Hayatla bağı bir şekilde kopabiliyor insanın. Bir hayal kırıklığında, ufak bir umutsuzlukta, beklediği ilgiyi görmediğinde, borcunu ödeyemediğinde, verdiği sözü tutamadığında…..kopuyor ve yeniden o bağı kurabilmek çok zorlaşıyor.
Yaşarken de ölebiliyor insan, kendine yardım edemediğinde, vazgeçtiğinde. Etrafımızda sessiz çığlıklar atarak gezen, içinde fırtınalar kopan, çaresizliğine kendini gömmüş o kadar insan var ki….
Herkesin az ya da çok desteğe ihtiyacı olduğu günlerden geçiyoruz, elimizden gelen desteği de kimseden esirgememiz gereken günlerden. Büyük-küçük, genç -yaşlı, doğa- hayvan diye ayırmadan, kendimizi, etrafımızı, çevremizi iyileştirmeye gönüllü olmamız gereken günlerden.
Kötülüğün kanıksandığı, artık neredeyse nefes almak gibi normalleştirildiği bu zamanda yapacağımız en ufak bir iyilik bile o karanlığın sönmesine destek olacak bir ışık olacaktır. Ve eğer o karanlık içinde sen de kaybolduysan yardım istemekten çekinme, lütfen. Bu yazı bile sana tutunacak bir el, bir dokunuş…
Kötülükle birlikte karanlığın içinde kaybolmak bir seçim. Ama iyilikle, güzellikle, doğrulukla yaşamaya çalışmak, çabalamak ta öyle.
Nefes aldığımız müddetçe hayatın içindeyiz, oyuna ortağız.