(Başarılı bir öğrencinin figanı)
Günlerce, haftalarca, aylarca, yüzlerce saat çalıştım, çabaladım, okudum, altını çizdim, araştırdım, yazdım...Nihayetinde tüm derslerimi en üst not harf sistemi olan AA düşürdüm.
Yine binlerce soru çözdüm, deneme sınavı çözdüm; tarih, coğrafya, felsefe...konularını tekrar ettim. Yüzlerce saatimi bu uğurda harcadım. Ve oldukça iyi iki sınav verdim: TYT ve AYT süper geçti.
Peki sonra n'oldu derseniz, bugün o zaferden, coşkudan iz kalmadı. Tüm zafer naralarım kesildi, tüm coşkum ve sevincim söndü.
Aylarca süren emek sonrasında elde edilen utku bu kadarcık mı olacaktı? Elde avuçta hiçbir şey kalmadı, yorulup gitti.
Oysa bu yoğun, istekli, başarılı çalışmayı para kazanma yolunda kullansaydım, bir çıkar amacıyla iktidar partilerine yamansaydım, para ve nüfuz kazansaydım...sevinç ve coşku bitse bile geride çil çil altınlar, bir masa, sekreterler, önünde eğilip bükülen, el pençe divan duranlar kalırdı. Tüm çalışmalarının bir karşılığı olurdu. Moralin bozuk olsa da birikimlerini bozdurur bozdurur harcardın.
Hülasa dostlarım bilimin, sanatın, öğrenmenin, merakın peşinden koşmanın salt getirisi kısa süren bir coşku ve tatmin. Öyle hayatını maddi açıdan kolaylaştıran bir kazanç elde edebilmen pek kolay değil. Ne yapasın işte, benim yazgım da böyle örülmüş..
Diyeceksiniz ki çok geç değil. Sen de para kazanacağın, siyaseten güçlü olacağın alanlara kay ve parsayı topla.
Yapamam...Ben para kazanmayı bilemem, bağımsız ve çingene ruhum bir partinin disiplinine, hiyerarşisine yanıt veremez. Boğulurum kalırım.
Benim bu alemdeki payıma merak ve öğrenme aşkı düşmüş. Başka türlüsü elimden gelmez. Zaten bu saatten sonra da eksen kaymasına uğrayamam, bedenim ve ruhum çatur çutur kırılır...