image
Mitat ÇELİK
12.01.2020


AVNUSSALAH VE TESELLİ YURDU

Puştluk üzerine en iyi güzellemeyi; “memleket güzel/memleket hoş/memleket müstesna/ama ahali puşt”, dizeleriyle Şair Eşref yapmış.

Bunu, Çukurova’ya özgü şu söz takip eder; “veled mazbut velakin memleket puşt”.

Diğerleri;

“Ayağa kalk ehli vatan dediler kalktık. Puştlar oturdu biz ayakta kaldık.” Neyzen Tevfik

“Kim kazandı Metin abi? On derste devrim tarihi: Biz kazandık ama ahali puşt”. Enis Akın

Puşt, anlamı değişime uğramış bir kavramdır. İlk anlamından daha çok, sözüne güvenilmez, sinsi, çıkarı için her şeyi yapabilecek insanlara yönelik kullanılır. Sözcük, ahali boyutunda kurulunca ister istemez politik bir kavrama da dönüşür.

Buna en iyi örnek, Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın Utanmaz Adam kahramanı Avnussalah’tır.

Küçükken adı Yumurcak’tı, sonra Afacan, sırasıyla Haylaz, Çapkın, Utanmaz, oldu. Bu, onun için son rütbe değildi. Avnussalah tahsilde şiire kadar yükseldiği zaman Namık Kemal’in meşhur mısrasını şöyle tepetaklak etti: “Alçal ki yerin bu yer değildir”. Roman işte böyle başlar.

Kahraman, dolandırıcılık, şantaj ve bir dizi düzenbazlıktan sonra, Yaralı Gönülleri Teselli (şarkılı sözlü karşılığı olan arabesk kültüre buradan daha net bakabiliriz) adlı bir dergi çıkarmaya başlar. Bununla da kalmayarak, tıp eğitimini yarıda bırakmış arkadaşına sahte diploma uydurarak Yaralı Gönülleri Teselli Yurdu adlı bir de muayenehane açar. Dergi yüksek tiraj yapmakta, yaralı gönüller ise burada tedavi edilmektedir.

İşin aslı, muayene ücretlerinin ne olması gerektiğinde açığa çıkar. Sahte doktor Suduri’ye göre, ücret asgari tutulmalı, gerektiğinde ek ücretlerle fatura şişirilmelidir. Nedir bunlar; müşavere (danışma) hakkı, avait (geliş), fevaid (faydalı şeyler), ikamet, refakat (eşlik etme), nekahet (iyileşme), musahabet (sohbet).

Yani, kapıda karşılama bedeli, hastanın iyileşme harcı, sıkılanlarla sohbet payı, hayatta kalma vergisi, vs. Gözünüzde canlandığı gibi olaylar böylece gelişip durur. Tanıyanı şaşkına çevirecek onlarca ahali tiplemesidir, sizleri bekleyen.

Nihayet her şey bitmiş,  eserin finalinde Avnussallah, “Çaldım, dolandırdım, sağdan soldan sızdırdım. Karşıma hiçbir davacı çıkmadı. Çünkü yere vurduklarım benden suçlu mahkeme kaçkınlarıydı. Yakalarını adalete teslim etmeden beni ele veremezlerdi”, der.

Hüseyin Rahmi Gürpınar

Utanmaz Adam (1934)

386 Syf. Farklı yayınevinden pek çok baskısı var. Tavsiyem sahaflarda almanızdır.

Dolandıran kadar ahalinin de puştluğunu gözler önüne seren böylesine bir eseri başka dillerde bulmak mümkün mü, bilemem. Ama Timur’un karşısında ahalinin yaptığı puştluğa karşılık Nasrettin Hoca’nın tavrı da anılmaya değer. 




 
  YAZARIN ARŞİVİ
 
 
 
  YORUMLAR
 

 

  YORUM YAZIN
 
Adınız Soyadınız :

Yorumunuz          :

Güvenlik Kodu     : Güvenlik Kodu
Kod                        :

 





  BİK İLANLAR





 



ANASAYFA
MASAÜSTÜ GÖRÜNÜM
HABER ARŞİVİ


KÜNYE


İLETİŞİM

mersinhaberci.com © Copyright 2016-2025 Tüm hakları saklıdır.
İzinsiz ve kaynak gösterilemeden
yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

sanalbasin.com üyesidir

URA MEDYA