EREN KAVVAS

Mersin’de; Önce Demokrasi Girişimi, Anayasa Hukuku Araştırma Derneği ve Mersin Sivil Toplum Örgütleri Mersin Anayasa Tartışıyor’ konulu panelde düzenledi. Yenişehir Kültür Merkezi’nde düzenlenen panele Mersin Baro Başkanı Av. Alpay Antmen, Ankara Üniversitesi’nden Prof. Dr. Selin Esen, Mersin Üniversitesi’nden Doç. Dr. İhsan Kamalak, Marmara Üniversitesi’nden Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu ve Doç. Dr. Abdullah Sezer katıldı.

“ÇOĞULCU, KATILIMCI DEMOKRASİ”
Panelin açılış konuşmasını yapan Mersin Baro Başkanı Av. Alpay Antmen, panelde anayasa ve demokrasi konularını konuşacaklarını söyledi. Demokratik bir Cumhuriyet’te olması gerekenleri anlatan Antmen, “Bir Cumhuriyet’in tam demokratik bir Cumhuriyet olabilmesi için gönüllü birlikteliklerle bir arada bulunan ve o ülke halklarının tüm kesimlerinin çoğulcu ve özgür iradeleriyle katılımcı olarak yönetim ve denetim süreçleriyle doğrudan katıldığı, çok kimlikli ve değişik inançlı, farklı kültürlerle bir mozaik oluşturacak şekilde bir arada yaşamasına olanak veren bir devlet yapılanmasının gerçekleştirilmesidir” dedi.

“DEMOKRASİ TAM MANASIYLA İŞLETİLMELİ”
OHAL’in sonlandırılarak demokrasinin tam manasıyla işletilmesi vurgusu yapan Antmen, “
Kuvvetler ayrılığı ilkesi ise yasama, yürütme ve yargı kurumlarının devletin farklı organlarında bulundurularak iktidarın tel elde toplanmasını engellemektir. Hukuk devleti ilkesi ve liyakat yerine devleti birbirine teslim etmenin acı sonuçlarını hep birlikte gördük. Bugünden sonra yapılacak iş kurunun yanında yaşın da yanmadan bu terör örgütünün ve işbirlikçilerinin bağımsız yargı önünde adil yargılanma ve savunma hakları ihlal edilmeden hesap vermelerini ve bir an önce OHAL’in sonlandırılarak demokrasimizin tam manasıyla işletilmesi önemlidir” şeklinde konuştu.  

“YÖNETİM TEK BİR KİŞİNİN ELİNDE”
Mersin Üniversitesi’nden Doç. Dr. İhsan Kamalak ise Amerika’da yönetimin tek bir kişinin elinde olduğunun ve bakan diye bir şeyin olmadığının altını çizerek, “Amerika’da da sorunlar var. Devlet biçimi federal mi üniter mi? Siyasal partilerin yapısı ve işleyişleri nasıl? Disiplinli, ideolojik olup olmamaları, kurumsal sınıflar arasındaki mücadele, STK’ların gücü, hukuk devletinin gelişmişlik düzeyi, güçler ayrılığı, bağımsız ve tarafsız yargı, en önemlisi de yönetenlerin kendi çıkardıkları kanunlara sıkı bir biçimde uymaları. Bu kavramlar bağlamında ABD’ye baktığımızda ABD’ye dair eksik bilgilerimizin olduğunu görüyoruz. Amerika’da bakan diye bir şey yok. Yönetme yetkisi tek bir kişinin elinde. Başkana yönetme işi için yardımcı olacak bir kişi vardır. O da başkan ne derse onu yapar. Bizim anladığımız anlamdaki bakan değildir. Başkanın taleplerini yerine getirir. Başkan da yardımcısını istediği zaman görevden alabilir” diye konuştu.

“OHAL HUKUKİ BİR REJİMDİR”
Ardından sözü alan Ankara Üniversitesi’nden Prof. Dr. Selin Esen OHAL’in bazı temel özelliklerini sıralayarak, “OHAL rejimi dediğimiz zaman bunu demokrasiyi, demokratik değerleri askıya almak gibi düşünmemek gerekiyor. Tam tersine devletin aniden ortaya çıkan bir tehdit ya da tehlike durumunda, bu tehdit ya da tehlikeyi hukuki araçlarla gidermemesinden veya giderememesinden dolayı geçici olarak, istisnai olarak kullandığı bir araçtır. OHAL’in temel özelliklerinin olduğunu görüyoruz. Birincisi demokrasi içersinde yer alan hukuki bir rejimdir. İkincisi OHAL istisnai rejimdir. Tehlikenin ortadan kaldırılmasına yardımcı olan bir şeydir. OHAL’in amacı en kısa zamanda devletin eski haline dönmektir. Süreyle sınırlıdır. OHAL süreci bunu yaparken haliyle yürütme organının yetkilerini genişletiyor. Demokrasiler temel hak ve özgürlüklerin esas, sınırlamaların ise istisna olduğu bir şeydir.  Haliyle OHAL demokrasinin ortadan kalktığı bir rejim olarak düşünülmemelidir. OHAL dönemleri, olağan dönemlerdeki yürütme organının yapamadığı şeyleri, gerçekleştiremediği bir takım amaçları gerçekleştirmek için kullanılacak bir araç değildir” ifadelerini kullandı.