Haber Merkezi
CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır’ın, Akkuyu Nükleer Santrali inşaatında reaktörü taşıyacak beton zeminde oluşan çatlağın ve zeminden sızan deniz suyunun en son görüntüleri olarak twitter hesabında yayımladığı paylaşıma İnşat Mühendisleri Odası (İMO) Mersin Şubesi’nden, “Daha önce 2 defa çatlayan zeminin üzerine bir felaket kuruldu” değerlendirmesi geldi.
“UZMANLAR İNCELEME YAPMALI”
İMO Şube Başkanı Gülçin Barbaros Ak tarafından yapılan ve yaşananların santralin yapımı konusunda gerekli analiz ve araştırmaların yapılıp yapılmadığı sorularını akla getirdiğine değinilen açıklamada, “Nükleer santraller güvenlik riskleri nedeniyle proje yönetimi ve denetimi açısından diğer santral projelerine göre özellik gösteren santrallerdir. İnşaat Mühendisleri Odası Mersin Şubesi olarak, yapımı devam eden inşaatta konusunda uzman kişilerce yerinde teknik inceleme yapılması ve müşavir firmanın açıklama yapması gerekliliğini görmekteyiz.
İnşaatı devam eden nükleer santralin ÇED Raporu ile ilgili görüşlerimiz TMMOB Mersin İl Koordinasyon Kurulu’yla birlikte açıklanmıştı. Akkuyu NGS’nin yapımı için hazırlanan ÇED raporu ayrıntılı olarak incelenmiş ve yanlışlarla dolu ÇED raporunun kabul edilmemesi talep edilmişti.
“VAHİM SONUÇLAR ORTAYA ÇIKMAYA BAŞLADI”
Bugün gelinen noktada, uyarılarımızın dikkate alınmamasının oluşturabileceği vahim sonuçların belirtileri ortaya çıkmaya başlamıştır.
Tekrarlı ve ısrarcıyız, söylemeye devam edeceğiz. Nükleere HAYIR diyoruz. İşte nedenleri:
Projenin iş sahibi ve yatırımcısı Akkuyu Nükleer A.Ş. projeyi yönetmek üzere özel olarak kurulmuş bir şirkettir. Proje de yap-sahip ol–işlet modeli bir projedir. Yani yap-işlet-devret modeli değildir. Şirketin yüzde 51 hissesi her zaman Rosatom şirketine ait olan Rusya kontrolünde bir şirkettir. Hisselerin en az yüzde 51’i Rus şirketlerine ait olacak ve yüzde 49’a varan hisseler dış yatırımcılara satılabilecektir. Yani, tamamen yabancı bir şirkettir. Mersinimize, ülkemize yapılan bu yatırım sanıldığı gibi yerli ve milli değildir.
NÜKLEER ETRAFINDA KANSER VAKALARI YÜZDE 400 ARTIYOR
Nükleer santraller civarında yaşayanlarda kanser vakalarında yüzde 400‘lük artış görülmektedir. Genetik mutasyonlar sonucu normal olmayan doğumlar ve yaygın lösemi hastalıklarının gözlenmektedir.
Yüzlerce yıl doğa ve insan sağlığını riske sokacak şekilde depolanan nükleer santral atıklarının dünya üzerinde henüz lisanslı bir nükleer atık depolama tesisi yoktur ve Nükleer atıklar için ise hala çözüm üretilememiştir.
YENİLENEBİLİR ENERJİ ÇAĞRISI
Yarının teknolojisi rüzgardan, güneşten, biyokütleden, dalgalardan ve daha farklı doğal kaynaklardan elde edilecek enerjidir. Yapılması gereken nükleer santral anlaşmaları imzalamak değil, yaşamın sürdürülebilirliği ilkesini gözeten yenilebilir enerji kaynaklarına yönelmektir. Nükleer Enerji gelişmiş batı ülkeleri tarafından terk edilmektedir. Nükleer enerji yarının teknolojisi değil, dünün teknolojisidir.
M.Ö. 3500 yıllarında adının Soli Pompeipolis olduğu zamandan bugüne, yılda 300 günden fazla güneş alan Mersin’imizin güneş enerjisi yerine, nükleer enerji ile anılması talihsizliktir.
Nükleer santrallerin ihtiyaç olduğunu söyleyenlere şunları ifade ederiz ki; yenilenebilir temiz enerji kaynaklarımız kullanılmadan, enerji politikalarımız oluşturulmadan, dünün teknolojisi Nükleer enerjinin istenilmesi ülkemiz ve mersin için ihanettir.
Memleketimizi siyasi iktidarların bilim dışı kararlarına terk etmeyeceğiz ve mücadeleye devam edeceğiz” denildi.