GİZEM EKİCİ

“İstanbul Sözleşmesi Bizimdir, Vazgeçmiyoruz” nöbet eyleminin 4’üncüsünde Mersinli kadınlar, Akdeniz Belediyesi’nde çalışırken Feminist Gece Yürüyüşüne katıldıkları iddiasıyla işten çıkarıldığını iddia eden 3 arkadaşları için bir kez daha ses yükseltti.

Özgecan Aslan Meydanı’nda bir araya gelen kadınlar, dövizler taşıyıp, sloganlar atarak, adalet çağrısı yaptı.

“İŞTEN ÇIKARMALARA, MOBBİNGE, KOD29’A SUSMUYORUZ”

Burada grup adına basın açıklamasını okuyan Zeynep Benli, bir gece yarısı Cumhurbaşkanı kararnamesi ile İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesinin üzerinden 1 ay geçtiğini anımsattı. “Bir aydır önümüze dikilen polis barikatlarına, pandemi bahanesi ile kesilen para cezalarına, baskılara, tehditlere |rağmen tüm direncimizle sokaktayız” diyen Benli, “İstanbul Sözleşmesi’ni, yaşamlarımızı savunmak için başlattığımız nöbetimizin 4. Haftasında cüretini İstanbul Sözleşmesi’ni feshederek kadınların, LGBTİ+ların yaşamına kasteden tek adam iktidarından alan Akdeniz Belediyesi’nin kod29la işine son verdiği kadın arkadaşlarımızla bir aradayız. İşten çıkarmalara, mobbinge, KOD29’a susmuyoruz.

SÜPÜRGEYE GÖNDERİLDİLER

Bu yıl da 8 Mart’ta Mersin Kadın Platformunun da çağrısını yaptığı 7. Feminist Gece Yürüyüşü’ne tüm taleplerimizle, renklerimizle, isyanımızla sokaktaydık. 8 Mart’tan 3 gün sonra, bizlerle birlikte feminist gece yürüyüşünde olan Akdeniz belediyesi çalışanı 3 arkadaşımızın yerlerinin aniden değiştirildiğini ve sürgün edildiklerini öğrendik. Kadın Ve Aile Hizmetleri Müdürlüğü Bünyesinde yürütülen ‘Evde Bakım ve Temizlik’ projesinde temizlik görevlisi olarak çalışan Berivan Akın, Çocuk ve gelişim uzmanı Fatma Kılıç ve Peyzaj teknikeri Şükran Tamir, 8 Marttan 3 gün sonra gerekçesiz ve aniden görev tanımları değiştirilerek temizlik kısmına sokakları süpürme görevine gönderilmiştir. Sonradan edindiğimiz bilgiye göre yine Akdeniz Belediyesi’nde çalışan Şehriban Kuran da görev tanımı dışında yer değişikliği ve mobbinge maruz bırakılmıştır. Arkadaşlarımız dilekçe ile buna itiraz ettiklerinde ise Akdeniz Belediyesi Personel A.Ş. Müdürü ve Çevre Koruma ve Kontrol müdürü tarafından çağırılarak, ‘Kabul ediyor musunuz, etmiyor musunuz?’ gibi diyaloga açık olmayan bir şekilde bu görevleri yapmaya zorlanmışlardır.

“AKDENİZ BELEDİYESİ’NİN KADIN DÜŞMANLIĞINI İFŞA EDİYORUZ”

Kadın arkadaşlarımızdan biri 7 aylık bebeği olması ve halen süt izni hakkını kullanıyor olduğunu belirterek sabah erken saatlerde işe gidemeyeceği, bunun çocuğunu da kendisini de kötü yönde etkileyeceğini belirtmiştir. Bu talebi karşısında Akdeniz Belediyesi Personel A. Ş. Müdürü Süleyman Tuncil’in ‘Doğurmasaydın, Doğururken belediyeye mi sordun? Madem doğurdun, otur evinde bak!’ şeklinde cinsiyetçi tutumu ile karşı karşıya kalmıştır. Konuşma talepleri sert şekilde reddedilen ve kurum içerisinde sorularına cevap ve sorunlarına çözüm bulamayan, planlı şekilde baskıya/mobbinge maruz kalan arkadaşlarımız, vasıflarına uygun olmayan bu işleri reddetmiştir. Kurum içinde çözüm yolları tükenen kadın arkadaşlarımız konuyu  kamuoyunun gündemine taşımış, bunun ardından da KOD29 ile işten çıkarılmıştır. Akdeniz Belediyesi’nin bu tutumu açıkça kadın düşmanlığıdır, kadınların kazanılmış haklarına saldırıdır. Bu saldırı feminist gece yürüyüşüne, kadın mücadelesine, kadınların eşitlik ve özgürlük talebine karşı yapılmıştır. Bu alanda bir kez daha Akdeniz Belediyesi’nin kadın düşmanlığını ifşa ediyoruz.

“ÜSTÜNÜ KAPATACAĞINIZI MI SANIYORSUNUZ?”

8 Mart mesajı ‘Güçlü kadın, güçlü Akdeniz, güçlü Türkiye’ olan Mustafa Gültak’a soruyoruz: Kadınlara Mobbing uygulayarak, KOD29la işten çıkararak, 8 Mart’a katıldıkları için cezalandırarak mı kadınların güçlenmesini sağlayacaksınız? Bilboardlardaki süslü 8 Mart kutlamalarıyla gerçekten kadın düşmanlığınızın üstünü kapatacağınızı mı sanıyorsunuz?

Biz kadınlar bu kadın düşmanlığını çok iyi tanıyoruz. Katil erkeklerin sırtını sıvazlayan, yaşamı için özsavunma uygulayan kadınları cezalandıran erkek yargıdan tanıyoruz. 8 Mart gece yürüyüşünde ritimli zıplayan kadınların gözaltına alınmasını tanıyoruz. İstanbul Sözleşmesi eylemlerine katılan kadınlara kesilen rekor para cezalarından tanıyoruz. Bir gece yarısı operasyonu ile İstanbul Sözleşmesi’nin fesh edilmesinden tanıyoruz.

“KADIN KATLİAMI İLE YÜZLEŞMEKTEN Mİ KORKUYORSUNUZ?”

İstanbul Sözleşmesi’ni fesh eden zihniyetle 8 Mart’a katılan kadınları cezalandıran aynı zihniyet biliyoruz. Son günlerde yine kadın düşmanlığının aklın, mantığın sınırlarını zorladığı biçimlerle karşılaşıyoruz İstanbul’da ‘İstanbul Sözleşmesi bizim’ yazan pankartlar pandemi gerekçesi ile toplanıyor. HDP’nin parti binalarına aştığı, 201in ilk ayında öldürülen 88 kadının isminin yazıldığı pankartlar pandemi gerekçesi ile kaldırılmaya çalışılıyor. İktidara soruyoruz: Aklımızla dalga mı geçiyorsunuz, yoksa yarattığınız kadın katliamı ile yüzleşmekten mi korkuyorsunuz? Ne yaparsanız yapın boşuna! Kadınlar kadın düşmanı iktidarınızı her yerde ifşa etmeye devam edecek. Bugün kadın düşmanı Akdeniz Belediyesi’ni ifşa ettiği gibi, İstanbul Sözleşmesi’ne saldıranları, para cezaları ile kadınların ceplerine yapışan Emniyeti teşhir ettiği gibi.

“ÖZÜR DİLEYİN”

Buradan İstanbul Sözleşmesi nöbet alanından Akdeniz Belediyesi’nde sesleniyoruz. 8 Mart’a katılan kadınları işten çıkarmak yerine yükümlülüğünüzü yerine getirerek İstanbul Sözleşmesi’ni uygulayın! Toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlayacak, kadına yönelik şiddeti önleyecek politikalar geliştirmekle uğraşın. Derhal arkadaşlarımızı işe alın ve kadınlardan özür dileyin!

Bizler yaşamlarımızdan, mücadelemizden,birbirimizden asla vazgeçmeyeceğiz. Feminist Gece Yürüyüşü bizim, hayat bizim, karar bizim. Hepimiz oradaydık. Bu hukuksuzluk son bulana kadar, arkadaşlarımız işlerine dönene kadar mücadeleyi büyüteceğiz.

Yaşasın 8 Mart yaşasın kadın dayanışması!” diye konuştu.