Kentimiz için sinema eleştirisi üzerine konuşmanın yeri var mı hiç düşünmedim; bu hususta kültürel bir eksiklikten söz edebiliriz. Fakat edebi ve sahne sanatları üzerine konuşabilmemizin alt yapısı, diğer kentlere göre daha zengin durmakta.
Bunun için ise eleştirinin, ucuz edebiyatın tuzağından sakınması gerekir. Ancak böylesine bir kültür kentinden söz edebiliriz.
Hepsinden önemlisi, Mersin’de izleyici gruplarının neliği üzerine kapsayıcı bir gözlem yapılmamış olmasıdır. Çünkü eleştiri, sanat eserinden daha çok bir izlek oluşturmak üzere alımlayıcı için kurulur.
Eleştiri Olanakları:
Kentimizde yayınlanan bir sanat dergisinin olmaması (sahne sanatları, klasik müzik ve opera-baleyi kapsayan yayınlarda ülkemizde bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar az olan ve bizi şanslı kılan AKOB bir istisna), bundan dolayı eleştiri kurumunun çoğunlukla gazeteler üzerinden yürütüldüğünü hepimiz bilmekteyiz. Ayrıca eksik eleştiri de konuşulabilinir.
Gazetenin eleştirmene sınırlı olanak tanıması bir handikap gibi dursa da, söyleşi vb. alternatiflerle bu açığı kapamak mümkün. Fakat gazetelerimizin kültür sanat veya hafta sonu eklerinin olmaması buna olanak tanımamakta. Böylesi yayınların gerekçelerini oluşturmak bizi, taşra ve merkez ikileminde bir yerlere taşıyacaktır.
Ayrıca böylesi yatırımlarda, estetik, ekonomik, sosyal, gibi etkenler arasında “ekonomi” en temel belirleyici durumundadır. Gazetelerin, risksiz bir alanda yatırım yapma isteğinden bahsediyorum. Hal böyle olunca hevesli yayın sahiplerinin sayfalarında ancak yer ayırabilmeleri, iyi niyetli, yaraya pansuman yapmaktan öteye geçmemekte.
Bunu bir işaretleme yazısı olarak düşünüyorum.
Opera, bale, senfoni, tiyatro ve edebiyat, Mersin’de eleştirmenini bekliyor. Bunu salt köşelere taşınan değinme yazısından kurtarmanın en geçerli yolu ise gazetelerin kültür sanat ekleri çıkarmasından geçmekte.
…
Edebiyat açısından bir zamanlar, Islık, Şiirin, dergilerinin Mersin’in tarihine altın izler bıraktığını bilmekle birlikte, kentimiz için bir edebiyat dergisi gerekçesinin henüz oluşmadığını üzülerek belirtmeliyim. Oysa edebi kişiliklerimiz, pek çok kente oranla hatırı sayılır bir orandadır.