlilerin sosyal yardım çalışmalarının iktidar lehine kullanmaya çalıştığını aktardı. Görevini kötüye kullandığı iddia edilen bazı görevlilerin tespit ettiklerini ve bu konuda savcılığa suç duyurusunda bulunacaklarını ifade eden Bozkurt, “Kurum çalışanları bir parti için çalışmaya zorlanmakta; hizmet alanlar hak sahibi olmaktan çıkartılarak "seçmen" olarak görülmekte ve hizmetlerin oya çevrilme hesabı yapılmaktadır. Görülen odur ki Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı için önemli olan sosyal hizmete ihtiyaç duyan kesimler değil muhtaç kesimlere yapılan yardımların kendilerine oy olarak dönmesi hesabıdır” dedi.
“EKİPLERİN GÜNLÜK EN AZ 10 HANEYE GİTMESİ İSTENMEKTE”
Son süreçte Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından 81 İl Müdürlüğüne bir talimat yazısı gönderildiğini ifade eden Bozkurt, söz konusu yazının ayrıntılarını şu cümlelerle paylaştı: “Ramazan ayı boyunca, yani seçimlerden önceki bir ay boyunca, Bakanlığın yardım verdiği kişileri ziyaret etme talimatı vermiştir. İl müdürlüklerine gönderilen genelgede, Ramazan ayı dolayısıyla "Koruyucu aileler, evde bakım hizmeti alanlar, sosyal ve ekonomik destek hizmeti alanlar, kadın hizmetleri kuruluşlarından destek almış olanlar ile hizmet alanımızda bulunan kırılgan nüfusun yaşadığı mahalle ve semtlerde bulunan hanelere bir erkek ve bir kadından oluşan ekiplerce hane ziyaretleri yapılacaktır" denilmiştir. Aynı talimatla ziyaret ekiplerinde il müdürlüğü ve kuruluşlarda çalışan yöneticiler ile kadrolu, 4D ve ek ders karşılığı çalışanlar dâhil tüm personelin yer alması, ekiplerin günlük en az 10 haneye gitmesi ve hane halkındaki fertlerin tümüyle birebir görüşmeler yapılması istenmektedir.”
“SEÇİMDEN BİR AY ÖNCESİNE DENK GELMESİ TESADÜFLE AÇIKLANAMAZ”
Yazıda ayrıca ziyaret çalışmalarının özel olarak özel olarak takip edileceğinin kurum müdürlerine bildirildiğini kaydeden Bozkurt, “Takip için ayrı bir mail adresi açılmış ve çalışanlar için Bakanlık internet sisteminde “Hane Ziyaret” adı ile bir modül açılmıştır. Bu talimat kurumsal herhangi bir mekanizmaya/plana/hedefe dayanmamaktadır. Acil bir seferberlik ilan eden bu talimatın, tespit edilen bir ihtiyaca ya da Bakanlık hizmet planına dahil olmadığı apaçık ortadadır. Onlarca çocuğun istismar haberleri ile güne uyanırken, acil müdahale gerektiren durumlarda dahi teyakkuz haline giremeyen Bakanlığın bugün böyle bir "acil plan" oluşturmasının seçimden bir ay öncesine denk gelmesi tesadüfle açıklanamaz. Dolayısıyla bu çalışmanın "Bakanlık çalışıyor işte ne güzel" diyerek saf bir yaklaşımla karşılanması mümkün değildir” dedi.
“MEMURLAR İKTİDAR GİDERSE YARDIM KESİLİR SÖYLENTİSİ Mİ YAYIYOR?”
Söz konusu talimat yazısının kurumsal bir plana dayanmadığı için personelin sorumlu olduğu işlerde aksaklık yaşanabileceği uyarısı yapan Bozkurt, yaşanabilecek problemlerin tek sorumlusunun Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya olduğunu ifade ederek şunları söyledi: “Biz biliyoruz ki mevcut işleyişte kurumsal çalışmaların tümü yazılı belgelere ve talimatlara dayanamamaktadır. Nitekim Bakanlık bürokratları asıl niyetini sözlü talimatlar ile açık bir şekilde ifade etmektedirler. Basına konuyla ilgili bilgi veren bir Bakanlık çalışanı, il müdürlüklerinin konuyla ilgili uyarıldığını ve görüşmeleri yapacak personelden ‘Bu iktidar giderse yardımlar kesilir’ fikrini işlemesi istendiğini belirtmiştir. Bakanlık çalışanı, il müdürlüklerinin ilgili personeli bu doğrultuda yönlendirmekle görevlendirildiğini vurgulamıştır. Sendikamız genel merkezine ulaşan başka bilgilerde de İl Müdürleri, özellikle taşerondan 4D işçi kadrosuna geçen personelle yaptıkları toplantılarda “size kadro verenlere ihanet etmeyin, onlara destek verin” gibi konuşmalarla telkinlerde ve baskıda bulunmaktadır.”
TESPİT EDİLEN GÖREVLİLER HAKKINDA SUÇ DUYURUSU
Sözlerinin son bölümünde Türkiye'de her 8 kişiden 1’inin sosyal yardım aldığını hatırlatan Bozkurt, çalışmaların tüm ihtiyaç sahiplerine eşit ve adil bir şekilde yapılması gerektiğini ifade ederek “Bu hizmetler ve yardımlar TBMM’sinin çıkardığı kanunlara istinaden yapılmaktadır ve yardımlar iktidar partisinin cebinden değil halkın ödediği vergilerden karşılanmaktadır. Sosyal devletlerin yurttaşlarına yönelik yaptığı her çalışma, o devletin zorunlu çalışmasıdır. Hizmet alanlara "seçmen" olarak yaklaşılamaz, oy hesabı güdülemez, seçmen açık ya da örtülü tehdit edilemez; Bakanlık personeli bu amaçla çalışmaya yönlendirilemez. Bakanlık eliyle seçmenlerin kulağına çalınmak istenen bu propagandaya karşı kamuoyunda bilgilendirme yapılmalıdır. Bakanlık yetkilileri bir an önce iktidar değişse de korunmaya muhtaç durumdakilere yapılan sosyal yardımlar ödenmeye devam edeceğine yönelik açıklama yapmalıdır. Sivil toplum örgütlerince ve siyasi partiler kanalıyla da 24 Haziran seçimleri öncesinde, sosyal devlet anlayışının anayasanın değişmez bir ilkesi olduğu, ödenen sosyal yardımların bir sosyal hak olduğu halka açıklanmak zorundadır. Bakanlık yetkilileri verdikleri bu talimatla ve bu çalışma ile suç işlemektedir. Buradan açıkça şunu belirtiyoruz ki bu durumun takipçisi olacağız, hizmet alanlara bu türden tehdit ve şantaj yoluyla giden ve tespit edilen görevlilerle ilgili suç duyurusunda bulunacağız” diye konuştu.