Haber Merkezi
Son yıllarda sık sık yangın haberleri ile gündem olan kuş cenneti Göksu Deltası için Mersin bir kez daha ses yükseltti. Silifke ilçesinde bulunan uluslar arası koruma altındaki doğ cenneti için Silifke Kent Konseyi, Mersin Çevre ve Doğa Derneği, Silifke Çevre Platformu ve Mersin Çevre Platformu işbirliğiyle “Göksu Deltası’nın Çığlığı” adı altında panel düzenlendi. Silifke Belediyesi Kültür Merkezinde düzenlenen panele; Silifke Kaymakamı Abdullah Aslaner, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, çevre dernekleri üyeleri, Göksu Deltasında bulunan mahallelerin muhtarları ile çevreye duyarlı insanlar ilgi gösterdiler. Ayrıca panel öncesinde İlker Çevik Anadolu Lisesi öğrencilerinin Göksu Deltası ile ilgili açtıkları resim sergisi de panel içerisinde yer aldı.
Panelde deltanın yangınlarla birlikte neler kaybettiği de gözler önüne serildi.
“GÖKSU DELTASININ ÇIĞLIĞI’ İÇİN BULUŞTUK”
Moderatörlüğünü Av. Ayşe Doğan’ın yaptığı panele konuşmacı olarak Doç. Dr. Ortaç Onmuş ve Şehir Plancısı, Silifke Kent konseyi Başkanı Yasemel Çetin katıldı.
Silifke Sesimiz Gazetesinin haberine göre Moderatör Doğan açılışta yaptığı konuşmada, Göksu Deltası ile ilgili olarak, 2025 yılı başından bu yana deltada yaşanan en büyük yangınlara şahit olunduğunu belirtti. “Bu konuda Silifke Kent Konseyi, Silifke ve Mersin Çevre Platformu ile MERÇED'in katılımı ile ‘Göksu Deltasının Çığlığı’ adı altında ‘ne yapabiliriz?’ düşüncesi ile bir araya geldik. Ve bugün bu çalışmaların ardından buradayız. Video sunumundan sonra panelistlerimiz Silifke Kent Konseyi Başkanımız, Şehir Plancısı, ÖÇK döneminde kurum uzmanı, Mersin Çevre, Şehircilik İl Müdürlüğünde Müdür yardımcılığı görevini yıllarca üstlenen Sayın Yasemel Çetin hanım ile Ege Üniversitesi Fen Fakültesi öğretim görevlisi Sayın Doç. Dr. Ortaç Onmuş bey bizlere konu hakkında bilgi ve deneyimlerini aktaracak. Kendilerine panele katkılarından dolayı teşekkür ederiz” dedi.
GÖKSU DÜNYA İÇİN ÖNEMLİ
Göksu Deltasının bugüne kadar çekilmiş olan görüntülerinden oluşan video gösterimi ile devam eden panelde, saz horozlarından balıkçılık, endemik bitkiler, deltaya özgü bitkiler ve canlı türlerinin tanıtımları yapıldı.
Göksu Deltasının dünyanın önemli sulak alanları arasında yer aldığına vurgu yapılan video sunumunda, deltada yaşanan yangınlarla birlikte sadece saz horozlarının değil, bölgeye özgü bitki örtüsü ile endemik bitkiler ile yüzlerce canlı türünün yok olduğu gözler önüne serildi.
DÜNYANIN ÖNEMLİ SULAK ALANLARINDAN
Daha sonra söz alan Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Zooloji Ana Bilim Dalı'ndan Doç. Dr. Ortaç Onmuş, Göksu Deltasının dünyada önemli sulak alanlar arasında yer aldığını vurguladı. Bu nedenle de Ramsar Sözleşmesi ile koruma altında olduğunu anımsatan Doç. Dr. Onmuş, “Göksu Deltası'nda çok fazla nesil tükenmekte olan bitki ve canlı yaşamaktadır. Delta, dünyanın en önemli kuş göç yolları arasında yer almaktadır.
Göksu Deltası Kuş Cenneti’ndeki sazlık alan, birçok göçmen kuş açısından önemli bir sulak alan. 400'e yakın kuş türüne ev sahipliği yapan bu delta aynı zamanda Akdeniz'de yaşayan iki kaplumbağa türü olan Caretta Caretta ve Chelonia Mydas’in halen yumurtalarını bıraktığı nadir bölgelerden biri olmakla birlikte, yumuşak kabuklu Nil Kaplumbağasının da yuvalama alanlarından.
“GÖKSU’YU KORUMAK İÇİN KATI ÖNLEMLER ALINMALI”
Böylesine önemli bir deltanın ivedi olarak korunması ve bölgede yaşanan tüm canlıların ne durumda olduğu kayıt altına alınmalıdır. Son dönemlerde bölgede yaşanan yangınlar sadece Göksu Deltasına değil insanlarımıza, yaşadığımız çevreye, gelecek kuşaklara bırakmayı arzu ettiğimiz doğal güzelliklere de ciddi zararlar vermektedir. Bunun için kararlı ve katı önlemler alınmalıdır” dedi.
"YANGIN KULELERİ YAPILMALI, BÖLGEDE GÖREVLİ İNSANLAR BULUNDURULMALI, BÖLGEYE GİRİŞ VE ÇIKIŞLAR KONTROL ALTINA ALINMALI”
Şehir Plancısı, ÖÇK döneminde kurum uzmanı, Mersin Çevre, Şehircilik İl Müdürlüğünde Müdür yardımcılığı görevini yıllarca üstlenen Sayın Yasemel Çetin ise; Göksu Deltasının çok hassas bir bölgede olduğunu belirterek, “Göksu Deltası bölgenin can damarını oluşturan sulak alanıdır. Ancak bölgenin sıcak zamam zaman da aşırı rüzgarlarla karşı karşıya kalmasının yanında insanlarımızın da duyarsızlığı nedeni ile kaçınılmaz sonu, üzüntü ile biten sonuçlarla karşılaşmaktayız.
Bölgenin acilen korunması için yapılması gereken eylemler harekete geçirilmelidir. Geçmişte olduğu gibi bölgeye kuş gözetleme kuleleri gibi yangın kuleleri yapılmalı, sürekli olarak bölgede görevli insanlar bulundurulmalıdır. Yetkili ve ilgili insanların dışında bölgeye giriş ve çıkışlar kontrol altına alınmalıdır.
GÖKSU’DA Kİ YAŞAM ZENGİNLİĞ İANLATMAKLA BİTMEZ
Göksu Deltası sadece biz insanların değil, buruda yaşanan tüm canlılara ait bir yaşam alanıdır. Her canlının yaşaması da insanın doğal bir şekilde yaşamasında etken olduğu asla unutulmamalıdır. Göllerde balıklar ve çeşitli canlılar hayatlarını idame ettirirken, suyun üstünde göçmen kuşların yanı sıra bölgemize özgü saz horozları, çeşitli ördek ve kuş türleri bulunmaktadır. Kaplumbağa ve diğer canlı türlerini buradan saymakla bitirmemiz mümkün değil.
Endemik bitkiler ve 400 civarında bölgeye özgü kuş türleri, Göksu Deltasındaki yaşama zenginlik katmaktadır. Sadece bölgedeki kuş türlerini ve endemik bitkileri görmek için gelen bilim insanlarına ev sahipliği yaptığımız da bilinmelidir.
Göksu Deltası sadece dünyanın önemli sulak alanlarından değil Silifke’nin doğal ortamına dengede tutan önemli bir alandır. Bu konu insanlarımıza iyi anlatılmalıdır” dedi.
“GÖKSU DELTASINI KORUYACAK MIYIZ?”
Göksu deltasıyla ilgili artık bir karar verilmesi gerektiğini dile getiren moderatör Ayşe Doğan da "Göksu Deltası'nı koruyacak mıyız? Yani bir Kızılırmak Deltası gibi, bir Sultan Sazlığı gibi olabilir mi? Biz bunun mümkün olabileceğini düşünüyoruz. Devletin burayı kamulaştırması gerekir.
“BÖLGEYİ KURTARMAK ZOR DEĞİL”
Sadece yangınlar mı Göksu Deltasını üzen. Yasa dışı yoğun yapılaşma, yoğun tarımsal ilaç kullanımı, kontrolsüz avcılık ve kontrolsüz balıkçılık faaliyetleri de cabası. Göksu deltasına su taşıyan kanallara atılan zehirli tarım ilacı kaplarının yarattığı kirlilik. Oysa ki sulama kanallarına kullanılan tarım ilaçlarının kaplarının atılması sureti ile yaratılan kirlilik, tarım ilacı satan bayilerin depozitolu satış yapması ile basitçe çözülebilir bir sorun Öte yandan; yasa dışı yapılaşmalar için verilen ve kesinleşen yıkım kararları güçlü bir şekilde uygulanır iken, örneğin Hurma bölgesinde ki özel çevre koruma bölgesi ilanından önceki yapılarda ekoturizm projeleri ile hem o bölgeyi, hem de o bölge halkını kalkındırmak hiç de zor değil.
ÇABUK UNUTTUK!
Oysaki, biz corona döneminde paranın yenmediğini, üstün ve korunması gereken değerin doğa olduğunu canımız yanarak, kayıplar vererek öğrenmiştik. Ama unuttuk. Hiçbir zaman anlamadı insanoğlu. Dünya kimseye kalmayacak. Dünya birine kalacak olsaydı Sultan Süleyman'a kalırdı. Çıkmadık canlara derman bulan Lokman hekim ölmezdi” diyerek, konuşmasını bitirdi.
Konuşmacılara sorular da sorulurken, karşılıklı fikir alışverişinde bulunması ise, panele ayrı bir renk kattı. Konuşmacıların mesaj yüklü açıklamaları ise, panele katılanlara büyük bir ders niteliğinde oldu.