Mersin’in gündemi ‘hayaletler’… Yani seçmen taşıma iddiaları… Herkes mevzunun bir ucundan tutuyor, diğerini suçluyor! Ortalık ruh çağırma seansına döndü…
Ve bunlar Türkiye’de öyle alışık olduğumuz konular haline geldi ki, artık garipsemiyoruz!
Ancak herkes birbirini taşlarken, eteğindeki taşı dökerken, iğneyi kendine batırmıyor!
Ve bu durumda kimseyi rahatsız etmiyor!
Kimse de çıkıp kendisine isnat edilen suçlamalarla ilgili açıklama yapmıyor!
Şikayetler, itirazlar var ama prosedür…
Diğer yandan ise pazarlıklar sürüyor! Kürt siyasetçi Leyla Zana, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çözüm sürecine dair açıklamasını hatırlatarak çağrıda bulunuyor…
CHP, İYİ Parti, DEM ‘ittifak yok’ diyerek, bölge bölge nerelerde işbirliğine gidebileceğinin hesabını yapıyor!
Yani gördüğünüz gibi vitrinde ekranda bir film dönüyor ama arka planda neler oluyor!
Adeta bir ‘cambaza bak’ filmi izliyoruz!
Yani güzel kardeşim işin aslı senin oyun kıymetli, kıymetli olmasına ama kimin işine yaradığına göre kıymete biniyor!
Sen istediğini alamıyorsun evet ama bu da senin kabahatin!
Ne istediğini bilmiyorsun!
Emekli maaşı zammı yeterli mi hayır! Ama diyorsun ki ‘ya bundan da olursam?’
Siniyorsun!
Sosyal yardımlarla ‘elimizden tutan’ iktidar beklentisinden çıkmana izin verilmiyor!
Biliyorsun! Bile bile lades oluyorsun!
Oysa sen kurtarıcı beklemeyip kendi kaderini çizebileceğine inansan bu hesap kitap zaten değişecek! Bu düzen zaten seni korur, kollar, gözetir hale gelecek! Hak ettiğini aldığın, eşit, adil, refah içerisinde yaşamın olacak! Gelecek korkun kaygın olmayacak! Huzur ve güven ortamı içerisinde muasır medeniyetler seviyesine yükselerek, geleceği inşa edeceksin!
Hayaletlerle, devşirmelerle, pazarlıklarla kokuşmuş siyasetten arınmak için, kurtulmak için önce biz kendimizden başlamalıyız değişmeye!
Önce kendi kapımızın önünü, zihnimizi temizlemeliyiz!
‘Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın’ dediğimiz müddetçe bu düzen değişmez!
Ya o yılan bir gün sana dokunur ya da sen bir gün yılana dönüşürsün!
Bunun başka yolu yok!
İdrak etmen gereken gerçek bu!
Bu gerçek ile yüzleş artık!
Çünkü sen yüzleşmezsen çoluğun çocuğun gelecek nesiller yüzleşmek zorunda kalacak!
Ve bu bizim onlara bırakacağımız aslında en kapatılmaz yara olacak!
Bu yaraya çözüm bulmak nesiller alacak…
