Teorik tanım; Muhalefet bir veya daha fazla siyasi parti veya diğer örgütlü gruplardan oluşur ve bir şehir, bölge, devlet, ülke veya diğer siyasi birimde siyasi kontrolü elinde tutan hükümete, partiye veya gruba, öncelikle ideolojik olarak karşı çıkar. Karşıtlık derecesi siyasi koşullara göre değişir.
Halktaki karşılığı; haksızın karşısında, haklıyı savunur! Zalimin zulmü altında ezilenin sesi olur! Yanlışa yanlış deme cesareti gösterir!...
Türkiye’nin sorunu muhalif olmaktadır!
Muhalif olanı tukaka ilan etmek, vatan hanini demek en kolayıdır… Ve hep de öyle olmuştur. Çünkü muhalif, sorgulayan, eleştiren bir kişi, topluluk, istemez ZALİM karşısında…
Zulmüne direnilir o zaman! Kurduğu düzen yıkılır çünkü…
Bu nedenle muhalefet bilinci güçlendirilmez genelde…
Ama ne yazık ki bu muhalefetin de işine gelir!
Çünkü aslında muhalif kültürüne sahip olmayıp, sahipmiş gibi yapan muhalifler, muhalif yapılar bunun ekmeğini yelekten çekinmezler!
Mesela muhalif belediyelerin işçilerin örgütlenmesi önünde engel olması bunun en belirgin örneğidir.
Çünkü işçi örgütlenir ise muhalefeti güçlenir! Direnir!
Ve ne yazık ki Mersin’de muhalif ‘miş’ gibi yapan yerel yönetimler de yaşanan bu durum her geçen gün daha çok ayyuka çıkmakta.
Son olarak CHP’nin Büyükşehir ve Yenişehir Belediyelerinde Meclis Üyesi olan Abdurrahman Yıldız bile yaşananlara isyan etti.
Muhalefet partilerine mensup belediyelerde çalıştırılan işçilerin dibine kadar parti politikalarına bulandığını söyleyerek bu duruma tepki gösterdi!
Muhalefet belediyelerinde örgütlü sendikaların da, işçi sınıfının temsilcisi değil de, ilgili muhalefet partisinin ya da belediye başkanının sözcüsüymüş gibi davranmakla eleştiren Yıldız, “Aman bir şey söylemeyelim, parti, başkan zarar görmesin derdinde. Tabi çoğu zaman bu davranışın kişisel olarak ödülünü alıyor” tepkisi verdi.
Peki bu eleştiriler kimeydi? Mensubu olduğu parti başta olmak üzere muhalefet partilerine…
Kim bunlar; başta Büyükşehir sonra merkezde Mezitli ve Yenişehir ile doğu da Tarsus…
Yahu iyi de hani siz hakkın, adaletin savunucularıydınız?
Nasıl oluyor da muhalif belediyelerde işçiler eziliyor?
Hak arayışı, örgütlülüğü engelleniyor?
Eşitsizlik, adaletsizlik yaşanıyor?
Nasıl oluyor da işçinin hak, hukuk arayışı asgari ücrete, açlık sınırı tartışmalarına sıkışıp kalıyor?
“Demokraside Vahap Seçer Modeli” kitabı yazanlar, konu işçinin emekçinin hakkı, hukuku olunca kendi partisine mensuplar tarafından bile eleştirilebilecek olaylara imza atabiliyor?
Çünkü parti artık onların!
Çünkü işçi artık onların!
Sözde demokrat olanlar; mülkiyet bilincinden arınması gerekenler, ‘biat’ kültürü ile iktidarlarını, saltalarını koruma, sürdürme sevdasına kapılabiliyor!...
Çünkü meydanı da boş bulabiliyor!
Çünkü kendilerine imkan veren bir zemin ile ortam ile karşılaşıp, bunu fırsata çevirebiliyor!
Gerisini belediye işçisi düşünsün…
Haksızlığa mı uğradı artık ya parti başkanına yanaşacak ya da belediyede başkan veya yalakalarının gözüne girecek!...