SONER AYDIN
Türkiye’deki limon üretiminin yüzde 65’ini karşılayan Mersin’e özgür bir marka doğuyor. Narenciye kenti Mersin’in değerlerini taşıyacak markanın ismi ise Mersin Limonu. Projenin fikir babası gazeteci/yazar Fatih Alkar Mersin Limonu serüvenini anlattı. Mersin’in narenciyede bir marka değer sahip olmamasından yakınan Alkar, Mersin Limonu’nun Mersin’e özgü değerler taşıyan bir proje olduğunu söyledi. Projenin hayata geçirebilmesi için maddi desteğe ihtiyaçlarının olduğunu dile getiren Alkar, proje ile istihdamın sağlanacağını kaydetti.
“MERSİN MARKA ÜRÜN YARATAMADI”
Mersin’in narenciye anlamında geç kalınmış birçok potansiyeli barındırdığını dile getiren Alkar, pek çok nedenden dolayı Mersin’de narenciyede bir marka ürün yaratılamadığı serzenişinde bulundu. Narenciyede Bursa örneğini veren ve bir limonata markası yarattıklarını anımsatan Alkar, “Bursa bu konuda kendi çapında bir mücadele veriyor ya da markalar kendi çapında bir mücadele veriyor ama biz diyoruz ki, Mersin’in neden bir limonata markası olmasın? Bursa’da bu işi uzun yıllardır yapan bir firma var ama limonataya 2007 yılında geçmişler ve piyasaya hakim olmuşlar. Bursa’daki firmanın bir özelliği daha var, 30-40 milyon dolarlık ihracat yapıyor. Dolayısıyla ben de onu gördükten sonra bu konuyu araştırdım. Araştırmalarımın ardından Mersin’in narenciye, muz, çilek, defneyaprağına kadar çok önemli bir potansiyeli var. Limonun yüzde 70’inin bu kentte üretildiğini öğrendim. Mersin Erdemli, Silifke, Mezitli, Tarsus gibi limon bahçeleri ile çok önemli bir yere sahip. Yapılaşmaya rağmen büyük bir potansiyele sahip. Artık zamanı geldiğini düşünüyorum. 2. 3. Organize Sanayi Bölgesi’nden bahsediyoruz, buralarda bir limonata fabrikasının ve Mersin Limonu markasının oluşması, ürün haline gerekiyor. Uluslararası havaalanlarından bana hediyeler geliyor ve bir şehir düşünün limonatanın, limonun turizmini yapıyor. İtalya’da, İspanya’da böyle şehirler var. En büyük hayalim Mersin Limonata’sının oluşması ve havaalanlarında da satılabilecek güne geleceğiz diye düşünüyorum. Pazarlama, maliyet, tanıtım gibi etkenler çok önemli. Bu kentin bir marka değeri olsun istiyorum. Marketlerdeki raflarda Bursa firmasının ürünleri yer alıyor evet ben Bursa firmasına karşı değilim ama Mersin’den başlayan bir kıvılcım, o raflarda Mersin markası olsun. İnsanlar aidiyet duygusuyla o markayı tüketsin. Başka şehirlerle bunun rekabetini yapsın” diye konuştu.
“PROJE İSTİHDAMA KATKI SAĞLAYACAK”
Projenin istihdama çok büyük katkı sağlayacağını sözlerine ekleyen Aklar, “Burada bir kooperatifleşme, kümelenme olması gerekiyor. Limoncuların, narenciyecilerin, işinsanlarının kümelenme halinde bir araya gelerek Mersin Limonata fabrikasını kurabilmeleri mümkün. İstihdama kaktı sağlayacak. Fabrikalar büyüdükçe daha fazla istihdam sağlanacak. Ama bunun için çok geç kaldık. Sivil toplum kuruluşlarının, yerel yönetimlerin, ticaret odalarının hepsi işin içersinde olmalı. Kümelenme kavramını bu boyutuyla da ele alabiliriz. Çünkü sadece limonata değil, bir marka değer olması için söylüyorum bunu. Bunun teknik analizlerini yapacak olanlar var, Ziraat Mühendislerinden Ziraat odasına kadar, Belediyeden Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan’a kadar pek çok desteğe ihtiyacımız var. Kırsal kalkınmanın bölgesel anlamda krediler veriyor ama dediğim gibi bu benim asli görevim değil. Ben işin bir ucundan tutarım, Mersin Limonatası’nın bir marka olması beni mutlu eder ama dediğim gibi bütün kent dinamiklerinin içinde olması gerekiyor. Bu fabrika Organize Sanayi Bölgesinde kurulabilir ama maliyet açısından Erdemli’de kurulursa daha iyi olur. Sonrasında zaten devamı gelir. Narenciye sektöründe pek çok fabrikamız olabilir” ifadelerini kullandı.