Kentsel yenileme çalışmalarına da değinen Prof. Dr. Ülkü, yeşil alanların çoğaltılması çağrısında bulundu!
SONER AYDIN
Mersin’de 27 Temmuz’da başlayan, Yoğurt Pazarı, Silifke Caddesi, Ulu Cami Meydanı ve Atatürk Caddesi’ni kapsayan Kentsel Tasarım ve Yenileme Projesi çalışmaları kentin çeşitli noktalarında devam ediyor. Kentsel yenileme çalışmalarını ve kaybolan kent tarihini gazetemize değerlendiren Mersin Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Candan Ülkü, kent merkezinde bulunan tarihi yapıların koruma altına alınarak işler hale getirilmesi gerektiğini vurguladı. Kent merkezinde yeşil alanların giderek azaldığına da dikkat çeken Prof. Dr. Ülkü, mevcut yeşil alanların korunması ve daha fazla yeşil alan oluşturulması gerektiğini söyledi
“KÜLTÜREL MİRAS KORUMA ALTINA ALINMALI”
Mersin’in 19. yüzyılda bir liman etrafında kurulduğunu anımsatan Prof. Dr. Ülkü, günümüzde o kentten kalan konutların, hanların ve diğer yapıların şuan kentin mimari mirasını oluşturduğunu dile getirdi. 19. yüzyıldan günümüze kadar gelen mirası korumak adına geçmişte bir imar planı hazırlandığını ve planın ilgili belediyelerin toplantılarında kabul edildiğini hatırlatan Prof. Dr. Ülkü, “O doğrultuda gardan başlayıp Deniz Feneri’ne kadar olan alanda birçok yapının restorasyonu ile ilgili çalışma başladı. Ancak belediyelerdeki yönetim değişimi bir anlamda projenin sağlıklı ilerlemesini engelledi. Bugün tren istasyonunda inip karşınıza çıkan sokaktan girdiğinizde plan kapsamında o civardaki yapılardan başlayarak bir onarım çalışmasına girildiğini görebiliyoruz. Sahil valilikten Cumhuriyet Meydanı’na kadar birçok yapı elden geçirildi” diye konuştu.
“YAPILARIN KİME AİT OLDUĞU BİLİNMİYOR”
Mersin’de esas sorunun 19. yüzyıl konutlarına ait tapu belgelerinin bulunmaması olduğunu dile getiren Prof. Dr. Ülkü, “Yani bu yapıların kime ait olunduğu bilinmemesi. Tabi bu durum yapıların onarımı ve kullanımı açısından sıkıntı yaratıyor. Bu yapıların yıkılıp yerine otopark yapıldığına dair sık sık basında haberler görüyoruz. Örneğin, Nuri Abaç’ın tren istasyonu civarında bir evi var. O evin korunması için girişimde bulunduk. Tabi bu girişimler ne derece karşılığını buldu bilemiyoruz. Elbette 19. yüzyıl kentine ait bu kalıntıların diğer anlamıyla kültürel mirasın korunmasını herkes istemeli” dedi.
“KENTİN YEŞİL ALANA İHTİYACI VAR”
Prof. Dr. Ülkü, öte yandan Yoğurt Pazarı, Silifke Caddesi, Ulu Cami Meydanı ve Atatürk Caddesi’ni kapsayan Kentsel Tasarım ve Yenileme Projesi çalışmalarını da takip ettiklerini belirtti. Çalışmaların kent merkezinde taşlaşmaya neden olduğu eleştirisinde bulunan Prof. Dr. Ülkü, “Bu tür projeler Adana’daki bölge koruma kurulundan alınan izin doğrultusunda yapılıyor. Başlangıçtaki projeyi tam anlamıyla bilmiyoruz fakat uygulama sırasında da bir takım eksiklikler olabilir. Yoğurt Pazarı’nda ağaçlar güzel bir gölgelik oluşturuyordu, son onarım sırasında o ağaçlar da budandığı için boş bir alan haline geldi. İnsanlar orada güneşin altında değil de gölgede oturuyorlardı. Eğer ağaçlar uzarsa belki eski haline dönebilir. Çalışmalar kapsamında şehrin kaldırımları düzeltilecek, yolları yenilenecek, şehre makyaj yapılacak fakat Mersin’in biraz daha yeşile, parklara ve oturma alanlarına ihtiyacı var. Biraz daha bekleyip çalışmaların sonuçlanmasını görmeliyiz” ifadelerini kullandı.
Kent için önemli olan bu tür projeler yapılırken kendilerine, STKlara, odalara danışılmasını gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Ülkü, “Yıllardır bu alanda çalışmalar yapıyoruz. Elbette bize danışılmasını bekleriz ama danışılmadığında da niye danışılmadı diyemeyiz. Diğer taraftan bu tür projeleri denetleyen kurumlar, projenin içinde yer alan meslektaşlarımız var. Onlar bizim yerimize ortaya fikir koyuyorlar. Bizler buradayız, danışıldığı zaman elimizden gelen desteği veririz” şeklinde konuştu.