‘Korktukları ne varsa başarına getireceğim’


 

İYİ Parti’nin Mersin’deki “İhanet sürecine hayır” mitinginde Genel Başkan Müsavat Dervişoğlu, “Mersin’den söz veriyorum; ben korktukları ne varsa başarına getireceğim. Günahlarının bedeli ahrete kalmayacak, o hüküm mutlaka verilecek” dedi.

HEDİYE EROĞLU

 

İYİ Parti, “İhanet sürecine hayır” sloganıyla 2. Çözüm Süreci karşıtı mitinglerinin ikincisini Mersin’de yaptı.

Eski Tevfik Sırrı Gür Stadyumu önündeki Yenişehir Miting Alanı’nda gerçekleştirilen mitinge; Milletvekili Burhanettin Kocamaz ve İYİ Parti Mersin İl Başkanı Ali Rıza Özdeniz, İYİ Partili Mut Belediye Başkanı Murat Orhan ve Çamlıyayla Belediye Başkanı Mehmet Fatih Sofu ile parti kurmayları da hazır bulundu. Kalabalık mitinge çevre illerden de katılım sağlandı.

 

MÜSAVAT DERVİŞOĞLU, 8 AY SONRA MERSİNLİLERLE BULUŞTU

Genel başkan olduktan sonra Mersin’e ilk olarak 2025 yılı ocak ayında yapılan; Genişletilmiş İl Divan toplantısına katılmak için gelen İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, “İhanet sürecine hayır” mitinginde, 8 ay sonra Mersinlilerle buluştu. 

Konuşmasında iktidara yüklenen Dervişoğlu, Cumhur Koalisyonu’nun, devlet olma mevziini terk ettiğini söyleyerek, “İstiyorlar ki muhalefette kendilerine benzesin. Al takke ver külah, al koltuk, ver vatan bir muhalefet istemektedirler. Milletten alamadıklarını çalmakta milletin vermediğini kendine hak görmektedir. İşte biz bumu reddediyoruz. Çünkü bunların tıka basa yedikleri masaların hesabını milletçe biz ödüyoruz. Millete ödetilen hesap; gırtlağımıza kadar dert, boğazımıza kadar yoksulluktur. Tepede tırnağa yağma, talan ve yolsuzluktur. Herkes ali kıran baş kesen olmuştur, sokaklar güvensizdir. Sokaklarımızda çeler, mafyalar, örgütler hüküm sürmektedir. İnsanımız çaresiz, cumhuriyetimiz ise yalnızdır. İşte biz buna artık yeter diyoruz ve onun için meydanları dolduruyoruz” dedi.

 

“YANI BAŞIMIZDA KOCAN BİR LİMAN, SERBEST BÖLGE VAR. PEKİ NEDEN BU MİLLET KAZANAMIYOR”

Bugüne kadar güvenlik ve beka diye baş eti yiyenlerin makamlarda, onca yetki ve bütçe ile ne yaptığını soran Dervişoğlu, “Cevap koca bir hiçtir. İşte burada yanı başımızda kocan bir liman, Serbest Bölge var. Gemiler yanaşıyor, konteynerler iniyor, yükleniyor. Peki neden bu millet kazanamıyor? Neden bu bereketli topraklarda üreten, satan siftah yapmadan gün geçiriyor? Türkiye bu kadar büyüyorsa nerede bu büyümenin getirileri, halka yansımaları. Nerede bu ekonominin harcını karanların, terini akıtanları hakkı?

Memleket bunların o kadar umurunda değil ki, bunlar hiç bir meseleyi mesele etmiyorlar. Millete de, meselelere de yabancılar. Yapılması gerekenleri bile isteyenleri yapmıyorlar. Yapılmaması gerekenleri ise milletin inadına yapıyorlar. İfa olunca utanmıyorlar, birbirlerine sahip çıkıyorlar. Sen de ben de, o da hepimiz açız aç, açlık her dilde aynı. Öyle bir yağma, soygun, yomsuzluk ve hırsızlık var ki her dilde aynı, her dinde haram. Yarattıkları kültür; çalana sen diye çaldın, dememek, hani bana deyip uçlarına ve günahlarına ortak etmek. Biz artık ‘dur, yeter, sizin için deniz bitti’ sıra bizde, İYİ Parti’ye geldi’ diyoruz” dedi.

 

“MEMLEKETTEN VERGİ DEĞİL, HARAÇ TOPLUYOR”

“Bin yıllardır çocuklarını doyuran Anadolumuzu susuz, çorak bıraktılar, bunlar yüzünden memlekete yağmur bile küstü. Bugün araziler niye boş, bağlar neden virandır? Savaşta mıyız, kıyamet mi koptu nedir bu çektiğimiz?” diyen Dervişoğlu, kılıç da kalem de, mühür de ellerinde vergi üzerine vergi, harç üzerine harç. Nereden bakarsan bak aldıklarının adı haraçtır. Bunlar bu memleketten vergi değil, haraç topluyor. Dilenciye verir gibi maaş veriyor, düşmanı yağmalar gibi rızıklarımıza el koyuyorlar. Mesele tam olarak budur, bu da hepimizin meselesidir. Düzeltmekle mükellef olanlar düzeltmiyorsa, bir çare bulmak lazımdır, çare bu meydandadır. Çare cumhuriyet düşmanlarını değil, cumhuriyet çocuklarının, büyük Türk milletini iktidarıdır.

 

“BIÇAK KEMİĞE DAYANDI ARTIK YETER’ DİYEREK”

Buradan büyük milletim adına ‘bıçak kemiğe dayandı artık yeter’ diyerek partili cumhurbaşkanı dahil olmak üzere, tüm genel başkanlara tüm milletvekillerine ve siyasetçilere soruyorum her gün kaç telefon istek, rica alıyorsunuz? Kaç kişi elindeki imdat notunu iletiyor size? Hastam var, doktor, yatak yok, kızım üniversiteyi kazandı, yurt bulamadık, oğlum 3 senedir işsiz, tarlam elimden gidiyor, dükkanıma icra geldi Allah rızası için yardım demiyorlar mı diye yalvarmıyorlar mı? En basit iş için bile araya adam sokmaya çalışıyor mu? Kredisi, vergi taksitlendirmesi, tayin, terfi, sınav, mülakat, atama, tayin torpille, Esnaf lokantası, çay ocağı açmak bile torpille.

Haklı olan korkuyor, haklı olmayan her şeye el uzatıyor, tuz burada kokuyor, ahlak burada çöküyor. Bizi biz yapan, harçtan bahsediyorum, ahlaktan, edepten, erkandan bahsediyorum. Yasalar işlemiyor kurumlar da çalışmıyor. Çalışan ne varsa olduğu yerde çürüyor. Buldukları çözümlere bakalım; şarkı, festival yasaklıyorlar, haberlere sansür koyuyorlar, kanal kapatıyorlar, millete de ahlak, din satıyorlar” dedi.

“TÜRKİYE ÜRETİM GÜCÜNÜ VE POTANSİYELİNİ KAYBETMİŞ DURUMDA”
Vatandaşın gündemini ekonomi olduğunu da dile getiren Müsavat Dervişoğlu, “Vatandaşın gündemi belli, haya pahalılığından muzdarip ve yanıyor. Yüksek faiz ve finansmana erişim sorun sanayicimizi, esnafımızı adeta teslim almış durumda. Başta yüksek enerji maliyetleri olmak üzere üretim girdilerindeki yüksek maliyet artışı ki bu sanayiyi yakından ilgilendiriyor, sanayicilerimiz dünyanın en pahalı enerjisini kullanıyorlar. Elektik maliyetleri nedeniyle çiftçiler tarlalarını sulayıp ekemiyorlar. Planlama eksikliği tarımın en büyük sorunu haline gelmiş durumda. Çiftçi toprağa dürdüğü terin karşılığını alamıyor. Mesleki eğitimin yetersizliği ve nitelikli iş gücü ihtiyacı kendini her yerde hissediyor. Türkiye üretim gücünü ve potansiyelini kaybetmiş durumda, tüm ekonomik ve oysal orunların temelinde yatan en büyük meseledir. Biz hazır ve kararlıyız. Türkiye’nin sanayiden ticarete, tarımdan asgari ücrete ve oysal politikalar kadar tüm sorunlarını kucaklayan kalıcı çözümler üretmek için çalışıyor ve mücadele ediyoruz. Biz bu Türkiye’yi yönetmeye artık hazırız. Türkiye’nin çözülemeyecek hiçbir sorunu yoktur. Aranan ve beklenen doğru bir yönetimdir. Cesur ve iyi bir yönetimdir.

 

“MERSİN’DEN SÖZ VERİYORUM BEN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU KORKTUKLARI NE VARSA BAŞARINA GETİRECEĞİM"

O kadar ok korkuyorlar ki, hürriyet, ne mutlu Türküm diyenlerden, işçilerden emeklilerden, kadınlardan senden, benden biz olmamızdan korkuyorlar. Seçimle kazanamadıklarını gasp ettiklerinde muzaffer olacaklarını zannediyor, hukuku eğip büktüklerinde öyle ar olacaklar sanıyorlar bu memleketin başına kendilerini kayyum diye atayınca devrileri daim olacak sanıyorlar.

Mersin’den söz veriyorum; ben Müsavat Dervişoğlu korktukları ne varsa başarına getireceğim günahlarının bedeli ahrete kalmayacak, o hüküm mutlaka verilecek. Altında da büyük Türk milletinin, sevgili Mersinlilerin mührü olacak” diy konuştu.

 

“YÜZDE 10’LARI İSTEMİYORUM ÖNCELİKLE 30-40’LARI SONRA DA YÜZDE 50’Yİ TALEP EDİYORUM”

Türkiye’nin hiçbir yerinde konuşma yaparken vaatte bulunmadığını da dile getiren Müsavat Dervişoğlu, “Şimdi yükselişimizi görüyorsunuz. Ben sizlerden yüzde 10’ları istemiyorum öncelikle 30-40’ları sonra da bu ülkeyi yönetecek yüzde 50’yi talep ediyorum” dedi.

 

“MERSİNLİLER 14 YILIK SAVAŞIN TÜRKİYE’YE BİLANÇOSUNU YAŞARAK GÖRDÜLER”

Suriye savaşına da değinerek Mersin’in aldığı göçü anımsatan Dervişoğlu, “Mersinliler 14 yılık savaşın Türkiye’ye bilançosunu yaşarak gördüler, nüfüs dengelerimiz alt üst oldu, ortada ne sınır kaldı ne de sınır güvenliği.

14 yıl boyunca kahraman ordumuz, defalarca operasyon yaptı ama iktidar burnumuzun dibinde on binlerce teröristin yıllarca eğitilip donatılmasına ses vermedi. Yıllarca eğitilen PKK, Suriye sınırımızda tetöristan kuraya kalkışırken bunlarda Öcalan camisinin yanında saf tutular. Yazıklar olsun bunlara. Sırf seçim kazanmak için bir gün daha o koltuklarda oturmak için Türkiye’yi kutuplaştırdılar. Milleti, milleti düşman etmeye kirli medyalarını seferber ettiler. Herkesi terörist ilan edip herkesi PKK’lı yaptılar. Bugün de karşımıza PKK ile müzakere edip buna da utanmadan ‘beka için’ diyen bir yüzsüzlük ile çıktılar.

Savaş baronları Trump ve Netanyahu’dan aldıkları takkeler, verdikleri külahlarla yine ‘beka’ diyorlar. İsrail, savaş çıkacak diyorlar. İsrail bu noktaya nasıl geldi, hiç hatırlamıyorlar. 14 yıllık Suriye iç savaşında elinizi tutan mı vardı, yetkiniz mi, gücünüz mü, diplomatınız mı yoktu? Şimdide utanmadan ‘Gazze düşerse Ankara düşer’ diyorlar. Gazze düştü beyler, sizin yüzünüzden düştü, siz düşürdünüz. Gazze’yi Lasvega yapma hayalleri kuranlarla, soykırımcı Netanyahu ile birlikte düşürdüğünüz Gazze’yi. Soykırım yapanı sadece seyrettiniz.

“APO DENİLEN CANİ TERÖRİST BAŞINDAN ALDIKLARI AKLI, DEVLET AKLI DİYE KABUL EDELİM İSTİYORLAR”

Şimdide terörsüz Türkiye ambalajı ile ahlaksız, akılsız ve vatansızca hareket edenlerle, Apo denilen cani terörist başından aldıkları aklı, devlet aklı diye kabul edelim istiyorlar. Eğer devlet aklı Abdullah Öcalan aklı ise o akla uyanın devlet adamlığından utanması lazım. Evlatlarımızın katillerini, o katilleri kutsayanları bağrımıza basalım istiyorlar.

Öyle yağma yok. Hangi devlet kendine 50 sene silah sıkanları muhatap alır? 40 bin kişinin katilini muhatap alır? Hangi devlet aklını, amaçlarını, silahlarını, yöneticilerini çoktan taşımış, içi boşaltılmış bir örgütün silah bırakma masallarına inanır da, 3-5 teröriste ‘hoş geldin’ diyenlere tören düzenleyip, on binlerce terörist varlığını göz yumar?

Mangalda kül bırakmayanlara soruyorum, mangalda yakılan hurda silahlara kanmaya meyilli akılsızlara soruyorum, Türkiye’yi yakacak ateşi mi harlıyorsunuz? Türkiye’yi yakmaya yeminli bu bölücüleri tanımıyor musunuz? Söyleyin hangisinden kaynaklıdır aymazlığınız?

 

“ANKARA DÜŞMEZ MERAK ETMEYİN DÜŞECEK OLAN SİZSİNİZ”

Ankara düşmesinmiş, Ankara düşmez merak etmeyin, düşecek olan sizsiniz. Anadolu’yu, bu vatanı size yedirtmeyeceğiz. Türk milletini böldürtmeyeceğiz, Türk vatanından bir çakıl taşı vermeyeceğiz. Türkiye Cumhuriyeti’nin ilkelerinden verilecek tavizimiz yoktur. Ülkemizin kuruluş felsefisine karşı girişilen kalkışmaya hep birlikte direniyoruz. Yöneticileri, bürokratları uyarıyorum; iyi niyetlerinizi istimrar ettirmeyin.

 

“KİMSE BİZDEN HER HANGİ BİR ŞANTAJ SİYASETİNE BOYUN EĞMEMİZİ BEKLESİN”

Kimse bizden her hangi bir şantaj siyasetine boyun eğmemizi beklesin, ne içerde ne dışarıda, hiçbir tertipten korkumuz yoktur. Derimiz kalındır ve bize asla bu fitneni ısırığı işlemeyecektir. Denemek isteyenlere, 7Halep orada ise arşın burada bu meydanda Mersin’dedir. 

Türk milletinin geleceğini karartacak tohumların ekildiği bir ürece, cumhuriyet devletinin tasfiyesi ile sonuçlanacağı ayan beyan belli bir sürece; adı komisyon, özü komisyonculuk olan bu ihanet masasına kimse oturmamızı beklemesin.

Bu işin peşrevedir, asıl hikaye anayasadır. Dertleri Türklük, dertleri Atatürk dedik, İşte bugün görüyorsunuz her şey, herkesin şahitliğinde oluyor. İmralı canisi Meclise gelsin diye çıkılan yolda şimdi meclis onun ayağına gitsin deniliyor. Bizim buna karşı durmamız mı vatan vazifesidir, yoksa onların bu delirmişliğe omuz vermesi mi? Türkiye hangi savaşı kaybetmiştir de terörden müebbet almış bir katil ile müzakere etmektedir. İktidar neye itilmiş, zorlanmaktadır da; fiilen ortadan kalkmış bir terör örgütünün, derisini çoktan değiştirmiş bir yılanın kabuğunu bize ‘terörsüz Türkiye’ diye pazarlamaktadır.

 

“TÜRKİYE’DE DEMOKRASİYİ, SANDIĞI TABUTLA GÖMMEK İSTEYENLER VAR”

Bu olanlar kimin bekası, bunlar 5’inci kol faaliyetleridir. Ama asıl tehdit; bizzat devletin içine çöreklenmiş bir grup tarafından yönetilmesidir Kabuklara, maskelere. Deri değiştirenlere bakarsanız bunun ne anlama geldiğini pek iyi görürsünüz.

Türkiye’nin 200 yılda inşa ettiği cumhuriyete dair ne varsa ortadan kaldırılmaya çalışılmaktadır. Ben milletime ayan beyan ortada olan acı gerçekleri söylemekle mükellefim. Bunu yapmaktan da ala vazgeçmeyeceğim. Türkiye’ye hanedanlık zokasını yutturmak isteyenler var. Türkiye’ye dikta gömleğini giydirmek isteyenler var. Türkiye’de demokrasiyi, sandığı tabutla gömmek isteyenler var. Türk milletini millet olmaktan çıkartıp, kabileleştirmek, tebaalaştırmak, kullaştırmak isteyenler vardır. Bir kavga edilecekse kavganın odağında bu olmalıdır. Ben size Allah’ın huzurunda yemin ediyorum, sizde şahit olun, yemin ediyorum; Bu kavgayı edeceğiz, cumhuriyeti de bu düşkünlere asla yedirtmeyeceğiz” şeklinde konuştu.

 

“ARTIK ŞU KAFALARINIZI GÖMDÜĞÜNÜZ KUMLARDAN ÇIKARTIN. BU FIRTINADA AYAKTA KALAMAZSINIZ, HİÇ BİRİMİZ DE KALAMAYIZ”

İktidar partisi içinde veya ana muhalefette veya diğer partilerde bulunanlar, bu işte bir yanışlık var diyenler bir takım zincirlerle birbirine bağlıdır. O zincirlerinizden kurtulun artık. O zincirler Türk istiklal ve hürriyetine vurulmuş zincirlerdir. Ne kadarımız çözersek, o kadar çok kolay yol alırız. Yakamızda ki hangi rozet ay yıldızdan daha önemlidir? Hangi parti binası Türk vatından değerlidir? Hangi siyasetin amacı bu aziz milletin refah içinde yaşaması idealinden daha yücedir. Artık şu kafalarınızı gömdüğünüz kumlardan çıkartın. Bu fırtınada ayakta kalamazsınız, hiç birimiz de kalamayız. Türkiye ek adamlardan kurtulsun diye bir siyaset uygulayacaksa, bu iş doğru olur. Hiç kimse sanmasın ki çivi çiviyi söker Türkiye keyfiyet ile idare edilmekten kurtulsun diye siyaset gidecekse şayet bu iş olur. Türkiye kutuplaşmadan kurtulsun diye şayet bu iş olur Kutuplaşma tahkim edilerek bir yere varılamaz. Türkiye zehirli kafalardan arınsın diye şayet bu iş olur. Bir zehir başka bir zehir ile yer değiştirse bundan bir panzehir çıkmaz. Türkiye her baskıya, fitneye rağmen bir arada kalan bütünleşik bir muhalefet anlayışı ile değişir, ancak öyle kurtulur.

 

“BÖLEREK YÖNETENLERE İNAT TÜRK MİLLETİNİ BİRLEŞTİREREK KAZANACAĞIZ”

Biz partiyi Saray’la birleştirmeye çalışanlara karşı egemenliği ait olduğu yere millete vermeye çalışanlarız. Biz meclissiz bir siyaseti reddediyoruz Şartlar ne olursa olsun evlatları aç yatarken gırtlağına adar tok ama doymayan bu iktidarı sizlerin desteğiyle mutlaka değiştireceğiz. Zoru kolay edeceğimiz bizden yana ne varsa yapacağız. Kötülüğü iyilikle yeneceğiz, susarak değil konuşarak, oyunlara gelerek değil, oyunları bozarak, bölerek yönetenlere inat Türk milletini birleştirerek kazanacağız.

Biz İYİ Parti’yiz, biz bu büyük milletin asil, cesur ve dürüst evlatlarıyız. Biz meşruiyeti ABD’de arayanlardan değiliz. ‘Seçim hilesini en iyi o bilir’ denilerek, aşağılananlardan hiç değiliz. Tek adamlığı reddedip, yerine parlamenter demokratik sistem isteyenleriz. Bizim için meşruiyet Türk milletinin yüreğinin attığı Mersin Meydanıdır. Buradan yükselen ses, Türk milletini gür sesidir” diye konuştu.


   

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!


  HABERCİ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  HABERCİ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 




  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER
 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinhaberci.com © Copyright 2016-2025 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA