Seçim tarihinin dillendirilmesiyle Türkiye yeni ve sancılı bir sürece girdi. “14 Mayıs olur mu olmaz mı?”; “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yeniden aday olabilir mi olamaz mı?” tartışmaları son hız devam ederken; sessiz ve derinden değil, bağıra bağıra bir parti saflarda yerini alıyor.
Her ne kadar 2017’de kurulup 2018’de faaliyetine başlamış görünse de aslında o partinin kökleri taa 1961’e dayanıyor. 12 Mart Muhtırası ve 1980 askeri darbesinde iki kez kapatıldı ama yoluna emin adımlarla devam etti ve bugün küllerinden yeniden doğdu.
Elbette kendisini ‘devrimci ve sosyalist; halkın, emekçinin partisi’ olarak tanımlayan Türkiye İşçi Partisinden (TİP) söz ediyorum. Biri genel başkan olmak üzere sadece 4 milletvekili ile gerek mecliste gerek sahada gündem olmayı başarmış bir parti artık TİP.
Son dönemeçte ‘Emek ve Özgürlük İttifakı’ içinde yer alarak ‘Seçimlerde biz de varız; var olmanın ötesinde biz de geliyoruz’ diyor artık TİP.
Efendim, sadece merkezde, yani Ankara ve İstanbul’da değil, yerel örgütlenmeleriyle Anadolu’nun her köşesinden ses veriyor, sesini duyurmaya çalışıyor TİP.
“Yönetim kadrolarımızın ve üyelerimizin hemen tamamı günde 8-12 saat çalışan emekçi kesim” diyor TİP’in Mersin Kurucu İl Başkanı ve Parti Meclisi Üyesi Bülent Ufuk Ateş. “Buna karşın durmaksızın halk için çalışıyoruz; halkın sesini hem mecliste hem alanlarda duyurmaktır çabamız” diye de ekliyor.
Gazeteci büyüğüm, yıllarını halkın özgür haber alma hakkını yerine getirmek için harcamış; bugün de yine halk için, emekçi için, kadınlar, için, gençlik için, çocuklar için, çevre için, yani demem o ki onurluca, insanca bir yaşam için siyasi arenada mücadele saflarına katılmış can ağabeyim Bülent Ufuk Ateş..
Gazetecilikte örnek aldığım, genç meslektaşlarımın deneyimlerinden yararlanmalarını kuvvetle önerdiğim büyük ustam Bülent Ufuk Ateş..
TİP Mersin İl Başkanlığında bir araya geldik cumartesi sabahında. El emeği, gönül katkısıyla hazırlanmış enfes bir kahvaltıda. Bir avuç gazeteci, çoğunluğu genç bir avuç TİP’li.
Sözü de yetkiyi de gençlere vermiş bu TİP; ne acayip!
Sıcacık bir ortamda sohbet, muhabbet güzel de artık ‘Ne yapmak istiyor bu TİP?’, ‘Ne diyor bu TİP’liler?’ dedik ve PM Üyesi Bülent Ufuk Ateş’e verdik kulağımızı..
“Siyaseten iddiamız; halkı meclise, meclisi de halka taşıyacağız” dedi Bülent abi. ‘Eşitlik’ dedi, ‘özgürlük’ dedi, ‘hak’ dedi, ‘adalet’ dedi, ‘halk’ dedi, ‘emek’ dedi, ‘işçi’ dedi, ‘kardeşlik’ dedi, ‘barış’ dedi Bülent abi. ‘Tüm bu hakları sağlamak için çalışıyoruz, çalışacağız’ dedi.
Başka ne dedi peki? ‘Sömürü’ dedi, ’düzen’ dedi ke ardına bir de ‘parti’ ekledi, kapitalist dedi. “Biz, devrimci, sosyalist bir partiyiz. Yalansız bir partiyiz, ne ise oyuz. İşçi, emekçi sınıfının partisiyiz. Diğer düzen partilerine benzemiyoruz ve benzemeyeceğiz” diyerek bir de iddia koydu orta yere Bülent abi.
Kurdukları gönül bağlarıyla her geçen gün büyüdüklerini, son dönemde partiye çok yoğun bir ilgi olduğunu söyledi ve ekledi Ateş, “Bir yılda alacağımız mesafeyi bir haftada aldık. Son bir haftada Türkiye genelinde yüzde 25, Mersin’de yüzde 50 arttı üye sayımız. Yüzde 95’i de 18-35 yaş aralığında. Bu noktaya nasıl geldik? 2018’den bu yana söylediklerimizde tutarlılık var. Bu da güveni getirdi. Yalan söylemiyoruz ve söylemediğimizi görüyor halkımız.”
Elbette Mersin’i de konuştu Bülent abi; “Mersin” dedi, “eskiden ucuz emekli kenti olarak bilinirdi. İnsanlar emekli olduklarında Mersin’e yerleşirlerdi. Fakat artık bu özelliğinden çıktı, çünkü kiralar ve konut fiyatları fahiş artmış durumda. Bırakın gelmeyi 50 yıldır burada yaşayanlar artık barınma sorunu yaşıyor. Bu kent artık yoksul emeklilerin şehri oldu” diye de ekledi.
Şu söze de dikkatinizi çekmek isterim: “Mersin, artık yoğun emek sömürüsünün olduğu bir kente dönüştü.”
Seçimde Mersin’de güçlü bir çıkış yapmak istediklerinin de altını çizdi Ateş ve “Ortam müsait, haklılığımız ortada” cümlesiyle de hızlı geldiklerinin altını çizdi.
“Biz gerçekçi romantikleriz” diyen Bülent Ufuk Ateş’in, seçimde yüzde 3 hedefini küçümseyenlere verdiği yanıtı da bir kenara not etmenizi isterim: “Biz hayalci değiliz. Seçimlerdeki hedefimiz; TİP’in 1965 seçimlerindeki yüzde 3 oy oranını yakalamak. Hatta bunu aşacağımızı düşünüyorum. Yüzde 3 bizim için eşiktir. Bunu aştığımız anda Türkiye siyasetine bir çivi çakmış addederiz kendimizi. O çiviyi de çakmaya kararlıyız.”
Gerek solda gerek sağda ‘Oy verecek başka parti mi var?’ diyenler, TİP gibi sesini duyurmaya çalışan partilere de kulak verirler belki.