Haber Merkezi
Orman varlığının korunmasına yönelik çabalara karşı, çevre katliamlarına neden olabilecek yasal düzenlemelere her gün bir yenisi ekleniyor. Son olarak; 6831 sayılı Orman Kanunu’nun Ek 16’ncı Maddesi kapsamında Orman Sınırları Dışına Çıkarma İşlemlerine İlişkin Yönetmelik 07.01.2021 tarih ve 31357 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanan 06/01/2021 tarih ve 3413 Nolu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile yürürlüğe girdi.
“DOĞAL ALANLAR VE YABAN HAYATI YIKAR”
Kararnameye ilk tepki TMMOB’a bağlı; Şehir Plancıları, Harita ve Kadastro Mühendisleri, Mimarlar, Peyzaj Mimarları, Çevre Mühendisleri ve Ziraat Mühendisleri Odası’ndan geldi. Odalar yaptıkları ortak yazılı basın açıklaması ile “Orman alanlarımızı yapılaşmaya açan ve yaban hayatını yok edecek olan yasal düzenlemeler iptal edilmelidir” çağrısı yaptı.
Bahse konu yönetmeliğin içerik itibariyle ülkemiz orman varlığı üzerinde ciddi yapılaşma baskısı yaratacak bir içeriğe sahip olduğunu vurgulayan mimar ve mühendisler, orman alanlarını tamamen endüstriyel bir bakış açısıyla ele alan; üzerinde ağaç bulunmayan alanları, açıklık ve kayalık alanların orman dışına çıkarılmasını öneren bu yönetmeliğin, doğal alanları ve yaban hayatı üzerinde geri dönülmeyen yıkımlar yaratacak bir düzenleme olduğunu savundu.
“YÖNETMELİK, İNŞAAT KAFASININ ÜRÜNÜ”
Yönetmelikte bahse konu olan; açıklık-kayalık alanlarının biyolojik çeşitliliğin desteklenmesi için ekosistem ve habitat çeşitliliğini sağladığına değinilen açıklamada, “Ayrıca orman alanlarının orman vasfını kaybetmesi gerekçesi ile yeniden orman vasfı kazandırılması gerekirken orman alanı dışına çıkartılması çabası, o alanların devamında var olan orman alanlarının da kaybedilmesine neden olacak ve ekosistem bütünlüğüne kalıcı zararlar verecektir. Bu yönetmelik ayrıca inşaat sektörünü ekonomide birincil sektör olarak gören yönetim anlayışını da ortaya koymaktadır. Yürürlüğe giren bu yönetmeliğin doğal hayat üzerinde yıkıcı ve geri dönüşü olmayacak etkileri olacağı unutulmamalıdır.
“YÖNETMELİK BİLİMSELLİKTEN UZAK”
Bu yönetmelik teknik ve bilimsel bir iş olarak yürütülmesi gereken orman sınırı belirleme işinde teknik değerlendirmelerden önce idari bir düzenleme olarak, sınır belirleme işleminde cumhurbaşkanlığı makamının yetkili kılınmasını sağlamıştır. Bu durum da yönetmeliği bilimsellikten uzak, teknik değerlendirmelerden önce idari bir düzenleme olarak önümüze çıkarmaktadır. Ayrıca, yönetmelikte orman dışına çıkarılacak alanların belirlenmesinde görev alacak inceleme ekibi ve komisyon yapılanmasında ekosistem ve peyzaj bütünlüğünü değerlendirebilecek biyolog, peyzaj mimarı, yaban hayatı uzmanı gibi hiçbir meslek disiplinine yer verilmemiştir.
‘İDEOLOJİK’ SUÇLAMASINA, ‘POLİTİK’ YANITI
Dolayısıyla, orman dışına çıkarılacak alanların belirlenmesinde ekolojik değerlendirme yapılamayacaktır. Başka bir deyişle, her eleştirimizde ‘ideolojik’ yaklaşmakla suçlanan bizler teknik ve bilimsel değerlendirme yapılması gerektiğini savunan tarafta dururken; iktidar, bilimsellikten uzak bir zeminde tamamen ‘politik’ olarak idari bir düzenleme biçiminde orman alanlarını ele alacağını ilan etmiştir. Bu kuralsızlığın bizleri götürebileceği noktaları bugün pek çok örnekte gözlemlemekteyiz.
YAYLALAR TEHLİKEDE!
Yine kamuoyunun takip ettiği üzere 30.01.2021 tarihli ve 31380 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Bazı Alanların ‘Yayla Alanı’ Olarak İlan Edilmelerine İlişkin Aynı Listede Tarih ve Sayıları Yazılı Bakanlar Kurulu Kararlarında Yer Alan Hükümlerin Yürürlükten Kaldırılmasına Dair 3462 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı ile birçok yayla alanının statüsü iptal edilmiştir. Bu karar bahse konu yönetmelik ile birlikte düşünüldüğünde orman alanlarında yapılaşmanın önünü açmak yolunda adımların başladığını göstermektedir.
Yayla statüsü iptal edilen alanlar statü olarak orman alanına dönüşecek olup; üzerinde yapılaşma olduğu için de bu yönetmelik uyarınca orman dışına çıkarılabilecektir. Böylece yüzyıllardır süregelen yayla kültürü yok olacak, çayır ve meralar betonlaşacak, doğal hayvancılık olumsuz etkilenecektir. Orman ekosisteminin ayrılmaz parçası ve barındırdığı açık alan ile birçok yaban hayvanının beslenme, avlanma alanı olan bu bölgeler bu yönetmelik neticesinde yerleşim alanı haline dönüşecek ve yakın gelecekte yoğun yapılaşmaya konu edilebilecektir.
“GELECEK NESİLLERİ DE ETKİLEYEN YIKICI ETKİLERE SAHİP”
Tüm bu düzenlemeler açık şekilde gelecek nesilleri de etkileyen yıkıcı etkilere sahip düzenlemelerdir. Ülkemizde yaşanan çevre sorunları ortada iken yapılan bu düzenlemeler açıkça bu sorunları daha da güçlü bir biçimde hissetmemize sebep olacaktır. Ayrıca sadece insan varlığı için değil orman alanları üzerinde yaşayan tüm hayvan ve bitki varlığını da tehdit eden tüm bu düzenlemeler ekosistemde dönüşü olmayan tahribatlar yaratarak ekolojik yıkıma sebep olacaktır. Bu ve benzeri düzenlemelerde yalnızca ekonomiyi değil, bütüncül yaklaşarak tüm varlıkların sürdürülebilirliğini sürece katmak kamu yararına olacaktır.
“YASAL YETKİLERİMİZİ KULLANACAĞIZ”
Bu anlamda her iki düzenlemeye ilişkin olarak Anayasa’dan gelen yetkimize dayanarak tüm bu düzenlemelere ilişkin TMMOB’a bağlı Şehir Plancıları Odası, Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası, Mimarlar Odası, Peyzaj Mimarları Odası, Çevre Mühendisleri Odası ve Ziraat Mühendisleri Odası olarak yasal yetkilerimizi kullanacağımızı kamuoyuna duyururuz. Bu çerçevede TMMOB’a bağlı odalar olarak doğamıza büyük zararlar veren bu tür uygulamaların iptal edilmesi gerektiğini, ülkemizin her köşesinde yaşanan/yaşanacak her türlü rant ve talana dur diyeceğimizi; her zaman olduğu gibi doğanın katledilmesine, yaşam alanlarımızın talan edilmesine karşı olduğumuzu üyelerimize ve kamuoyunun bilgilerine sunarız” denildi.