“Güz Çiçeklerinde Nazım'a Çelenk" adlı şiirinin bir yerinde Nazım Hikmet'e;
“Niçin öldün Nazım?
Ne yaparız şimdi biz
Şarkılarından yoksun?
Nerede buluruz başka bir pınar ki...
Orada bizi karşıladığında gülümseme olsun.
Seninki gibi ateşle su karışık
Acıyla sevinç dolu
Gerçeğe çağıran bakışı
Nerede buluruz."
diyen Pablo Neruda bir Latin Amerika ülkesi olan Şili'de 12 Temmuz 1904'te doğmuştur.
İspanya iç savaşı ve Şair Garcia Lorca Neruda'yı çok etkilemiştir. Hem İspanya'da hem de Fransa'da halkçı bir tutuma yönelerek Cumhuriyetçilerin saflarında yer almıştır.
Şair yarattığı eserlerinde genellikle siyasi ve toplumsal konuları işlemiştir. Zalimlerin yanında değil, mazlumların yanında, zenginlerin yanında değil, fukaraların yanında yer almıştır. Örgütsüz ve dağınık halkın, örgütlenip birlik hale geldiğinde yenilmez olacağına olan inancı tamdır. Halkın bu yıkılmaz gücünü "Buğdayın Türküsü" adlı şiirinde şöyle dile getirir:
"Halkım ben parmakla sayılmayan
Sesimde pırıl pırıl bir güç var
Karanıkta boy atmaya
Sessizliği aşmaya yarayan.
Ölü, yiğit, gölge ve muz, ne varsa
Tohuma dururlar yeniden.
Ve halk toprağa gömülü
Tohuma durur bir yerde
Buğday nasıl filizini sürerse
Çıkarsa toprağın üstüne
Güzelim kırmızı elleriyle
Sessizliği burgu gibi deler de..
Biz halkız, yeniden doğarız ölümlerde."
Pablo Neruda mücadelenin, devrimin ve aşkın şairidir. Şair, zorbalara karşı, diktatörlere karşı mücadele edenlerin sesi olan şiirlerinin yanı sıra mutluluk ve huzur için aşkın limanına demir atan şiirler de kaleme almıştır. Zaten aşksız şair mi olunurmuş? Bakınız Neruda "Gülüşün" adlı şiide aşkı nasıl anlatır:
"(...)
Sevdalım, zifiri karanlıkta bile
Gülümse bana
Ve ansızın saçılıyorsa
Kanım sokak taşlarına
Gülüver
Çünkü gülüşün eşitliktir
Yalın bir kılıca."
Ezenle ezilenin savaşında ezilenin yanında yer alan, patronla işçi sınıfının savaşında işçiden yana olan, yoksul ve zayıf ülkelerle merkez ülkeleri arasındaki savaşta yoksul ülkelerin yanında yer alan Şilili ozan aslında barış yanlısıdır. Onun savaşı sömürüye, cehalete ve bağnazlığa yöneliktir. "Barış" büyülü bir söz olarak Neruda'nın şiirlerini derinden derinden besler:
“Un için
Ve doğacak tüm buğdaylar için
Barış olsun.
Çayır çimen arayan bütün aşıklar için
Ve bütün yaşayanlar için
Bütün sular, bütün topraklar için
Barış olsun!"
Ömrü daha eşitlikçi, daha yaşanılır, daha insanca bir Şili'nin, bir dünyanın kurulması mücadelesiyle geçen Neruda'nın ölümü Faşist Diktatör Pinochet'in adamlarının infazıyla 23 Eylül 1973 tarihinde gelmiştir.
Ancak halklar tarafından Pablo Neruda sevgiyle, özlemle anılırken, Faşist Diktatör Pinochet nefretle anılmaktadır.
Ülkemizin ve dünyanın içinde bulunduğu havasızlık ortamında Pablo Neruda'nın şiirleri bize ufkun özgür umudunu sunar.