Haber Merkezi
Mersin’de 2001 yılından buyana önlem alınmayan Şişecam Grubuna ait Krom San fabrikasının atıkları için uzmanlardan yetkililere, ‘halk zehirleniyor, harekete geçin’ çağrısı geldi.
Mersin Çevre Platformu adına yazılı bir açıklama paylaşan Mersin Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Sibel Ünlü, bilimsel verilerle tehlikenin boyutlarını bir kez daha gözler önüne serdi.
“KROM İLE ZEHİRLENMEYE DEVAM: KROM GENEL RAPORU”
Kromsan’ın 1979’da kurulduğunu ve 1984’de de üretime başladığını anımsatan Dr. Sibel Ünlü, 1986’da da Soda Sanayii ve Kromsan’ın birleştiğini hatırlattı. Mersin’de Kazanlı sahilinde yan yana yer alan iki fabrikada kimyasal madde olarak kullanılan hafif ve ağır türde sodyum karbonat, sodyum bikarbonat, sodyum silikat ve krom bileşiklerinin üretildiğini söyleyen Dr. Ünlü, “ Soda Fabrikasının yılda 800 bin ton, Kromsan tesisi de 200 bin ton mal üretimi olmuştur.
“2001’DE İÇME VE DENİZ SUYU ÖRNEKLERİNİN HEPSİNDEN YÜKSEK ORANDA KROM ÇIKTIĞI, VALİLİK SU İÇMEYİN UYARISI YAPTI”
9 Eylül 2001 tarihinde Bianet sitesinde yayımlanan haberde Devlet Su İşleri’nin (DSİ) Mersin'e bağlı Kazanlı beldesindeki çeşitli kuyulardan aldığı içme ve deniz suyu örneklerinin hepsinden yüksek oranda krom çıktığı, Vilayet’in Kazanlı Beldesi'nde yeraltı sularının içilmemesi konusunda uyarıda bulunduğu belirtilmiştir.
2002’DE KENTİ SEL VURDU, ATIKLAR SIZDI
2002 yılında ise Kazanlı Beldesi'nde denizi ve çevresini kirletmesiyle gündeme gelen Kromsan’ın yaşanan sel felaketinin ardından 1986-87 yıllarında Mersin merkeze bağlı Çamlıdere köyü yakınlarına gömdüğü tehlikeli atıklar ve atık gömmeye hazırlandığı yerlerde tehlikeli kimyasal atıklarının sızıntı yaptığı ortaya çıktı.
Ayrıca atık deposundan sızan suların yakındaki dereye, dolayısı ile de çevredeki köyler başta olmak üzere tüm Mersin için yarattığı tehlike ile 2016 yılında üretim tesisinin bahçesinde bekleyen 1,5 milyon ton tehlikeli atığın bertaraf edilmesi konusu basında yer almıştır.
2017’DE FIRTINA ÇIKTI, ZEHİR HAVA VE DENİZE KARIŞTI
Yine 2017 yılında fırtına sonrası bahçede bekletilen zehirli krom +6 tozlarının çevreye yayıldığı hava ve deniz kirliliğine neden olduğu gündeme gelmiştir. Sorun yaşayan bölgede krom+6 atıklarının çevreye verdiği zarar mahkemeye taşınmıştır” dedi.
“2024’DE SODA SANAYİ VE KROMSAN ÇEVRESİNDE YAPILAN TOPRAK, SU ANALİZLERİNDE LİMİTİN ÇOK ÜSTÜNDE KROM SAPTANDI”
Dr. Ünlü, konuyla ilgili Mersin Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesinin 2007’de yaptığı ‘Mersin Körfezi'nden Örneklenen Yüzey Suyu ve Patella Türlerindeki (Patella caerulea, Patella rustica) Cr, Cd ve Pb Düzeylerinin Belirlenmesi’ başlıklı çalışmasının da 2009’da yayımlandığını anımsattı. Raporda özellikle Kazanlı ve Karaduvar istasyonlarında Patella kası Cr düzeyi daha yüksek bulunduğunu kaydeden Dr. Sibel Ünlü, “Mersin Tabip Odası tarafından 28/04/2017 tarihinde Mersin Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne 23 Nisan 2017 günü şiddetli esen rüzgar nedeniyle, Krom-San Fabrikası’na ait krom 6 atıklarının korunduğu brandanın yırtılması sonucunda oluşan kaza ile ilgili olarak, ‘çevreye insan sağlığına zararlı maddelerin yayılıp yayılmadığı ve böylesine olağan dışı durumlar karşısında işletme tarafından yeterli önlemlerin alınıp alınmadığı ile ilgili kurumunuzca tutulmuş bir tutanak var mıdır?’ sorusunun yer aldığı yazı 28/04/2017 Tarihinde Mersin Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne gönderilmiştir.
Aralık 2024 yılında Soda Sanayi ve Kromsan üretim tesisi çevresinde yapılan toprak, su analizlerinde limitin çok üstünde krom saptanmıştır. Numuneler Mersin Barosu’nun şahitliğinde yetkili laboratuar tarafından alınmış ve incelenmiştir. Numunelerde yüksek krom düzeyinin varlığı çevre kirliliğinin devam ettiğini ve bölge insanlarının yıllardır krom+6 ya maruz bırakıldıklarını göstermektedir.
“DEVLET KİRLİLİĞİN YERİNİ FABRİKA OLARAK 2021’DE BELİRLEDİ”
Türkiye Cumhuriyeti Mersin Valiliği Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nün, ‘Mersin ili 2021 yılı Çevre Durum Raporu’ sayfa 73-74’de tespit edilmiş kirlenmiş sahanın yeri olarak belirlenen Şişecam Kimyasallar Mersin Kromsan Fabrikası tespit edilmiştir.
Kirlenmenin nedeni olarak işletmede krom üretim tesisinin eski teknolojisinden kaynaklı proses atıklarının işletme sahası içerisinde geomembran zemin üzerinde üstü kapalı olarak depolanması (Eski teknolojiden kaynaklı Cr+6 atığı kirliliği) gösterilmiştir.
Kirlenmiş sahaların temizlenmesi ile ilgili olarak komisyon sürecinin devam ettiği, kirlenmiş sahaların temizlenmesi ile ilgili çalışmalarda kullanılan temizleme faaliyetleri ve yöntemleri olarak da ‘Yönetmelik çerçevesinde işlem sırasına uygun bir şekilde, ilk aşamada Saha Örnekleme Çalışmaları ile Analiz Planı, Saha Durum ve Risk Değerlendirme Ön Raporu ve Nihai Raporu tespit edilen kirlilikle ilgili yayılmayı önleme amaçlı acil durum müdahale işlemlerini de kapsayacak şekilde düzenlenmiş ve komisyona sunulmuştur.
İşletmede tespit edilen kirliliklerle ilgili yönetmelik kapsamında yapılan çalışmalar henüz Ön ve Nihai Rapor aşamasında olup; henüz ‘İzleme’ sürecine geçilmemiştir’ açıklaması yapılmıştır.
“KROMSAN FABRİKASI TARAFINDAN 5000 – 8000 METREKÜP MİKTARINDA ‘TEHLİKELİ ATIK’ DEPOLANDI”
Mevcut raporda tespit edilmiş kirlenmiş sahanın yeri olan Şişecam Kimyasallar Mersin Soda Fabrikası’na ait (Çamlıdere Murtpınarı Mevkii Soda Fabrikası Eski Kireçtaşı Ocağı Sahası) için kirlenmenin nedeni ‘Çamlıdere Köyü Murt Pınarı mevkiinde bulunan Soda Sanayi A.Ş eski kireçtaşı ocağı sahasına 1986- 1987 yıllarında Kromsan fabrikası tarafından depolandığı tespit edilen 5000- 8000 metreküp miktarındaki ‘tehlikeli atı’ bulunması’ tespiti yapılmış olup, kirlenmiş sahaların temizlenmesi ile ilgili çalışmalarda kullanılan temizleme faaliyetleri ve yöntemleri kısmında Çamlıdere köyü Murt Pınarı mevkiinde bulunan Soda Sanayi A.Ş eski kireçtaşı ocağı sahasına 1986 – 1987 yıllarında Kromsan fabrikası tarafından 5000 – 8000 metreküp miktarında ‘tehlikeli atık’ depolandığı tespit edilmiş, bu bölgelerdeki atıklar Valiliğimizce bulunduğu yerden kaldırtılarak fabrika sahasına taşıtılmış ve fabrika sahasındaki mevcut atıklar ile birlikte nötralizasyon işlemine tabi tutulmuştur.
BAD aşamasındaki SÖAP gereği yapılan analiz ve örneklemeler sonrasında düzenlenen Saha Durum ve Risk Değerlendirme Raporuna istinaden, saha ‘Takip Gerektirmeyen Saha’ olarak belirlenmiş, ancak bir süre daha takibine karar verilmiş ve ilave çalışmaların yapılması istenmiş olup; izleme süreci devam etmektedir’ denilmektedir.
ACİL DURUM MÜDAHALE İŞLEMLERİNİ YAPILACAKTI!..
Ayrıca raporun 67-68’inci sayfasında (Kirlenmiş Saha Değerlendirme ve İzleme Komisyonu, 2023) tarafından hazırlanan tabloda Kromsan Fabrikası kirlenme alanı olarak tespit edilmiştir. Kirlenmenin nedeni de, işletmede krom üretim tesisinin eski teknolojisinden kaynaklı proses atıklarının işletme sahası içerisinde geomembran zemin üzerinde üstü kapalı olarak depolanması (Eski teknolojiden kaynaklı Cr+6 atığı kirliliği)olarak gösterilmektedir.
Bu tabloda kirlenmiş sahaların temizlenmesi ile ilgili çalışmalarda kullanılan temizleme faaliyetleri ve yöntemleri için yönetmelik çerçevesinde işlem sırasına uygun bir şekilde, ilk aşamada Saha Örnekleme Çalışmaları ile Analiz Planı, Saha Durum ve Risk Değerlendirme Ön Raporu ve Nihai Raporu tespit edilen kirlilikle ilgili yayılmayı önleme amaçlı acil durum müdahale işlemlerini de kapsayacak şekilde düzenlenmiş ve komisyona sunulmuştur.
İşletmede tespit edilen kirliliklerle ilgili yönetmelik kapsamında yapılan çalışmalar için henüz Ön ve Nihai Rapor aşamasında olup; henüz ‘İzleme’ sürecine geçilmemiştir.
Kirlenmiş sahaların temizlenmesi ile ilgili olarak da ‘Var, komisyon süreci devam ediyor’ açıklaması yapılmıştır.
KİRLİLİK TESPİT EDİLMİŞ AMA TAKİP GEREKTİRMEYEN SAHA’ DENİLMİŞ
Aynı raporda Soda Fabrikası bölgesinde de kirlenmenin nedeni eski kireçtaşı ocağı sahasına 1986-1987 yıllarında Kromsan fabrikası tarafından depolandığı tespit edilen 5000-8000 metreküp miktarındaki ‘tehlikeli atık’ bulunması’ açıklaması yapılmıştır.
Yine kirlenmiş sahaların temizlenmesi ile ilgili çalışmalarda kullanılan temizleme faaliyetleri ve yöntemleri için de ‘bu bölgelerdeki atıklar Valiliğimizce bulunduğu yerden kaldırtılarak fabrika sahasına taşıtılmış ve fabrika sahasındaki mevcut atıklar ile birlikte nötralizasyon işlemine tabi tutulmuştur.
BAD (Birinci aşama değerlendirme) aşamasındaki sahibi tarafından saha örnekleme ve analiz planı (SÖAP) gereği yapılan analiz ve örneklemeler sonrasında düzenlenen Saha Durum ve Risk Değerlendirme Raporuna istinaden, saha ‘Takip Gerektirmeyen Saha’ olarak belirlenmiş, ancak bir süre daha takibine karar verilmiş ve ilave çalışmaların yapılması istenmiş olup; izleme süreci devam etmektedir’ açıklaması yapılmıştır.
“KROM BİTKİLERİ ZEHİRLİYOR”
Tarım topraklarında izin verilebilir toplam Cr düzeyi 100 mg/Kg ve ekstrakte edilebilir Cr düzeyi ise 1 mg/Kg dolayındadır. Serpantin ana maddesinden oluşan topraklar Cr yönünden zengindir. Bitkilerde Cr kapsamının artışı fazla görülmemektedir. Çoğu topraklarda Cr’un hareketsiz duruma geçmesi nedeniyle suda çözünürlüğü fazla olan Cr tuzlarının kullanılması durumunda bile genellikle zararlı bir etkiye rastlanmamıştır.
Kromun bitki bünyesinde hareketi de oldukça sınırlıdır. Buna karşılık çok yüksek düzeylerde uygulanan Cr, bitkilerde toksik etkide bulunabilmektedir. Krom zehirlenmesinde bitki kökleri küçük, yapraklar dar ve kahverengi kırmızı bir renktedir. Yapraklarda küçük yanık lekeler oluşur.
KROM ATIĞI HASTA EDİYOR
İnsan sağlığını etkileyebilecek unsurlar konusunda Türk Tabipleri Birliği (TTB) görüşü şu şekildedir. 3 ana şekilde (Krom 0, Krom III, Krom IV) bulunabilen krom bileşikleri tatsız ve kokusuzdur. Sadece Krom III bileşikleri vücut için diyetle eser miktarlarda alınması gerekli elementlerdir. Diğer formlardaki kroma vücudun ihtiyacı yoktur. Krom partikülleri havaya karıştığında 10 gün kadar havada asılı kalabilir. Toprak partiküllerine sıkıca yapışır. Suda dibe çöker, topraktan küçük miktarlarda sulara karışabilir. Havadan solunarak, suyla ve besinlerle vücuda alınabilir.
Krom bileşiklerinin tümü yüksek miktarlarda alındığında toksik olabilir, ancak Krom IV, Krom III'e göre daha toksiktir. Yüksek miktarlarda solunması burun, akciğer, mide ve bağırsaklara zarar verebilir.
KROMA ALERJİSİ OLAN KİŞİLERDE ASTIM KRİZLERİNE YOL AÇIYOR. KANSER EDEBİLİYOR
Kroma alerjisi olan kişilerde astım krizlerine neden olabilir. Uzun süre yüksek ve orta düzeylerde maruziyet burun kanaması, yaraları, akciğer hasarı ve kanser dışındaki akciğer hastalıklarında artışa neden olabilir. Sindirim yoluyla yüksek düzeylerde alınırsa mide şikayetleri ve ülsere, konvülsiyonlara, böbrek ve karaciğer hastalıklarına, hatta ölüme neden olabilir. Cilde temas durumunda cilt ülserleri oluşabilir. Ayrıca ciltte allerjik reaksiyonlara yol açabilir. Bazı Krom IV bileşikleri kanserojendir. Akciğer kanserine neden olduğu bilinmektedir. Krom saç, idrar, serum, kırmızı kan hücreleri ve kanda tespit edilebilir.
EPA'ya göre içme suyundaki krom miktarı (III ve IV) litrede 100 mikrogramı geçemez. (100 mikrogram/L).
Krom+6 nin çevreye bulaşması ile oluşan hava, su, toprak kirliliğinin canlılara (insan, hayvan, bitki) etkileri ile ilgili yapılmış ulusal ve uluslar arası çok sayıda çalışma mevcuttur.
KİRLİLİK ÇEYREK YÜZYILDIR GÜNDEMDE AMA ÖNLEM ALINMIYOR
Mersin Valiliği Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü Mersin İli 2021 ve 2022 Yılı Çevre Durum Raporlarında da belirtildiği gibi Şişecam Kimyasallar Mersin Kromsan Fabrikası çevreyi kirletmekte, alınmayan önlemler havaya, suya ve toprağa krom+6 bileşiklerinin yayılmasına neden olmaktadır. Ve 2001 yılından günümüze kadar kısaca nerdeyse çeyrek yüzyıldır konu aralıklarla gündem olmuş ancak önlemler alınmamıştır. Çeyrek yüzyıldır Kazanlı ve Karaduvar halkı toprak, su ve hava kirliliğine maruz bırakılmıştır. Krom +6 bileşiklerinin kanser geliştirme riski maruz kalınan süre ile giderek artmaktadır.
“ATIL TUTULMASI”
Krom +6 bileşikleri bölge halkının sağlığını tehdit etmektedir. Toprak tarafından tutulan krom bileşikleri bitki köklerinde kuruma yaparak ya da yapraklarda küçük yanıklar yaparak bitkilerin de zehirlenmesine yol açmaktadır.
Ayrıca Soda Sanayi ile de deniz suyu kirlenmekte, deniz canlıları zarar görmekte ve artık çok kez görünür olan toplu balık ölümlerine neden olmaktadır.
Ne yazık ki bölgemizde yıllardır devam eden bu durum ve seyirci kalma hali insanın doğa üzerindeki egemenliğinin yıkıcı boyutunu gösteren örneklerden ve de de ilk olarak Max Horkheimer’ın kullanmış olduğu ‘Akıl Tutulması’ kavramının tezahür etmiş farklı hallerinden biridir” diye konuştu.