HEDİYE EROĞLU/EREN KAVVAS
Arsası Yenişehir Belediyesi tarafından bağışlanan ve tamamen gönülüllerin desteğiyle 3 bin 500 metrekarelik arsa üzerine inşa edilen Yaşlı Yaşam Merkezi’nde sona yaklaşıldı. 2 Ekim’de kapılarını açmaya hazırlanan merkez ve çalışmaları ile ilgili Türkiye Alzheimer Derneği Mersin Şube Başkanı Prof. Dr. Aynur Özge, Yaşlı Yaşam Merkezi Nöroloji Uzmanı Emine Kaygılı, hasta yakınları ve gönüllüler ile bu zorlu konuştuk.
AMAÇ; ALZHEİMER İLE İLGİLİ FARKINDALIK YARATMAK
Prof. Dr. Aynur Özge, alzheimer hastalığının çağımızın hastalığı olduğunu dile getirirken, alzheimerın kaçınılmaz bir şekilde görülme oranının da giderek artacağını söyledi.
Tüm dünyanın alzheimer hastalığının bilincinde olduğunu belirten Özge, alzheimer hastalığıyla ilgili farkındalığı arttırmak için çalıştıklarını söyledi. “Bu hastalığın herkesin başına gelebilecek bir beyin hastalığı olduğunu ve bu hastalık için yapılabilecek tek şeyin toplumsal bilinçlenmeyi arttırmak olduğunu herkese anlatmak istiyoruz” diyen Özge, “İkinci olarak da amacımız; aktif yaşlanmanın alzheimer hastalığını önleme konusundaki önemini vurgulamaktır. Çünkü bugün tüm dünyada üzerinde uzlaşılan tek temel nokta aktif ve sağlıklı yaşlanmadır. Bu amaçladığımız iki şeyi başarabilirsek alzheimerdan korunma ve öteleme şansı yakalarız" dedi.
“SİZ BANA UMUDU ÖĞRETTİNİZ”
Prof. Dr. Aynur Özge çok heyecanlı ve çok duygulu olduklarını çünkü birçok insanın ‘yapamazsınız!’ dediği bir şeyi başarmış olduklarını söyledi. “Biz burada aile olduk ve bir hayali gerçeğe dönüştürdük” diyen Özge, geçtiğimiz günlerde bir hasta yakınının ‘siz bana umudu öğrettiniz’ dediğini dile getirerek, “Çok hoşuma gitti. Çünkü buranın insanlara farklı bir katkısı da olmuş. Burada da en temel nokta az önce konuştuğumuz aktif yaşlanmadır. Burası bir Huzur Evi değil, burası sadece bir Bakım Evi değil. Burası hem hastaların bakıldığı, hem hastaların kreş gibi günü birlik destek aldığı, hem hasta yakınlarının gelip ferahlayarak eğitim aldığı, birbirleriyle keyifli vakit geçirdiği, hem de hiç hasta olmamış; bu hastalıkla yolu kesişmemiş insanların kaliteli zaman geçirebilecekleri, koşulsuzca ve teklifsizce gelebileceği herhangi bir ekonomik köken aramayan bir merkezdir. Biz şahsen bu dernekte çalışırken birbirimizden çok güzel pozitif enerji, umut, sevgi, iyi niyet, çalışkanlık, azim alıyoruz. Ve bu aldıklarımız için müteşekkiriz. Herkesi de buradan bir şey almaya bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
“AKTİF YAŞAM ALZHEİMERI ÖTELİYOR”
Yaşlı Yaşam Merkezi Nöroloji Uzmanı Emine Kaygılı ise Aktif bir şekilde yaşlanmanın alzheimerı ötelediğini belirtirken bizim toplumumuzun emekli olduktan sonra sakin bir hayat yaşamaya başladığını ve böylece beynin de emekliye ayrıldığını belirtti. Beynin sürekli aktif bir şekilde çalıştırılması önerisi yapan Kaygılı, "Onun için çocukluğumuzdan ihtibaren yaptığımız mesleğe ek olarak başka bir meslek yapabiliriz, hobiler elde edebiliriz, spor yapabiliriz, müzik aleti çalabiliriz, ilgi duyduğumuz bir dil öğrenebiliriz. Bunlar da beynimizin sürekli aktif bir şekilde çalışmasına zemin hazırlayarak zinde kalmasını sağlayarak sinirler arasındaki bağları güçlendirir" şeklinde konuştu.
HATAY’DAN MERSİN’E TAŞINDI
Soru: Bu hastalığı nasıl keşfettiniz?
Hasta Yakını Mehmet Türk: Eşim hasta. Hastalığı 7 yıl önce başladı. Basit unutkanlıklarla, yemek yapımındaki aksaklıklarla, saatin kaç olduğunu bilmede, telefonu kullanmada sıkıntılar oldu. Yapılan tetkikler sonucu alzheimer hastası olduğunu öğrendik. 7 yıldır hasta olan eşime kendim bakıyordum ama şuanda özel bir bakım evinde kalıyor.
Soru: Dernekle tanışmanız nasıl oldu?
Hasta yakını Mehmet Türk: Aslında ben Hataylıyım. İstanbul’daki bir alzheimer derneğine gittim ve Mersin’de de şubeleri olduğunu öğrendim. İki yıldır da buraya üyeyim. Beklediğimden çok fazla sıcakkanlılık, ilgi, alaka, fedakarlık gördüm. Çok güzel bir ortam... ‘Buraya keşke daha önce gelseydim’ dediğim çok oldu. Ben çok zorlandım ancak buradaki arkadaşlarım bana çok yardımcı oldular. Bu hastalığı Allah kimseye yaşatmasın. Çünkü gerçekten zor bir süreç…
Soru: Bu dernek size neler kattı?
Hasta Yakını Gül Nalan Döğücü:10 yıldır bu dernekle birlikte aktif bir şekilde çalışmalar yürütüyorum. Eşim 7 yıl alzheimer hastasıydı ve kaybedeli 3 yıl oldu. Hastalıkla ilgili çok bir şey bilmiyorduk. Bayağı kötü dönemler atlattık ama dernekle tanıştıktan sonra müthiş şeyler öğrendim. Bu dernek benim hayatıma katkı sunan en büyük şeydir. Böyle bir yerin olması ve aktif çalışmak sizi kötü düşüncelerden arındırıyor. Beynimizi boşaltıyoruz burada. Hastanız varsa herkes sizden uzaklaşıyor. Aile yakınlarınız bile uzaklaşıyor. Sizi hiç tanımıyorlar. Tabi dernekle birlikte her şey farklılaştı. Şuanda bir hastaya mükemmel bir şekilde bakabilecek duruma geldim. Çünkü bu hastalığın her şeyini öğrendim. Bu derneği çocuğum gibi görüyorum. Çok emek vererek geldik bugünlere. Bir insan hastalığa sevinir mi? Ama ben çok güzel bir aileye kavuştum burada. Aynur Hoca’mın rolü çok büyük…
“PSİKOLOGLARIN; ‘BİZE GERÇEK HASTA GELMEZ. NORMAL İNSANIN HASTA ETTİĞİ GELİR’ DEDİĞİ KESİM BİZİZ”
Soru: Annenize bakmakta zorlanıyor musunuz?
Hasta Yakını Fatma Menemencioğlu: Emekli diş hekimiyim. Annem hasta. 3 kardeştik ama 2 kardeşim vefat ettiği için anneme ben bakmak zorunda kaldım. Derneğe 3 yıl once üye oldu. Ama hala çok zorlanıyorum. Çünkü alzheimer mantık sınırlarını aşan bir hastalık... Hala kabullenemedim. Psikologların da dediği gibi ‘Bize gerçek hasta gelmez. Normal insanın hasta ettiği gelir’ diye söyler. Biz de hasta olan gruptanız.
Soru: Derneğe ne gibi katkılar sunuyorsunuz?
Hasta Yakını Fatma Menemencioğlu: Ben 2 sene önce çok hastalanarak resmen ipin ucunda gezdim. Baktım ki olacak gibi değil ‘gidiyorum, gitmeden bir şey yapayım’ dedim. Buradan daha iyi bir yatırım olmaz diye düşündüm. Ve 31 yıl boyunca çalışıp elde ettiğim tüm bikirimimi parayı buraya harcadım. Birçok arkadaşım da kurban bağışı yaptı. Bazı arkadaşlarımızın çocukları evlendi ve nikah şekeri adı altında bağış yaptılar. Bazıları da buraya evinden bir şeyler getirdi. Yani anlayacağınız bu merkez bağışlarla bu hale geldi. 500 TL’lik tuğla için çalmadığımız kapı kalmadı. Her şey de parayla olmaz. Gönüllülük de çok önemlidir. Bugün ben param olsa yine gözümü kırpmadan buraya bağışlardım. Buradaki arkadaşlarımın hakkı hiçbir zaman ödenmez. Bu dernek böyle ayakta duruyor. Devlet desteği almadan bu hale gelebilecek başka bina hayatımda görmedim, düşünemiyorum da. Herkesin ellerine sağlık…
“PAYLAŞMAK HİÇBİR ANTİDEPRESANIN YAPAMAYACAĞI ETKİYİ SAĞLIYOR”
Soru: Annenizin alzheimer hastası olduğunu nasıl fark ettiniz?
Hasta Yakını İlknur Erol: Babamı da 2011 yılında kaybettik ve 2012 yılında anneme alzheimer teşhisi konuldu. Zaten kaza, ölüm gibi kötü şeyler bu hastalığın tetikleyicisi. Yıllar önce hafif hafif belirtiler oldu ama biz fark edemedik. İnsan zaten hep yanındayken fark edemiyor. Benim bir arkadaşım annemin durumunu gözlemledi ve bizi buraya yönlendirdi. Bu hastalıkta maalesef geriye dönüş yok. Ne kadar iyi ve mutlu yaşatabilirsek onunla birlikte seviniyoruz.
Soru: Dernekteki paylaşımlarınız nasıl?
Hasta Yakını İlknur Erol: Bu dernekle birlikte çok güzel bir aileye sahip oldum. Gerçekten paylaşmak çok güzel bir şey… Paylaşmak hiçbir antidepresanın yapamayacağı etkiyi sağlıyor. Acılarımızı paylaşarak azaltıyoruz. Hastalarımız da bu ortamdan çok mutlular. Ben akrabalarımdan çok buradaki arkadaşlarımı görüyorum, oturuyorum, sohbet ediyorum. Evde işler birikse bile buraya gelerek manevi olarak kendimizi tazeleyip besliyoruz. Çok güzel dostluklar var burada. Emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum.
“TECRÜBELİYİZ SANIYORDUK AMA YANILMIŞIZ
Soru: Bu hastalıkla baş edemediğiniz zamanlar oluyor mu?
Hasta Yakını Meltem Mete: Benim eşim alzheimer hastası. Eşimin annesi de 15 yıl boyunca hastaydı. Bu konuda çok tecrübeli olduğumu söylüyordum ama sonradan anladım ki aslında değilmişim. Çünkü her hasta farklı özellikler gösterebiliyor. Kayınvalidem bu hastalığı daha sakin geçirirken, eşim ise 6 yaşındaki bir çocuk gibi asla durmuyor ve bir şey anlatamıyorsunuz. Geçenlerde de baş edemediğim için dibe vurdum. Hemen can kurtarıcımız merkezdeki uzmanlarımızı aradım ve o gün onunla buluşarak rahatladım. Bu aile işte bunun için burada. Biz birbirimize bunun için destek oluyoruz. Allah razı olsun ki Aynur Hoca’mızın öncülüğünde burası kuruldu. Burası yetmez bura gibi çok yer lazım.
Soru: Atölyenizdeki yaptığınız faaliyetleriniz nelerdir?
Hasta Yakını Meltem Mete: Ayrıca atölyede de gönüllü olarak çalışıyorum. Biz evden kaçıp atölyeye gelerek hastalıkları unutuyoruz. Atölyemiz bize resmen terapi oluyor. Bu terapiyi yaparken bir yandan da atölyede yaptığımız ürünleri satarak buraya katkı sağlıyoruz. Bunu yaparken de inanılmaz bir keyif alıyoruz. İyi ki bu aile var. Bu hastalık sayesinde ben bu ailenin bir üyesi oldum. Biz burada her zaman hasta yakını olarak yeni gelen hasta yakınları ve hastaları için elimizden geleni sonuna kadar yapacağız. Biz hep birbirimizle iletişim halinde olarak ağlanacak halimize gülüyoruz. Hakikaten birbirimizle konuşarak bunu atlatmaya çalışıyoruz. Bu hastalıkla tanışmış olmaktan memnunun çünkü kocaman bir ailem var.
“ALZHEIMER HASTALIĞI, DELİLİK DEĞİL”
Soru: İnsanlar alzheimerı biliyor mu?
Hasta Yakını Fuat Erdere: Annem 6 yıl alzheimer hastasıydı ve vefat etti. 6 yıl önce hastalığı öğrendiğimizde çok panikledik ama bu dernekle tanıştıktan sonra işimiz biraz kolaylaştı. Bu hastalık toplumumuzda da bilinmiyor ama son 5-6 yılda insanlarımız bilinçlenmeye başladı. Daha önce duyarsızlardı. Alzheimer hastalarına deli diyen bile vardı.
Soru: Hastaya bakmakta zorlandığınız anlar oluyor mu?
Hasta Yakını Fuat Erdere: Bir ailede alzheimer hastası olduğunda o hasta bir kişinin üzerinde kalıyor. Paylaşılmıyor. Paylaşılsa bile aile fertleri arasında ‘sıramı salayım da bitsin’ anlayışı hakim oluyor. Bazı ailelerde maddi imkansızlıklar yüzünden de böyle olabiliyor. Çünkü bakım evine bırakamıyorlar. Böyle olunca hasta 2 ay 3 ay ev ev gezmek zorunda kalıyor. Bu hastalıkta da en büyük problem yer değişikliğidir. Yer değişikliği olmaması lazım. Yer değişikliği olduğuda hastalık daha da ilerliyor. Örneğin 5-6 yıllık bir evresi varsa 2-3 yılda evrelerini dolduruyor. En sonunda da maalesef yatalak kalmak zorunda kalıyor. Sorunlar dertler paylaştıkça azalır ama bazı ailelerde bu yok. Hastayı bir köşeye atıp ‘benden uzak olsun’ diyorlar. Sahiplenmiyorlar.
“KORKMAYIN”
Soru: Derneğinize destek oluyorlar mı?
Hasta Yakını Fuat Erdere: 10 yıldır bu işin içerisindeyiz bizler artık eskidik. Yeni gelen dostlara, arkadaşlara yakın olmak, yarımcı olmak en büyük mutluluğumuzdur. Buranın yani derneğin ne şartlar altında yapıldığını herkes biliyor. Neler yapmadık ki? Stand açtık, mısır sattık, su sattık… Çünkü bize hiç kimse destek olmuyor.
Soru: Hastalıkla yeni tanışanlara tavsiyeleriniz var mı? Varsa nelerdir?
Hasta Yakını Fuat Erdere: Hastalıkla yeni tanışanlara korkmamalarını tavsiye diyorum. Başa gelmiş artık. Yapacak pek fazla bir şey yok. Bizler uzmanlaştık. Buraya gelsinler ve mücadeleyi öğrensinler. Komutanımız Aynur Hoca; bizler de arkasında askerleriyiz ve cepheye doğru gidiyoruz. Çünkü mücadele etmek zorundayız. Alışmak zorundayız. Beraber yaşamak zorundayız. Çünkü biz sağlam duracağız ki hastalarımıza bakabilelim. Biz kendimiz hasta olsak hasta olanlara bakamayız.
“ALZHEİMERİN NASIL BİR HASTALIK OLDUĞUNU BURADA ÖĞNEDİK”
Soru: Hastanızı memnun edebiliyor musunuz?
Hasta Yakını Ejder Şallı: Benim kaynanam hasta. 2010 yılında emekli oldum. Mesleğim ayakkabı üzerineydi. 2011 yılında da bu dernekle tanıştım. Burada çok güzel insanlarla biraraya geldim. Elimden geldiği kadarıyla insanlara yardımcı olmaya çalışıyorum. Alzheimerın unutkanlık hastalığı olduğunu bilmiyordum, sonradan öğrendim.
Soru: Derneğe ne gibi katkılarda bulundunuz?
Hsata Yakını Ejder Şallı: Bu merkezin çok faydasını görüyoruz. Arkadaşlarımızla güzel sohbetler ediyoruz. O yönden çok memnunuz. Burası olmasaydı biz bu kadar sosyalleşemezdik. Bu yüzden Mersin çok güzel bir merkez kazandı. Benim mesleğim ayakkabıcı olmasına rağmen burada çaycılık yaptım, sahildeki festivallerde mandalina suyu sıkıp sattım. Bu sayede elimizden geldiği kadarıyla 3-5 kuruş da olsa bir katkımız dokundu. Mücadelemizi bura için veriyoruz. Aynur hocam gecesini gündüzüne katarak bize destek ve yol gösteriyor. Bizi bu duruma getiren o. Onun için Aynur Hoca’ma çok çok teşekkür ediyorum. Herkesin burayı tanıyıp görmesini istiyorum.
Soru: Size ‘Atölyenin Annesi’ denmesi hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?
Hasta Yakını Gülay Şallı: Annem 5 yıldır alzheimer hastası. Bu hastalıkla baş etmek için büyük sabır lazım. Bu merkez bizim için sığınacak bir liman… Burada gücümüzün yettiği kadarıyla ne iş olursa yapıyoruz. Arkadaşlarım bana ‘Atölyenin Annesi’ diyor. Bunu duydukça çok mutlu oluyorum, seviniyorum.
HASTA DEĞİL, GÖNÜLLÜ…
Soru: Gönüllü olduğunuz halde derneğe geliyorsunuz. Sizi derneğe çeken nedir?
Gönüllü Emine Koca: Gönüllü öğretmenim. Eğitim programlarına katılarak derneğe üye oldum. Hasta yakını değilim ama bu dernek için neler yapabileceğimi düşünmeye başladım ve kendimi burada buldum. Arkadaşlarımızı bir araya toplamak için sanat evi açtık. O evde elimizden geldiği kadar toplanıp vakit geçiriyoruz. Bize üzgün, kırgın gelen arkadaşlar giderken mutlulukla ve sevinçle evlerine gidiyorlar. Zamanın nasıl geçtiğini unutuyorlar. Giderken çok mutlu olduklarını söylüyorlar. Bu da beni çok mutlu ediyor.
Diğer insanların da burayı tatmasını istiyorum. Böyle güzel bir ailenin içerisinde olsunlar ki onlar da mutlu olsunlar.