Haber Merkezi
İleri ve çok ileri seviyede işitme kaybı olan hastalar için MEÜ hastanesinde biyonik kulak (Koklear İmplant) ameliyatı yapılmaya başlandı. Yüzyılın kulaktaki en büyük gelişmesi olarak kabul edilen cihaz, özellikle 1-3,5 yaş arasındaki iç kulak tipi işitme kayıplı çocuklarda hayati önem taşıyor. Klasik işitme cihazlarından çok daha fazlasını sağlayan biyonik kulakta, iç kulağa yerleştirilen elektrot, ses enerjisini elektrik enerjisine çevirerek iç kulağı elektrik enerjisi ile uyarıyor ve duymayı sağlıyor. İleri düzeyde işitme kaybı olan her yaş grubu hastanın kullanabileceği cihaz, özellikle konuşmayı öğrenme dönemi olan 1-3,5 yaş arasındaki çocuklarda kullanıldığında hastanın konuşma ve öğrenme becerisi, normal yaşıtları ile aynı düzeye ulaşabiliyor. Özellikle 3,5 yaşından sonra beyindeki işitme ve konuşma merkezi tembelleştiği için hasta, işitme engelli olarak yaşamını sürdürüyor.
3 HASTA BÖYLE DUYABİLDİ
Biyonik kulak, MEÜ Sağlık Araştırma ve Uygulama Hastanesi KBB Anabilim Dalı öğretim üyeleri tarafından şimdiye kadar 3 hastaya takıldı. Konuyla ilgili bilgi veren Prof. Dr. Kemal Görür, ileri derecede işitme kaybı olan hastaların tedavi için genelde Ankara ya da Adana'ya gittiğini söyledi. Bu durumun hastalar için maddi ve manevi bir kayıp olduğunu söyleyen Prof. Dr. Görür, "Çünkü biyonik kulağı takmakla iş bitmiyor. Bir de bu cihazı kullanma eğitimi var. Eğitimin de tedavi olunan yerde devam ettirilmesi gerekiyor. Kendi evinden uzaktaki bir ile sürekli gidip gelmesi maddi ve manevi yük getiriyor" dedi.
NASIL ÇALIŞIYOR?
Prof. Dr. Görür, cihazın nasıl çalıştığı hakkında ise şunları söyledi: "Normalde biz mekanik ses enerjisini iç kulakta kimyasal enerjiye dönüştürerek işitiriz. Biyonik kulak iç ve dış iki parçadan oluşmaktadır. Dış parça ses dalgalarını elektrik enerjisine dönüştürüyor ve dış parça iç parça takıldıktan bir ay sonra kullanılmaya başlanıyor. İç parça da temelde iki kısımdan oluşuyor. İç parçanın cilt altındaki kısmı elektrik enerjisini iç kulağa yerleştirilen bir elektrot yardımıyla işitme sinirine iletiyor. Böylece işitme sağlanıyor."
1-3,5 YAŞ ARALIĞINA DİKKAT
İşitme kaybında özellikle 1-3,5 yaş aralığına dikkat çeken Prof. Dr. Görür, erken dönemde işitme cihazı ya da biyonik kulak takılmasına vurgu yaparak "Bizim konuşmayı öğrenmemiz üç döneme ayrılıyor. 0-1 yaş arası konuşma öncesi dönem, 1-3 yaş arası konuşmayı öğrenme dönemi, 3 yaş sonrası ise konuşmanın öğrenildiği dönem. Bu şu açıdan önemli: Eğer bir çocuk 3-5 yaşına kadar duymadıysa beyindeki konuşma merkezi olgunlaşamıyor ve tembelleşiyor. Daha sonraki yaşlarda hastanın işitmesi cihazlarla sağlansa bile hiç bir zaman yaşıtları kadar iyi konuşamaz ve konuşmayı öğrenemez. Yani hayatına engelli olarak devam eder. O açıdan bu çocukların çok erken, mümkünse 1 yaşından önce tespit edilmesi ve 6 ay kadar süreyle işitme cihazı kullanması gerekmektedir. 6 aylık deneme süresi sonunda işitme cihazından yarar görmezse biyonik kulak takılmalıdır.
BİYONİK KULAK, İŞİTMEYİ SONRADAN KAYBEDENLERE DE ÇARE OLUYOR “Bir de konuşmayı öğrenip de işitmeyi sonradan kaybedenler var. Konuşmayı öğrendikten sonra, kulak ameliyatları, kafa travmaları, menenjit ve kızamık gibi hastalıklara bağlı olarak iki kulakta iç kulak tipi işitme kaybı gelişebilmektedir. Biyonik kulağı bu hastalara da takabiliyoruz. Onlarla işimiz, konuşmayı bildikleri için biraz daha kolay oluyor. Öğrenme belleği oluştuktan ve öğrenme hafızası geliştikten sonra işitme kaybı olursa bu durumu geriye döndürebiliyoruz. Ancak işitme kaybı oluştuktan sonra 10 yıl veya daha uzun süre işitmeyenlerde de beyindeki işitme merkezi tembelleşmektedir. Bu nedenle bu hastalarda da süre önem kazanmaktadır" diyen Prof. Dr. Görür sözlerini şöyle tamamladı: “Odyoloji ünitemize yeni alınan cihazlar için ve bu bölümde ölçüm, eğitim verecek personel ihtiyacımızın karşılanması sırasındaki destekleri için Rektörümüz Prof. Dr. Ahmet Çamsarı'ya ve Başhekimimiz Prof. Dr. Meltem Nass Duce’ye teşekkür ediyoruz.”