Mehmet Nabi Batuk
Mersin Emek ve Demokrasi Platformu bileşenleri Özgür Çocuk Parkı’nda bir araya gelerek öğretmenlerin, akademisyenlerin ve Akdeniz Belediyesi çalışanlarının son yayımlanan Karar Hükmünde Kararname ile işten çıkarılmasını protesto etti. “OHAL’e, KHK’lara, İhraçlara, açığa almalara, kayyumlara, başkanlığa hayır pankartının açıldığı eylemde, sık sık “Faşizme karşı omuz omuza”, “AKP’ye teslim olmayacağız”, “İnadına sendika inadına KESK” sloganları atıldı. Emekçilere platform bileşeni kurum temsilcilerinin yanında TBMM CHP Grup Başkan Vekili Engin Altay’da destek verdi.
“MUTLAKA HESAP VERECEKLERİNDEN EN KÜÇÜK BİR ŞÜPHE DUYMUYORUZ”
Platform adına hazırlanan ortak basın açıklamasını okuyan KESK dönem sözcüsü Kenan Hazar, Mersin’de Resmi Gazete’de yayımlanan son 686 sayılı KHK ile Eğitim – Sen üyesi 47 öğretmenin ihraç edildiğini belirterek, Kayyum ile yönetilen Akdeniz Belediyesi’nde de DİSK Genel – İş üyesi 10 işçinin iş akidlerinin askıya alındığını 21 Tüm Bel – Sen üyesinin açığa alındığını hatırlatarak Mersin Büyükşehir Belediyesi’nden de 2 Tüm Bel – Sen üyesinin açığa alındığını söyledi. Ayrıca sendika üyesi olan 300 işçinin daha işten atılacağı iddialarının bulunduğunu belirten Hazar, “Kimlerin hangi amaçlarla bizleri sindirmek istediğini çok iyi biliyor, hukuksuz ihraçlara neden olanların hukuk karşısında mutlaka hesap vereceklerinden en küçük bir şüphe duymuyoruz. Hükümetin kamu yöneticilerinin kendilerini yargının yerine koyarak yargısız infaz yapmaları sonucunda kamu görevinden ihraç edilen ve açığa alınanlarla birlikte doğrudan ya da dolaylı olarak mağdur olanların sayısı 2 Milyona yaklaşmıştır. Dolayısıyla iktidar eliyle kamuda gerçekleştirilen tarihin en kitlesel tasfiye hareketi sadece ihraç edilen kamu emekçilerini değil toplumun tüm kesimlerinin de yakından ilgilendirmektedir” dedi.
“KHK’LAR ALÇAK, HAİN, KALLEŞ BİR SİLAH OLARAK KULLANILIYOR”
TBMM CHP Grup Başkan Vekili Engin Altay ise işten atılan memurlara, öğretmenlere ve işçilere sabırlı olmaları gerektiğini ifade ederek, “Temel hak ve özgürlüklerle ilgili devletten bireye, bireyden bireye yapılan hak ihlalleri iddialarında mahkemelerin gerçekten yürütmenin sopası değil de adaletin terazisi ile bu konularda hüküm vermesi ile ilgilidir. Biz KHK’lar ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesi adı verilen bir mahkemeye gittik. Bunun Anayasadaki çok net olan temel hak ve özgürlüklerin anayasa ile güvence altına alınmış hak ve özgürlüklerin açık bir ihlali olduğunu söyledik. Anayasa Mahkemesinin daha önce aldığı iki karara rağmen adı Anayasa Mahkemesi olan yürütmenin sopası yürütmenin gladyatörü gibi işlem yapan o heyet bizim bu iddiamızı geri çevirdi. Bizim iddiamızın daha da ötesinde demokrasimize vurulan en ağır darbedir. KHK’ların yasal bir mührü olabilir. Ama Ahlaki bir hükmü yoktur, olmayacaktır. KHK’ları kendinden müşteki olan, kendileri gibi düşünmeyen toplumun bütün kesimlerine özelde de çalışanlarına, akademisyenlere, Eğitim – Sen’li öğretmenlere ve KESK Üyelerine yönelik olarak alçak, hain, kalleş bir silah olarak kullanan bu zalimlerin bu ülkenin başından bir an önce defedilmesi bir vatanseverlik sorumluluğudur” şeklinde konuştu.