“Senin dudakların pembe
Ellerin beyaz,
Al tut ellerimi bebek
Tut biraz!
Benim doğduğum köylerde
Ceviz ağaçları yoktu
Ben bu yüzden serinliğe hasretim
Okşa biraz!
Benim doğduğum köylerde
Buğday tarlaları yoktu
Dağıt saçlarını bebek
Savur biraz!
Benim doğduğum köyleri
Akşamları eşkıya basardı
Ben bu yüzden yalnızlığı hiç sevmem
Konuş biraz!
Benim doğduğum köylerde
Şimal rüzgarları eserdi
Ve bu yüzden dudaklarım çatlaktır.
Öp biraz!
Sen Türkiye gibi aydınlık ve güzelsin
Benim doğduğum köyler de güzeldi.
Sen de anlat doğduğun yerleri,
Anlat biraz!"
Bu romantik, toplumsal içerikli, nahif "Hikaye" şiirini Türk edebiyatına kazandıran Cahit Külebi, 20 Aralık 1917'de Tokat'ın Zile ilçesinde doğdu. Kendini eğitime adayan şairimiz Milli Eğitim Bakanlığında uzun yıllar müfettişlik yaptı. Eski Türk Dil Kurumunda görev alıp saymanlık da yapan Cahit Külebi 20 Haziran 1997 tarihinde, 80 yaşındayken hayata veda etti.
“Atatürk Kurtuluş Savaşı'nda" adlı eseri Nevit Kodallı tarafından "Atatürk Oratoryosu"na temel oluşturan Külebi'nin şiirleri için Orhan Veli "Şiirden her şeyi attım ama Külebi'nin şiirlerine bayılıyorum. Çünkü o, halkın teşbihleri ile çok değişik havada yazıyor." der.
Orhan Veli Kanık'ın üsteki övgülerini hak eden şiirlerinden biri de "Güzelleme"dir:
“Evinizin önünde dolaşsam
Seni bulamazdım,
Sen gözlerinde bahçeleri olan
Şimdi evimdeki karım
Senin kadar güzel olsun çocuklarım.
Gökyüzü bugün ne kadar da çok
Yıldızlarla dolu avuçların."
Seksenli yıllarda TRT'ye verdiği bir mülakatta "Benim şiirim sanıyorum bir tür gerçekçi şiirdir.
Bir yönden ise romantik bir tepki şiiridir." diyen Cahit Külebi, biz şiirseverler okusun amacıyla arkasında "İçi Sevda Dolu Yolculuk", "Türk Mavisi", "Adamın Biri", "Rüzgar", “Çürüyen Otlar", "Özgürlük"...gibi şiir kitapları bırakmıştır.
Şairimizi "Zerdali Ağacı" şiiriyle uğurluyoruz.
İyi ki bu dünyadan bir "Cahit Külebi" geçmiş:
(I)
“Havalar güzel gidiyor
Sen de çiçek açtın erkenden
Küçük zerdali ağacım
Aklın ermeden.
Bak kurt gibi kalın yapılı
Görmüş geçirmiş ağaçlara
Küçük zerdali ağacım
Pişman olursun sonra
Şimdi okşar da hafif hafif
Birgün yerden yere çalar rüzgar
Küçük zerdali ağacım
Bakma güzel gitsin havalar.
Sallansın dalların çocuklar gibi
Bakma güneş ısıtsın varsın.
Küçük zerdali ağacım
Sonra donarsın.
Zemheride bahar mı olur
Akşamları seyret anlarsın.
Sakın erkenden çiçek açma
Küçük zerdali ağacım."