Hediye Eroğlu
Mersin’de 52 katlı metropol ve 28 katlı maliye binaları en yüksek bina olma özelliğini korurken yüksek katlı bina yapımının serbest olduğu 2017’den önce ruhsat alan firmaların gökdelen dikme çalışmaları hız kazandı. Adnan Menderes Bulvarı ve Yenişehir Bölgesi’nde yüksek katlı çok sayıda bina yükselmeye başladı. Yüksek binalar kentin görüntüsünü bozarken alüvyon zemin üzerine yapılan binaların olası bir depremde büyük tehlike oluşturacağı vurgulanıyor.
TEHLİKEYE DİKKAT
Mersin Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selim İnan, Mersin’in depremselliğini ve yüksek binaların depremde oluşturabileceği tehlikeyi gazetemize değerlendirdi.
Depremleri oluşturan ana faktörün faylar olduğunu ifade eden Prof. Dr İnan, “Marmara, Kocaeli, Bingöl, Elazığ, İzmir depremlerini oluştan faktör faylar. O bölgede eğer aktif bir fay dediğimiz deprem üreten bir fay var ise yani son 30 bin yılda bir deprem üretti ise biz ona aktif fay diyoruz. Tekrar deprem üretme riski vardır. Dolayısıyla Mersin ve yakın çevresindeki aktif faylara bakıyoruz. Bu aktif fayların Mersin’in neresinden geçtiğine bakıyoruz. Mersin’i etkileyebilecek birkaç fay var. Doğu Anadolu fayı var. Doğu bölümümüzde. Bingöl’den başlayıp Antakya’ya kadar giden 700 kilometre uzunluğunda bir fay var. Mersin’e 150 kilometre olsa bile orada zamanında büyük depremler olmuş. Antakya’da 528’de 200 binden fazla insan yaşamını yitiriyor. Bu tarafa doğru gelirsek Doğu Anadolu faylarının kolları var” şeklinde konuştu.
“ANAMUR’DA TSUNAMİ İZLERİNİ BULDUK”
1998’de Yumurtalık Karataş fayının harekete geçmesi ile oluşan Adana depreminde Mersin’in doğu bölümlerininde oldukça etkilendiğini ifade eden İnan, “Orada meydana gelebilecek bir depremde Mersin’de bayağı etkili olabilir. Hemen onun kuzeyinde Karsantı-Karaisalı fayı var. O da geçmiş dönemde deprem üretmiş. Orada 7 ve üzerinde bir deprem meydana gelirse tehlike arz eder. Gelmeyecek diye bir şey yok. Gelecek dönemlerde olabilecektir. Örneğin Adana’da 1268’de bir deprem oluyor Kilikya bölgesinde 60 bin kişi ölüyor. Bölgelerde büyük depremler olmuş. Kuzeyde Ecemiş fay zonumuz var. Çamardı’ndan başlayıp Mersin’in güneyine kadar giden bir fay hattımız var. Geçmişte fay üretmiş Namrun’dan Anamur’a uzanan fay zonu var. Kuzeyde küçük ölçekli başka faylar var. Güneyde Akdeniz’in içinde Afrika levhasının Anadolu levhasının altına dağıldığı bir dalma-batma zonu var. Kıbrıs’tan geçer. Orası da çok büyük depremler üretmiş zamanında. Kıyılarda tusunami de oluşturmuş. Biz Anamur’da tusunami izlerini bulduk. Özellikle antik kentin içinde. Dolayısıyla bu bölgede de büyük bir deprem olabilir” ifadelerini kullandı.
“7’DEN BÜYÜK DEPREMDE MERSİN ÇOK BÜYÜK TEHLİKE ALTINDA”
Geçtiğimiz günlerde Kıbrıs’ın batısında 5’ten büyük 2 tane depremin meydana geldiğini hatırlatan İnan, “Mersin’deki yüksek katlı binalardaki insanlar bundan çok etkilendi. Sosyal medyada paylaşım yaparak korktuklarını yazdılar. Orada 7 büyüklüğünde bir deprem meydana gelirse hakikaten Mersin büyük bir tehlike altındadır. Bu gelmeyecek diye bir şey yok. Gelebilir. Geçmiş dönemlerde oluşmuş” şeklinde konuştu.
“MERSİN’DE DEPREM OLMAZ SÖZÜ YANLIŞ”
Mersin’in kuzeyinden güneyine, doğusundan batısına fayların geçtiğini anlatan İnan, “Normal bir deprem tehlike haritasında baktığınız zaman Mersin’in bir kısım 2 bir kısmı 3. kısım deprem bölgesine giriyor. Buna bakarak bina yapanlar Mersin’de deprem olmaz diyerek çok katlı binada sıkıntı olmaz diyorlar. Aslında o yanlış bir şey. Biz fay hatlarına bakıyoruz, bunlar deprem üretiyor” dedi.
“MERSİN İÇİN EN BÜYÜK TEHLİKE ZEMİN”
Depremde iki noktaya dikkat edilmemesinin en fazla hasara yol açtığına vurgu yapan İnan,
“Birincisi binaların yapıldığı arazinin özellikleri. Bina yapılan zemin gevşek ve su ile dolu ise buna Marmara ve Kocaeli depreminde Van depreminde gördük. Binanız sağlam dahi olsa ya zemine gömülüyor ya da yan yatıyor. Bu bize zeminin kötü olmasını kanıtlıyor. Dolayısıyla Mersin için en büyük tehlike zemindir. Mersin’in kıyı kesimlerine baktığımız zaman alüvyoneldir. Yüksek katlı binaların yapıldığı yerler Erdemli’den tutun Tarsus Adana’ya kadar o kıyı şeridi alüviyonel zeminden oluşmuştur. 1-2-3 metre kazdığınız zaman o bölgeden su çıkıyor. Dolayısıyla siz sulu zemin üzerine binayı sağlam daha yapsanız binanızın oturma ve yana kayma riski var. Zeminin iyi seçilmesi gerekiyor. Mecburen o zemine yapılacaksa derine kazıklar çakılarak sert kayaya kadar temel açmak gerekiyor. Maalesef ekonomik olmadığı için bu yapılmıyor” ifadelerini kullandı.
“SAĞLAM OLMAYAN BİNA İSKAMBİL KAĞIDI GİBİ YIĞILIYOR”
İnşaatta kullanılan malzemeler ve teknolojik yeniliklerinde çok önemli olduğunu anlatan İnan, “Çimentonun özellikle ve dayanım gücü önemli. Marmara depreminden önce bu çok önemsenmiyordu ama daha sonra buna yönetmelik getirdiler. Belli bir yoğunluk ve dayanıma sahip çimento yapmak için fabrikalar kuruldu. Bu konuda dikkat ediliyor. Kullanılan demirin kalitesi çok önemli. Kalın yerine ince demir kullanırsanız betonu tutmaz. Kolonların kalınlıkları, kirişlerin kalınlıkları önemli. Kirişler bazın kolonlardan kalın yapılıyor. Kolonlara fazla baskı yapıyor. Yıkılabiliyor. Katların hizaları aynı olmuyor. Sallantıda üstte kalan bina diğerini devirebiliyor. Binaların altını genişletmek için kolonları kesiyorlar. Bunun yanındaki üst katlar genişletilmek için destek duvarları yıkılıyor. Bu da yanlış. Bunlara dikkat ettiğimiz zaman çok katlı bina yapılabilir ama zemine dikkat edilmeli. Çok katlı binalar eğer sağlam değil ise zemin de sağlam değilse depremde iskambil kağıtları üst üste yığılıyor. Geniş bir çoğrafyaya sahibiz ama yukarıya doğru binalar yapıyoruz. Çok katlı bina yapımından mümkün olduğu kadar kaçınmalıyız. Bu mimari açıdan ve sağlamlık açısından da önemli. Deniz kenarına 2-3 kat bina yapıp yukarılara doğru çok katlı binalara gidilirse hem denizden gelen esintiyi herkes alır hem de mimari açıdan güzellik katar şehre. Bunu maalesef Mersin kaçırdı ancak zararın neresinden dönülürse kardır”
“AFET MASTER PLANI BİR AN ÖNCE YAPILMALI”
Mersin’de bina yaparken 4-5 katın üzerine çıkılmaması gerektiğine işaret eden İnan, “Bu zemin açısından risk. Mersin’in acilen deprem afet master planları yapılması lazım. Bu planlarda Mersin’in zemini ele alınıyor. İnşaatın nerelere kaç kat yapılası gerektiğini bu planların üzerine yerleştirilmeli. Bu son derece önemli. Yapılmış binaların depreme dayanıklılık analizleri yapılmalı. Bu da çok büyük bir proje kapsamına giriyor. Buna göre nereye kaç katlı bina yapılacaksa karar verilmeli. Mersin’de bunlar yok” dedi.
“SAĞLAM ZEMİN ÜZERİNE AZ KATLI BİNA YAPILMALI ”
“Mersin’de de deprem olmuyor diye bir şey yok” diyen İnan şunları söyledi: “Marmara’da İstanbul’da 30-40 yılda bir deprem oluyorsa Mersin ve yakın civarında 300-500 yılda bir deprem tetikleme durumu olabilir. Deprem haritasına bakarsak Mersin’de deprem çok yok, son yüzyılda 53 tane deprem olmuş onlar da 5’ten küçük olun büyük yıkıntı vermiyorlar. Ama ileriki yıllarda deprem olabilir ve Mersin için tehlike olabilir. Dolayısıyla iyi ve sağlam bir zemin üzerine sağlam ve mümkün olduğu kadar çok katlı bina yapmamalıyız.”