KHK’larla onlarca akademisyeni kadro dışı bırakan Mersin Üniversitesi, öğretim elamanı sıkıntısı yaşıyor! Rektör Çamsarı basın aracılığıyla; nitelikli, alanında uzman akademisyenleri Mersin’e davet etti.
HEDİYE EROĞLU
Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) binlerce akademisyenin işsiz bırakıldığı Türkiye’de, üniversitelerdeki yetişmiş akademik kadro ihtiyacı günden güne artıyor. Son olarak Mersin Üniversitesi’nde (MEÜ), KHK’larla onlarca akademisyenin işinden olması sonucu akademik kadro sıkıntısı, farklı branşlardaki akademisyenlerin bölümleri dışındaki görevlendirmelerine neden oldu.
Mersin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Çamsarı, düzenlediği basın toplantısında kent basını ile bir araya gelerek, soruları yanıtladı. Akademik-idari kadro ve öğrencilerle 50 bin kişilik bir aile olan Mersin Üniversitesi’nin yaşadığı akademisyen sıkıntısını gazetecilerle paylaşan Rektör Çamsarı, kent içi ve dışından nitelikli, aralarında uzman akademisyenleri Mersin’e davet etti.
MEÜ; 50 BİN KİŞİLİK BÜYÜK BİR AİLE
MEÜ’de 2014’de yapılan seçimlerde 3’üncü olmasan rağmen cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan tarafından rektör olarak atanan Çamsarı, üniversite ve çalışmaları ile ilgili de açıklamalar yaptı.
An itibariyle 27 yıllık geçmişi olan MEÜ’nün 16 fakülte, 7 yüksekokul, 11 meslek yüksekokul, 5 enstitü ve merkezleri ile 71 birimi bulunduğunu aktaran Prof. Dr. Çamsarı, “Şuan 45 bin öğrencimiz ve çalışanlarımız ile 50 bin kişilik büyük bir aileyiz” dedi.
“TÜBİTAK’TA 4 PROJEMİZDEN BİRİ KABUL EDİLİYOR”
Görev geldiği dönemde söz verdiği çalışmaları pek çoğunu tamamladığını belirten Çamsarı, ikinci döneminde vaatler dışında artık üniversitenin sıralaması, yayınları, projeleri ile ilgili neler yapılabileceğine kafa yorduğunu söyledi. “Yayınlar ve sıralama ile projeler açısından ilk dönemizde ülke konjektürü ve bizim altyapı eksikliklerimiz nedeniyle çok fazla istediğimiz yere gelmedik” diyerek özeleştiri de yapan Çasarı, “Ancak buna rağmen Kalkınma Ajansında 3 yıl üst üste birinci olduk. TÜBİTAK ve Avrupa Birliği proje sayımız, kabul edilme oranlarımız arttı. Şan TÜBİTAK’ta 4 projemizden biri kabul ediliyor. SODES projelerinde ciddi bir sınıf atladık” vurgusu yaptı.
KÜLTÜR MERKEZİ İNŞAATINDA SONA GELİNDİ
Ulusal ve uluslararası sıralama kuruluşlarında MEÜ’nün yerine dair değerlendirmelerde de bulunan Ahmet Çamsarı, “Bulunduğumuz yerler bizim için yeterli değil, yeni kazandırdığımız fakültelerin altyapısı ve öğretim kadrosu açısından yoğun bir çalışma içindeyiz” dedi.
Kentin ihtiyaç duyduğu ve talep ettiği bölümlere açılmasına büyük önem verdiklerini de dile getiren Çamsarı, YÖK’te görev almaları ile de kente önemli kazanımlar sağlama avantajları elde ettiklerini aktardı.
“Sosyal tesisler için de kolları sıvadık” diyen Çamsarı bu kapsamda Çiftlikköy Kampüüs içerisindeki yapılaşmaların hızla devam ettiğini belirtti
Kültür Merkezi inşaatında sona geldiklerini açıklayan Çamsarı, ayrıca Girişimci Limanı’nın aktif olarak çalışmalarına başladığını anımsattı. Geçtiğimiz Facebook’un bu merkezde eğitim vermesi için bir anlaşma yaptıklarını da anımsatan Prof. Dr. Çamsarı, “Bu merkez gençlerimizin, işsizlerimizin önünde bir ışık olacak. Yeni nesil bilim ve inosyon merkezi, TÜİBTAK Ar-Ge Ofisi, Teknoloji Transfer Ofisi de aktif şekilde görev yapıyor” diye konuştu.
Ar-Ge proje pazarı, bilim şenliği gibi etkinlikler ile de çocukların, gençlerin bu işlere yönelmesi için çalıştıklarını aktaran Rektör Çamsarı, açıklamasını şöyle sürdürdü; “Fikri olan, bu ülkeyi seven herkesin elinden tutacak birilerini bulup, fikirlerinin gerçeğe dönüşmesi, patent alması ve şirket kurması için uğraşıyoruz. Üniversiteyi bitirmiş işsizler ve üniversiteye girmemiş çocukların bilimsel olarak yetişmesi için çabalıyoruz”. ENGELLİLERİN MEÜ TERCİHİ İKİ KATINA ÇIKTI
Engelsiz üniversite ödüllerinde bu sene MEÜ’nün 17 dalda bayrak aldarak Türkiye birincisi olduklarını da anımsatan MEÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Çamsarı, kendilerine en yakın adayın 9 bayrak aldığını aktardı.
Engelsiz kampüs yaratma çalışmalarının üniversitenin bir takım anatomik zorlukları nedeniyle sıkıntılı sürdüğünü bildiren Çamsarı, “Binaların projelerinde asansör ve merdivenlerin engelsiz eğitime çok uyumlu olmaması nedeniyle eksikliklerimiz var ama serbest alanlarda eksikliklerimizi tamamladık. Bütçe el verdiğince asansörler için girişimlerimiz devam ediyor. Bunun bir karşılığı da oldu burayı tercih eden engelli öğrencilerimizin sayısında iki kat artış oldu ve biz bu öğrencilerle yakından ilgileniyoruz. Engelli öğrenciler için kurduğumuz bir de birimimiz var. Ciddi yardımlar veriyor bu birim. Ayrıca Akdeniz Belediyesi ile bir protokol imzaladık. Engelli öğrenciler için yeni bir merkez yapacağız. Bu birbirimizi kendi müstakil binamızda ulaşılabilir bir yerde konumlandıracağız” diye konuştu.
Yerel dinamiklerle işbirliği kapsamında il merkezinde Büyükşehir Belediyesi de dahil proje yapmadıkları belediye olmadığını vurgulayan Çamsarı, “Hemen hemen tüm belediyeler ile büyük sayılabilecek projeler yapıyoruz. Kent konseylerinde hocalarımız ile temsil ediliyor, danışmanlık boyutunda da çalışıyoruz. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, Organize Sanayi Bölgesi, Mersin Deniz Ticaret Odası gibi bölgeye yön veren, geleceğine ışık tutan tüm kurumların içinde temsilcilerimiz ve danışmanlarımız var. Bu bize gurur veriyor ve gün geçtikçe de sayı artıyor. Mersin’in gidiş yönüyle ilgili akademisyenlerin sayısı artıyor” dedi.
“BÖLGENİN TURİZM VE ARKEOLOJİ İLE GELİŞEBİLECEĞİNE İNANIYORUZ”
Arkeolojiye özel bir ilgileri olduğunun da altını çizen Prof. Dr. Ahmet Çamsarı, bölgenin turizm ve arkeoloji ile gelişebileceğine inandıklarını kaydetti.
Bu bakımdan birtakım girişimler içinde olduklarını açıklayan Çamsarı, “Soli gibi bazı özel kazıları bünyemize aldık. Ayrıca Akdeniz bölgesinde yeni bir kazı çalışması yapmaya hazırlanıyoruz ve Tarsus’un yüzey araştırmalarını tümünü aldık. Bölgesel tek tek olan yerlerle turizmin gelişmesi konusunda çok fazla ilerleme olacağını düşünmüyoruz. Bu global düşünülmeli, il genelini kapsamalı. Bu bölgeye gelen turistler çevre illerde katılabilir ama Tarsus’tan başlayarak inanç turizmi ve antik çağa kadar görülmesi gereken yerleri sırayla gezerek hem kültür hem inanç üstüne de sağlık turizmini de katarak bölgesel bir programla gelişme sağlayabiliriz. Bir turist Mersin’e gideceğinde eline bir broşür verildiğinde nereleri göreceğini bilmesi gerekiyor.
Sadece St. Paul kuyusunu göreceksin denildiğinde bu çok etkili olmuyor. Ama eline bir program verildiğinde etkili olunacaktır. Bu noktaların da görülmeye değer hale getirilmesi için de belediyeler ve bakanlıklarla irtibatlarımız sürüyor.
Mezitli Belediyesi ile örneğin bir taş mektep projemizi var. Protokolü olgunlaştı. Bu zincire katılabilecek, bu şehre değer katabilecek bir proje. Tanıtım önemli. Biz istiyoruz ki Mersin çarşısına çıkan birisi giderken yanına Mersin’i hatırlatan bir ürün alsın yanına. Limon, narenciye, Uzuncaburç ile ilgili eşyalar alsın istiyoruz. Bunun içinde Turizm Fakültemiz ve tüm il dinamiklerimiz ile çalışıyoruz” şeklinde konuştu.
MEÜ, YEŞİL ÜNİVERSİTE OLMAK İSTİYOR
Ayrıca yeşil üniversite için de çalışmaları olduğunu bildiren Prof. Dr. Ahmet Çamsarı, yeşil üniversitesi kurmak ve idamesini sağlamanın kolay bir iş olmadığını ifade etti. “Bu sadece ağaç ve fidanla ilgili bir şey de değil” diyen Çamsarı, MEÜ’nün ağaç ve orman varlığı en fazla olan üniversitelerden biri olduğunu aktardı. “Ağaç kesmiyor, kestiğimizde de kat kat fazlasını dikiyoruz” diyen Çamsarı, “Bu bölge 20-25 yıl önce otluk bir alandı. Ancak bugün yaban hayvanlarını bile görebiliyoruz kampüs içerisinde. Fotoğrafçı arkadaşlarımız kampüs içinde çektiği fotoğraflarla bile sergi açabiliyorlar. Bunlar her üniversitede olmayan güzel şeyler” dedi.
“TIP FAKÜLTESİ HASTANESİ BATIK DEĞİL”
Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nin malzeme sıkıntısı yaşadığı ve hizmet kalitesindeki düşüş eleştirilerine de değinen Rektör Çamsarı, şunları söyledi: “Üniversite hastanelerinin genel bir sıkıntısı var ülke çapında, aslında biraz yönetmeliklerle ilgili bir şey bu durum, bir takım çalışmalar yapılması gerekiyor. Malzeme sıkıntımız var evet ama batık değiliz. Kayyum filan yok bizim hastanemizde. Hastaneyi biz yönetiyoruz. Tıp fakültesi puan açısından Türkiye’deki en yüksek fakültelerden biri de altyapı olarak da gayet iyi. Ama sıkıntılarımız olsa da bu hizmeti durduracak aşamada değil. Ocak ayında bir takım düzenlemeler yapılması bekleniyor. Türkiye’deki tüm üniversite hastaneleri bu düzenlemeleri bekliyor”.
MERSİN TARIM TEKNOLOJİLERİ FAKÜLTESİ İSTİYOR
Daha sonra soruları da yanıtlayan Çamsarı, Tarım Teknoloji Fakültesi talebine ilişkin gelişmelere dair, “Tarım Teknolojileri Fakültesi talebimizi 3 yıl önce dile getirdik, YÖK’e geçtiğimiz günlerde konuyu tekrar anımsattık. Bu alanda lisans öğrencileri bizim ana sorunumuz. Bu alandaki ihtiyacı yüksekokullarda ve teknik bölümlerle bu ihtiyacı gidermeye çalışıyoruz. Bahçe bitkilerinden muz, çileğe kadar ilçelere göre bir çok bölümümüz var.Bir de veterinerlik bölümü açtık. Akademik kadromuz gayet sağlam.
Ayrıca bir Hayan Sağlığı Kliniği açabilir miyiz diye bir arayışa girdik. Yenişehir Kampüsü’nü düşündük ama yükümlülükleri çok ağır, başarabilir miyiz bilmiyorum” dedi.
MEÜ’DE NÜKLEER BÖLÜMÜ AÇILACAK MI?
Akkuyu Nükleer Güç Santrali projesiyle bağlantı olarak MEÜ bünyesinde bir bölüm açılmasına ilişkin soruya ise Çamsarı’nın cevabı şöyle oldu: “Nükleerle ilgili enerji, makine mühendisliği bölümlerimiz var. Enerji bölümümüzün biri Tarsus’ta kaldı. Ama bizimde böyle bir çalışan grup arkadaşımız var. Bunların ziyaretleri, projeleri ve eğitimleri ile ilgili irtibatlarımız sürüyor. Hem burayı inşa eden firma hem de serbest çalışmalarımız sürüyor. Yeşil ve yenilebilir eneri ile ilgili de çok sayıda çalışmamız var. Uluslararası çalışmalar şuan burada. Şuan gezi bilgilendirme yapıyoruz üniversitemize güneş enerjisi kurabilir miyiz diye.
Enerjinin her türüyle ilgili de nükleer çalışmalarımız var. Bu konuda bilgilendirme de danışmanlık da yapabiliriz”.
Rektör Çamsarı, daha sonra basın mensuplarıyla birlikte yapımı tamamlanmak üzere olan ve Ocak 2020’da açılışını yapacakları Onkoloji Hastanesini gezdi.