Türkiye Olağanüstü Hal Rejimi altındayken 26 Ağustos 2016’da Varlık Fonu’nun kurulduğunu anımsatan Milletvekili Atıcı, Varlık Fonu’nun; halkın yani meclisin ve devletin yani Sayıştay’ın denetiminden muaf, vergi ve ihale kanunları dâhil birçok kanundan muaf, Türkiye Cumhuriyeti’nin toprakları dâhil bugüne kadar biriktirdiği tüm varlıklarda, bir kişinin söz sahibi olduğu bir fon olduğuna dikkat çekti.

“İktidar, terörü bitirmek için verilen Kanun Hükmünde Kararname çıkarma yetkisini istismar etmeye devam ederek, 90 yılda Cumhuriyetimizin biriktirdiği mal varlıklarını bu fona devretmiştir” diyen Atıcı, “Bazı ülkelerde de kurulan bu tip fonlar, hükümetlerin icraatları ile yarattıkları ve harcamalardan sonra artan parayı gelecekteki kuşakları için değerlendirmek üzere kurulurken, ülkemizdeki iktidar mirasyedi zihniyeti ile kurmuştur.
Devredilen halkın malları arasında; Ziraat Bankası, Halk Bankası, İstanbul Borsası, Milli Piyango, Spot Loto ve diğer şans oyunları, THY, Eti Maden, ÇAYKUR, BOTAŞ, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı, PTT gibi kuruluşlar ile Bordum, Marmaris, Didim ve Efes’te 3 milyon metrekare arsa yer almaktadır.

“DEVREDİLEN VARLIKLAR TEHLİKE ALTINDA”
Sayılan kuruluşların halkımız için ne kadar değerli olduğu herkesçe bilinmektedir.  Seçilmişlerin yani meclisin, yani malın esas sahibinin denetiminden uzak, bir kişinin atadığı yönetim kurulu tarafından yönetilecek bu varlıklar tehlike altındadır. 
Çünkü bir kişinin atadığı yönetim, denetimsiz şekilde bu varlıklarımızı yurt dışında rehin ederek borçlanma dâhil istediği gibi kullanıp satabilecektir.
Referandum öncesi denetimsiz, hesap sorulamayan bu kadar büyük mal ve paraya hükmetme isteği nedendir? Olağan yönetim zamanında bile yapılması kabul edilemeyecek olan büyük devirler neden olağanüstü hal şartlarında şimdi yapılmaktadır? 
Bu telaş nedir? 14 yıllık iktidarda 600 adet tam teşekküllü 1200 yataklı hastane veya 20 tane 3. Boğaz köprüsü yapacak kadar özelleştirme geliri olan 60 milyar dolar parayı harcayıp üstüne 751 milyar TL kamuyu borca sokan iktidarın yönetimine güvenmiyoruz.
Anayasamıza, hukuka, ahlaki ve tarihi değerlerimize aykırı şekilde, hazinemizin keyfi bir yağma zihniyetine bırakılması, daha güçlü bir ‘Hayır’ için yeni bir gerekçedir.
Atalarımızın, anne ve babalarımızın kan ve gözyaşı ile biriktirip bize bıraktığı değerlerin mirasyedi zihniyetiyle yağmalanmasına ‘Hayır’ diyeceğiz.
Ülkeyi beka sorunu ile karşı karşıya getiren, ekonomiyi iflasa sürükleyen 14 yıllık iktidarın, Anayasa Referandumu öncesi yaptığı bu uygulamaya karşı milletimiz, Cumhuriyeti koruduğu gibi 100 yılda biriktirdiği ekonomik değerlerini de koruyacaktır” diye konuştu. (bülten)