Mersin Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi kanser bölümünde hemşire olarak çalışan Kıymet Özdemir, salgın sürecinde yoğun olarak artan iş stresini edindiği hobiyle azaltıyor. Özdemir, iki yıldan bu yana yaşamının bir parçası haline getirdiği ve “Tutkum oldu” dediği cam füzyon sanatı ile nazarlıktan saate, tabaktan duvar süslerine kadar rengarenk eserler üretiyor. İşinden arta kalan zamanlarda evinin balkonunda hem atık camları değerlendirerek çok güzel süs eşyalarına dönüştüren hem de ruhunu dinlendiren 45 yaşında, bir çocuk annesi hemşire Özdemir, hobisini, amacını ve hedefini İHA muhabirine anlattı.
“TESADÜFEN GÖRDÜM, KURSUNA GİTTİM VE TUTKU HALİNE GETİRDİM”
Sağlık sektöründe 27 yıldır hemşire olarak görev yaptığını belirten Özdemir, hobi olarak cam füzyon sanatıyla uğraştığını söyledi. Tesadüfen bu uğraşa başladığını belirten Kıymet hemşire, “İnternette bir meşguliyet ararken bir hocamızın konuşmasını gördüm. Onun üzerine buraya yönlendim. Hocamızla konuştum, ondan sonra da camı tanıdım ve sevdim. Sonra da bu işi tutku haline getirdim. Toroslar Belediyesinin Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü ile birlikte düzenlediği kurslara katıldım. İki yıllık kurs sürecim var” diye konuştu.
“TAMAMEN ATIK CAMLAR KULLANIYORUZ, ÇEVRE DOSTU BİR ÇALIŞMA”
Cam füzyon sanatında camla ilgili olan her şeyi yapmaya çalıştıklarını dile getiren Özdemir, “Isıyla camın şekil değiştirmesini sağlıyoruz. Burada da atık camları değerlendiriyoruz. Tamamen atık camlar kullanıyoruz ve geri dönüşüm sağlıyoruz. Çevre dostu bir çalışma aynı zamanda. Şu anda Covid-19 nedeniyle kurs devam etmiyor ama ben evde yapmaya devam ediyorum” ifadelerini kullandı.
“RUHUMU DİNLENDİRMEK, COVİD-19 SÜRECİNİ DAHA KOLAY ATLATMAK İSTEDİM”
Hobisinin tüm dünyayı saran Covid-19 pandemisinin özellikle sağlık çalışanlarına yüklediği iş yoğunluğu ve stresini daha rahat atlatmasında büyük etkisi olduğunu vurgulayan Özdemir, şunları söyledi: “Tamamen iş hayatının yükünden kurtulmak istedim. Kendime vakit ayırmak, ruhumu dinlendirmek, Covid-19 sürecini daha kolay atlatmak istedim ve evde de çalışmaya devam ettim. Severek yaptım. Pandemi sürecinde kafamızı dağıtmak istedik. Bu anlamda katkısı oldu. Tüm sağlık sektörü çalışanları bu şekilde rahatlamaya çalışıyor. İnsanlar hastalanıyor, ailesi için büyük bir olay bu ama biz sağlık çalışanları da hem kendi ailelerimizdeki hastaları hem de gelen hastaları düşünerek daha farklı bir psikolojik hale giriyoruz. Bu dönemde ben çalışmaya daha da ağırlık verdim. Yaptığımız çalışmalarla kafamızı dinliyoruz, unutuyoruz. O anda bazı olayları öteliyoruz, fark etmiyoruz, daha bir dingin oluyoruz.”
“SEVEREK YAPIYORUM, YAKINLARIMA HEDİYE EDİYORUM”
Atık camları keserek süs eşyaları ve ev aksesuarları yaptığını kaydeden Özdemir, “Hepimizin çok sevdiği nazarlıklar yapıyorum. Severek yapıyorum ve yakınlarıma severek hediye ediyorum. Otobüs camları veya durakların camları kırılıyor mesela, temperli camlar; onları alıyoruz, tabaklara veya diğer başka türlü aksesuarlara dönüştürüyoruz. Şişeleri eritiyoruz saate dönüştürüyoruz. Tamamen emek, her bir parçası camlar kesilerek yapılıyor. Kıyamıyorum, hiç kimseye vermek istemiyorum. Çok fazla emek veriyorum gerçekten, ancak sadece hediye yapabiliyorum. Satma kısmı biraz zor. Ayrılamıyorum da onlardan. Evin her köşesinden çıkabilir. Yaptıklarımı her tarafa saklıyorum” şeklinde konuştu.
Cam füzyon sanatının en büyük zorluğunun camı keserken oluşturduğu tehlikeler olduğunu söyleyen Özdemir, özellikle ellerin kesilmesi, ince parçaların sıçrayarak yaralanmalara neden olabilmesi dolayısıyla çok dikkatli çalıştıklarını belirtti.
“CAM BULMADA ZORLANMIYORUZ”
Temin ettiği atık camlara yapacağı objeye göre şekil verdiğini dile getiren Özdemir, zemini oluşturduktan sonra camları kesip tek tek yapıştırdığını, daha sonra da 800-bin derecelik fırınlarda işlem görmesini sağladığını anlattı. Isıl işlemden sonra da ürünün ortaya çıktığını kaydeden Kıymet hemşire, “Cam bulmada zorlanmıyoruz. Halkımız, işverenlerimiz, esnafımız, belediyemiz destek oluyor. Boya, fırın, mekan gerekiyor, belediye temin ediyor. Elektrik suyuna kadar belediye ödemesini yapıyor. Halk eğitim merkezi tarafından da öğretmen temin ediliyor. Meşrubat, gazlı ve alkollü içecek camları, soda camları, bazıları boyanmış cam oluyor, onları da belediyenin verdiği boyalarla boyuyoruz. Maliyeti yok denecek kadar az. Bir pensenizle elmasınızın olması yeterli, diğer kısımları zaten özel ve devlet sağlıyor” ifadelerini kullandı.
“HEDEFİM, MUTLU OLMAK VE İNSANLARI MUTLU ETMEK”
Herkesin bir hobisi olması gerektiğinin altını çizen Kıymet Özdemir, yaşam döngüsü içinde iş hayatıyla birlikte farklı hobiler edinmenin hayatı güzelleştirdiğini vurguladı. Özdemir, hedefini de şu sözlerle anlattı:
“Hedefim, sadece kendimi dinlemek, yaptığım aksesuarlardan etrafıma hediye etmek, mutlu olmak ve karşındaki insanları da mutlu etmek.” (İha)