Haber Merkezi
ABD Tarım Bakanlığı (USDA) tarafından hazırlanan ve ülkemizdeki şeftali ile nektarin üretimi ve ihracatına yönelik tespitler içeren, ayrıca Mersin’e ilişkin değerlendirmelere de yer veren taş çekirdekli meyveler raporu büyük yankı uyandırdı.
NEKTARİN VE ŞEFTALİDE MERSİN’İN ROLÜ BÜYÜK
Raporun Mersin ile ilgili kısımlarını kent ile paylaşan Mersin Ticaret Borsası (MTB) Başkanı Ö. Abdullah Özdemir, yapılması gerekenlere dikkat çekti. “TÜİK verilerine göre Türkiye’nin şeftali ve nektarin ihracatı, son on yılda 5,2 kat artarak 50 bin tondan 262 bin ton seviyesine ulaşmıştır” diyen Özdemir, “Ülkemiz bu hacimle, İspanya’nın ardından ikinci sırada yer almaktadır. Bu konumun kazanılmasında, nektarin üretiminin yüzde 44’ünü ve şeftali üretiminin yüzde 22’sini gerçekleştiren Mersin önemli rol oynamaktadır.
Bu doğrultuda, ABD Tarım Bakanlığı (USDA) tarafından hazırlanan ve ülkemizdeki şeftali ile nektarin üretimi ve ihracatına yönelik tespitlerin dikkatle incelenmesi gerektiğini düşünüyorum.
ARTAN TALEP NEDENİYLE NEKTARİN AĞAÇLARININ ALANI VE SAYISI GENİŞLEDİ
Söz konusu raporda, şeftali ve nektarin yetiştiricilerinin zamanla eski çeşitleri daha yüksek verimli yeni çeşitlerle değiştirdikleri, modern yetiştiricilik tekniklerinin kullanıldığı bahçelere yatırım yaptıkları belirtilmektedir. Modern teknolojilerin kullanımı ve daha verimli ağaçlara geçiş, daha kaliteli meyve üretiminde artış sağlamıştır. Şeftali özelinde bu değişiklikler, son beş yılda ekili alanlarda kayda değer bir artış olmamasına rağmen üretimin yükselmesine imkân tanımıştır. Buna karşılık hem iç hem de dış pazarlardan artan talep nedeniyle nektarin ağaçlarının alanı ve sayısı genişlemiştir.
GELENEKSEL ÜRETİM MODERN BAHÇELERE DÖNÜŞÜYOR
Mersin açısından bakıldığında, raporda son yıllarda elverişli yetiştirme koşulları ve Mersin Limanı’nın varlığı sayesinde nektarin bahçelerinin hızla arttığı ifade edilmektedir.
Ayrıca, Mersin ve Adana bölgesinde eğitimli ve bilgili yeni nesil çiftçilerin tarımı modern, sanayi odaklı bir yapıya dönüştürdükleri vurgulanmaktadır. Bu çiftçilerin, geleneksel aile çiftliklerini devralarak ileri teknolojilerin ve yenilikçi yetiştirme yöntemlerinin kullanıldığı modern bahçelere dönüştürdüklerine dikkat çekilmektedir.
USDA’NIN TESPİTLERİ, MERSİN’DE DİĞER MEYVE TÜRLERİ VE BAHÇELERİNİN DÖNÜŞÜMÜNDE DE UYGULANMALI
USDA’nın ülkemiz ve ilimiz için ortaya koyduğu bu tespitlerin, doğru bir planlama ile ülkemizin yaş meyve üretiminin yüzde 13’ünü ve ihracatının yüzde 22’sini karşılayan Mersin’de diğer meyve türleri ve bahçelerinin dönüşümünde de uygulanması gerektiği kanaatindeyim. Hangi meyvenin, hangi bölgede ve hangi miktarda üretileceğinin önceden planlanması; belirlenen kriterler dışında üretim yapanlara destek verilmemesi büyük önem taşımaktadır.
Öte yandan, bu yıl yaşanan şiddetli zirai don felaketinden en fazla zarar gören ürün grubu yaş meyve olmuştur. Bu nedenle, oluşturulacak mekanizma esnek ve olumsuz koşullarda hızlı şekilde devreye girecek bir sigorta sistemiyle güçlendirilmelidir.
KÜÇÜK ÖLÇEKLİ ÜRETİCİLERE YÖNELİK DESTEKLER ARTIRILMALI
Ayrıca, bahçelerini kademeli olarak modernize eden ve genişleten üreticilerin genel olarak daha fazla imkâna sahip, büyük ölçekli işletmeler olduğu görülmektedir. Arzu edilen dönüşümün sağlanabilmesi için küçük ölçekli üreticilere yönelik desteklerin artırılması, daha iyi tanıtılması ve daha geniş kitlelerin yararlanabileceği şekilde hayata geçirilmesi gerekmektedir.
Beklentimiz; yaş meyve sektöründe üretimin sürdürülebilirliğinin güçlendirilmesi, ihracat yapımızın olumsuz etkilenmemesi, arz-talep dengesinin korunması, çağın gereklerine uygun bir modernizasyonun sağlanması ve çiftçilerimizin yanlış bölgelerde yanlış tür dikimi nedeniyle yaşayabilecekleri zaman ve sermaye kayıplarının önlenmesi için gerekli çalışmaların en kısa sürede başlatılmasıdır” diye konuştu.