Depremlerin bir doğal afet olmadığını, göz göre göre katliam olduğunu; ulaşılmayan enkazlar, gitmeyen yardımlar ve verilen imar aflarından bilindiğini haykıran Mersin Kadın Platformu, “Kader değil AKP’nin yıkımı” diyerek, AKP’den hesabı kadınların soracağını söylediler.
BARIŞ ÇOBAN
Mersin Kadın Platformu üyeleri, “İktidarın yarattığı yıkıma karşı öfkemizi sokağa taşırıyoruz! Dayanışmayı yükseltiyoruz!” diyerek sokağa indi.
Mersin’de, Pozcu Koton önünde bir araya gelen kadınlar iktidara yüklendi. Grup adına basın açıklamasını okuyan Ceren İnan, 6 Şubat’ta Maraş merkezli 20 Şubat’ta ise Hatay merkezli depremler yaşandığını hatırlattı. “Acımızı ve öfkemizi tarif edecek tek bir kelime dahi bulamıyoruz” diyen İnan, “Yaşamını yitiren bütün yurttaşlar için başsağlığı diliyoruz ve hayatta kalanların acısını en derinden yaşadığımızı ve hesabını kadınlar, LGBTİ+’lar olarak soracağımızı bir kez de sokaklardan haykırıyoruz!” dedi.
“GÖZ GÖRE GÖRE KATLİAM YAŞANDI”
Yaşanılan depremin bir doğal afet olmadığını, göz göre göre katliam olduğunu; ulaşılmayan enkazlar, gitmeyen yardımlar ve verilen imar aflarından bilindiğini belirten Platform Üyesi Ceren İnan, “Bizler yaşama tutunmak için enkaz altlarından yardım talep eden yurttaşlara sosyal medya aracıyla ulaşmaya çalışırken, AKP iktidarı yurttaşların dayanışmasına karşı çözümü sosyal medyayı kapatmakta buldu. Bizleri, sevdiklerimizi göz göre göre ölüme terk eden tek adam, daha yardımlar ulaşmamışken ve yurttaşlar enkazdan ailesini, sevdiklerini kurtaramamışken 10 bin TL vereceğiz diyerek ‘müjde’sini verdi.
“AKP’DEN HESABI KADINLAR SORACAK”
Yarattığı katliamın yanına kar kalmayacağını anlayan Erdoğan bir de çıkıp “çadırlar, Kızılay, AFAD nerede?” diye soran yurttaşlara “Terbiyesiz, ahlaksız, namussuz, adi” diyerek küfür etti. Bunları hepimiz biliyoruz. Tek tek bir daha söylüyoruz ki not alanın sadece kendileri olmadığını bilsinler.
Erdoğan ilk küfrü olmadığını, yarattığı katliamlardan küfür ederek sıyrılmaya çalıştığını ve hedef şaşırtmaya çalıştığını çok iyi biliyoruz. Biliyoruz çünkü bizler ölmemek için İstanbul Sözleşmesi yeniden yürürlüğe girsin, 6284 sayılı kanun etkin uygulansın diye sokaklarda, evlerde, iş yerlerinde mücadele ederken, duyduğumuz bu küfürleri unutmadık.
Unutmadığımız sadece edilen küfürler değil. Depremden en az 4 gün sonra bölgeye gidildiğini, çadırların verilmediğini, verilse bile kadınlar, LGBTİ+’lar ve çocuklar için güvenli alanların sağlanmadığını, tuvaletlerin, duşların olmadığını, bölgede hijyenik ped ve bebek bezine neredeyse yalnızca bizim dayanışmamızla ulaşıldığını, depremin 20’nci gününde dahi hala gıdaya bile ulaşımın çok zor olduğunu birinci ağızlardan duyduk, deprem bölgelerine giderek şahit olduk.
“KADER DEĞİL AKP’NİN YIKIMI”
Kadınların ve çocukların güvenliğinin olmadığını biliyoruz. Güvenli alanları bulamayan kadınlar boşanma evresinde olduğu erkeklerin evine dönmek zorunda kalıp şiddet görmeye devam ediyor. Hatay’da depremde evi ağır hasar alan Alev Altun, 2 çocuğuyla birlikte eski eşi Savaş Altun'un yanında kalmaya başladı. Savaş Altun, eski eşi uyuduğu sırada üzerine kaynar su döktü. Gözaltına alınan Savaş Altun “artçı depremler” yüzünden olduğunu söyleyerek savunma yaptı. Biliyoruz. İktidarınızın erkliğini, adaletsizliğini, yalanlarınızı, düşmanca bakışlarınızı, çürümüş zihninizi kadın ve LGBTİ+ düşmanlarıyla kurduğunuzu, bunun öğreticisi olduğunuzu biliyoruz. Biliyoruz, siz de bilin siz ve erkek adaletiniz yok olana dek mücadele etmeye, hesaplaşmaya devam edeceğiz.
Biz kadınlara ve LGBTİ+’lara hesap vereceksiniz!
Yarattığınız yıkım sadece bugünün değil 20 yılın yıkımı. Kadın ve LGBTİ+ düşmanlığınızı unutmadık. Tacizin, istismarın merkezi haline gelen çürümüş tarikatlarda çocukların geleceğini çaldığınızı unutmadık. Depremi yaşamış çocukları tarikat evlerine, yurtlarına yerleştirmenize, çocukların hayatlarını çalmanıza izin vermeyeceğiz” diye konuştu.
“İSTİSMAR SUÇTUR AKLAYAMAZSIN”
Enkazların altından vatandaşların kendi çabalarıyla birbirlerini çıkardığını söyleyen Ceren İnan, çıkanlara gerekli desteğinde de yine kendilerince ulaştırıldığını unutulmayacağını aktardı. “Unutmamak bir yana sizler bunun hesabını verene kadar sokaklarda olacağımızı yine ve yine haykırıyoruz” diyen İnan, kadın cinayetlerinde işlemeyen yargının “Deprem vergileri nerede?” denildiğinde için anında ev hapsi kararlarıyla karşılarına çıktığını vurguladı.
“Ama yine buradayız, en öfkeli halimizle karşımıza duvar gibi dikilen, mücadelemizi engellemeye çalışan tüm devlet aygıtlarına karşı kadınlar ve LGBTİ+’lar olarak sokaklardayız” diyen İnan, açıklamasını şöyle sürdürdü; “Böylesine yıkıcı bir depremin yaşandığı bölgelere AFAD, gerekli ekipmanları temin etmeden günler sonra ulaştı. Hala yaşayan canları kurtarmak bir yana sadece enkazları yok etmek isteyen AKP iktidarının maşası olan AFAD, sözde açıklamalarla bölgeye dair yanlış bilgiler yaymaya devam etti. Hesap vereceksiniz. İnsanları ölüme terk etmenin hesabını vereceksiniz.
“SUSMUYORUZ., KORKMUYORUZ, İTAAT ETMİYORUZ”
İnsanların sağlıklı alanlara, hijyene, tuvalete, çadıra gereksinimi var. İnsanların en temel, en basit şeylere ihtiyacı var. Ölümle yüz yüze gelmiş insanlara şu zararı verdiğiniz için hesap vereceksiniz. Çadırları, hijyen malzemelerini, tuvaletleri sağlayacaksınız.
İhtiyaç olarak görmediğiniz, kadınlar için temel malzemeleri dahi ikincilleştirebiliyorsunuz. Toplumsal cinsiyet rollerini her yerde devreye sokuyorsunuz. İzin vermiyoruz. Kadınların hijyenik pede, iç çamaşırına, vajinal sağlık malzemelerine aciliyetli ihtiyacı var. İnsanların dayanışmayla topladığı malzemelere dahi göz diken siz bu ihtiyaçları sağlamak zorundasınız. Topladığınız deprem vergilerinin nerede olduğunun hesabını vereceksiniz. Ekranlarda sermayeci şirket ortaklarınızın şovuyla toplanan paraların nerede olduğunun hesabını vereceksiniz.
YAŞASIN FEMİNİST DAYANIŞMAMIZ
İnsani yaşam koşulları sadece deprem bölgelerinde değil bölgeden yakın şehirlere göç eden insanlar için de sağlanmalı. Mersin bu şehirlerden en önemlilerinden biri. Neredeyse 400 bin kişinin göç ederek geldiği Mersin’de barınma alanları, temizlik ve nitelikli yaşam koşulları sağlanmalı. Dayanışmayla yüzlerce kişiye yardım etmeye çalışanlar, bizler bir kişinin bile hayatının ellerinizde kaybolmasına izin vermeyeceğiz. Sürecin Mersin’de de takipçisiyiz.
“KADIN VE LGBTİ+LAR İÇİN ACİL TALEPLER DERHAL SAĞLANMALIDIR”
Şiddeti önleyici mekanizmalar derhal hayata geçirilmeli ve kadınlar için erişilebilir olmalı, hijyen ürünleri, pede ve sağlık ürünlerine erişim sağlanmalı, depremden etkilenen kentlerin su, elektrik sorunu çözülmeli, yeterli çadır konteynır sağlanmalı, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklı hayatta kalma faaliyetlerinin tümü kadınların omuzuna yıkılmış durumda. Acilen konteynır kreşler, çamaşırhaneler kurulmalı.
Yalnız yasayan kadınlar ve LGBTİ+lar için güvenli barınma alanları oluşturulmalı
Kentimize göç eden depremden etkilenen kadın ve LGBTİ+lar için de güvenli barınma sağlanmalı, depremden etkilenen tüm yurttaşların temel ihtiyaçları karşılanmalıdır. Mobil kadın sağlığı araçları sağlanmalıdır. Kadınların doğum kontrol yöntemlerine erişimi sağlanmalıdır. Hormon ilaçlarının sağlanması göz ardı edilmemelidir. Bütün bu taleplerin sağlanması lütuf değil yerine getirilmesi gereken zorundalıklardır.
Yaşanan bu yıkımın ardından üzülmeye, yas tutmaya vakti bile olmadan insanları yaşatmaya çalışan, elleriyle enkaz kaldıran herkese hesap vereceksiniz. Ellerinizi uzatıp cebimizden aldığınız deprem vergilerinin hesabını vereceksiniz. Dalga geçer gibi açıklama yapan, gülerek şakalaşırken fotoğraflanan, selde bot, depremde sakal derdine düşüp poz veren her bir kralcı için hesap vereceksiniz. Yıkımda dahi ikinci planda gördüğünüz kadınlara, LGBTİ+lara, çocuklara borçlu olduğunuz hayatın hesabını vereceksiniz. Alışın buradayız derdik, artık alışın öfkemizle, acımızla, direnişimizle yakanızdayız.”