Çiçero’ya sormuşlar;

“Roma İmparatorluğu nasıl yıkıldı?..”

    “İşi ehline vermedik diye,” yanıt vermiş.

    Yaşamanın temel kurallarından biri geçmişten dersler çıkarıp gelecekteki olası hataların önüne geçebilmektir.

    Bu kişiler içinde geçerlidir, toplumlar içinde.

    Dünya üzerinde bu konuda önemli örnekler sunuyor bize tarih sayfaları.

    Tarih çöpe atılanları da yazar, kralları da, kraliçeleri de.

    Birileri üzerine alınsın diye yazmıyorum ama;

    Bizim coğrafya da tarihten ders almışların sayısı yok denecek kadar azdır.

    Havasından mı, suyundan mı, insanımızın huyundanmıdır bilinmez ama geçmişten bu yana böyledir ne yazık ki.

    “Lafı dolandırıp durma, neticeye gel kardeşim” diyenlere kıssadan hisse olsun diye yazıyorum bu satırları zaten.

    Malumunuz seçim var hafta sonu.

    İkinci kez gideceğiz sandık başına.

    Demokrasimize taç mı konduracağız, yoksa taç konduracak demokrasi mi arayacağız önümüzdeki yıllarda bunun oylamasını yapacağız.

    Demokrasinin özne olması gerekirken, kişileri özne hale getirerek her şeyi daha da zor bir hale getirdiğimizin farkında değiliz hali hazırda.

    Bu saatten sonra da kolaylaşacak gibi görünmüyor.

Bizatihi kendisini ilgilendiren önemli konularda bile cevabını “fark etmez” olarak verebilen ve

“toplumsal duyarsızlık” halinin egemen olduğu “rahat” bir toplumun yansımalarını görüyorum demek benim açımdan daha doğru olur.

Öyle olmasaydı seçime üç gün kala sandığa gitmenin önemini, bir tek oyun bile sonucu etkileyebileceğini anlatmak için kimse göbeğini çatlatmazdı.

    Seçmeni etkileyebilmek için hiçbir siyasetçi yalana, dolana veya belden aşağı vurma amaçlı kampanyalara ihtiyaç duymaz, tevessül etmezdi.

    Hiçbir siyasetçi sandığın dibinde debeleneceğini bile bile ortaya çıkıp, kendisini yormaz, seçmenin kafasını karıştırmaz, meşgul etmez, aldığı üç-beş oy ile şahsına gelecek pazarlaması yapma cüretinde bulunamazdı.

    İkna yöntemine gitmeyip “seçmen tavlama” yolunu seçen siyasilerin yöntemleri kendilerine ve seçmene saygısızlık boyutuna ulaşmazdı diyenlerdenim.

    Bu yolu açan siyasilerin kendilerine yapılan veya yapılabilecek eleştirileri hemen“saygısızlık” boyutunda düşünmeleri ve cezalandırma yolunu seçmeleri düşürüldüğümüz, düşürüleceğimiz durumların özetidir oysa.

    Bu kadar olumsuzluğun ortasında sandıktan ne çıkacak bilmiyorum.

    Tarihin bizi küçük düşürmeyeceği bir sonuca razıyım.

    Yarınlara biraz umut kalsın yeter.

    **

    Sevdiğim Laflar:

“SU TESTİSİ SU YOLUNDA KIRILIR!..”