image
Mitat ÇELİK
21.03.2022


MADAM BUTTERFLY

Mersinliler, sessiz sedasız sahnelenen bir başyapıtın Türkiye prömiyerine şahit oldu.

Puccini’nin ölümsüz operası Madam Butterfly, Arjantinli Şef Tulio Gagliardo Varas yönetiminde,  Melih Öztürk’ün eşsiz rejisiyle 17 Mart’ta Mersin Devlet Opera ve Balesi Sahnesi’nde sahnelendi/seslendirildi.  Eserin reji yardımcılığını Alpay Noyan Özbay üstlenirken koroyu esere hazırlayan Anıl Aydın oldu.

Aslında eserin dünyada ilk sahnelenişi 1904, ülkemizde 1941, Mersin’de ise 1946’dır. Eseri Türkiye’de ilk yapan durum, bir operanın Japon Bunraku kukla tekniğiyle ilk kez sahnelenmesi. Böylesine önemli bir sahne olayının iz düşümü, gelecekte kendisini daha da gösterecek; Mersin’in adını kültür başkentlerine de taşıyacaktır.

Eserin sanatçı ve yaratıcı kadrosunu büyük bir hayranlıkla takdim ediyorum.

Butteffly (Cio Cio San), 15 yaşında bir geyşadır ve bir Amerikan subay olan Pinterkon ile evlidir. Bu evlilikten kaynaklanan sorunlardan dolayı tüm akrabalarını kaybederek kendi memleketinde yalnızlaşır. Evliliğe bir oyun gibi bakan Pinkerton, bir süre sonra kendi ülkesine döner. Butterfly ise Pinkerton’dan olan çocuğuyla birlikte yıllarca kocasının dönmesini bekler. Ancak Pinkerton, sadece oğlunu almak için gelecektir.

Anlatıcılığını Yusuf Ziya Büyükaslan’ın yaptığı temsilde, Cio Cio San’ı Sevinç Demirağ, Pinkerton’u Erdem Erdoğan, Suzuki’yi Asude Karayavuz, Sharpless’i, Melih Tepremez, Goro’yu Mustafa Özer, Bonzo’yu Hasan Berk seslendirdi.  Daha önce La Boheme, Carmina Burana gibi pek çok eserde yer alarak Mersin’de hatırı sayılır bir hayran kitlesine sahip olan Erdem Erdoğan, bu sevginin karşılıksız olmadığını bir kez daha gösterdi.

Seyircinin solistler için fuayede yaptığı yorumlar, her birine ismiyle hitap ediyor olması, böylesi eserlere duyulan ilginin de göstergesi oldu.

Jestlerin görünür olmadığı bir kukla operasında karakterlerin kendini ifade etme olanağı, solistlerin ve kukla oynatıcılarının ustaca senkronize olmasında gizlidir. Japonya’da bu yetiye, uzun çıraklık dönemi sonunda ulaşılıyor. Hal böyle olduğu halde kısa bir süre içinde esere hazırlanan, her biri sahnede solistler kadar devleşerek karakter kuklalara can veren, Gülden Vurandemir, Korhan Dinçer, Seda Yörenç, Mehmet Erkoç, Erdem Özdemir, Tolga Erden, Özgür Yılmaz, Ayşin Alev Yücel, salonu dolduran sanatseverlerin gönlünde taht kurdu. Diğer karakterlere can verenler, Mahmut Uğur Nas, Gülçin Altaş, Ayşegül Devrim Serdar, Işıl Cavga, Dilara Kaymak oldu.

Bunun böyle olması, usta solistler kadar eserin arkasında sağlam duran bir teknik ekibi de zorunlu kılar. Eserin dekor tasarımı Özlem Topuz, kukla tasarım ve kostümü Hatice Kaptı, ışık tasarımı Tarı Deniz, video tasarımı Umut Sinan Özdemir, kukla çözümlemesi Alper Güneri’ye ait. Bu yapımı sadece Mersinliler değil, tüm Türkiye izlemeli.

 Göreve geldiğinden bu yana pandemi dahil tüm olumsuz şartlara rağmen benzersiz yapımlara imza atan Müdür ve Sanat Yönetmeni Serbülent Biçer’i yürekten alkışlıyorum.




 
  YAZARIN ARŞİVİ
 
 
 
  YORUMLAR
 

 

  YORUM YAZIN
 
Adınız Soyadınız :

Yorumunuz          :

Güvenlik Kodu     : Güvenlik Kodu
Kod                        :

 





  BİK İLANLAR





 



ANASAYFA
MASAÜSTÜ GÖRÜNÜM
HABER ARŞİVİ


KÜNYE


İLETİŞİM

mersinhaberci.com © Copyright 2016-2025 Tüm hakları saklıdır.
İzinsiz ve kaynak gösterilemeden
yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

sanalbasin.com üyesidir

URA MEDYA