Barodan yapılan açıklamaya göre, Yeşilboğaz, 24 Ocak 1977’de 4 avukatın katledilmesi üzerine her yıl 24 Ocak’ta düzenlenen ‘Uluslararası Tehlikedeki Avukatlar Günü kapsamında İstanbul’da düzenlenen protesto yürüyüşüne katıldı.
İstanbul Barosu binasında bir konuşma da yapan Başkan Yeşilboğaz, meslek yaşamlarında karşılaştıkları baskılara ve tehlikelere dikkat çekmek amacıyla, “Uluslararası Tehlikedeki Avukatlar Günü ile, bir yandan avukatlık mesleğinin birçok ülkede katledilmek de dâhil birçok riski içererek ifa edildiğine dikkat çekmeyi hedeflerken, diğer yandan her yıl avukatların mesleklerini icra etmeleri nedeniyle temel haklarının ciddi bir biçimde ihlal edildiği bir ülkeye özel olarak odaklanarak bu durumun teşhirini hedeflemektedir. Tehlike Altındaki Avukatlar Günü; bütün dünyada taciz edilen, susturulan, baskı altında tutulan, tehdit edilen, zulüm gören, işkence gören avukatlara dikkat çektiğimiz gündür. Bütün bu baskıların yanında cinayetler ve kaybetmeler de ne yazık ki sıra dışı değildir. Avukatları hedef alan bütün bu öfkenin tek nedeni, bu avukatların en çok ihtiyaç duyuldukları yerlerde işlerini yapmaları ve mesleki yükümlülüklerini yerine getirmeleridir” dedi.
“OTORİTER REJİM ÖZGÜRLÜKLER ÜZERİNDE BASKISINI ARTIRIYOR”
Avukatların tehlikede olduğunu çünkü; otoriter rejimin özgürlükler üzerinde baskısını her geçen gün artırdığını bildiren Bilgin Yeşilboğaz, “Savunma hakkının sınırları her geçen gün daha da daraltılmakta, hukuk devletlerinde adaletin vazgeçilmez unsuru olan ve savunma makamını temsil eden avukatlarımız, maalesef her gün bir soruşturma tehdidi altında mesleğini yapmaktadır ve asılsız iddialarla tutuklanmaktadır. Kısacası avukatlık mesleği büyük baskı altındadır. Ülkemizde avukatların sırf müvekkilini savundukları için tutuklanması, müvekkilleriyle özdeşleştirilerek adliye koridorlarında, mahkeme salonlarında darp edilip yaka paça çıkarılması, savunma hakkının tutuklanması, avukatların içinde bulunduğu tehlikenin vahim boyutunu göstermektedir.
“OHAL SÜRESİNCE 570 AVUKAT TUTUKLANDI”
Avukatlar tehlikede çünkü; OHAL ile birlikte avukatlarımızın maruz kaldığı hak ihlalleri her geçen gün daha da artmıştır. OHAL süresince 570 avukat tutuklandı, bin 480 avukat hakkında soruşturma açıldı, 79 avukat uzun süreli hapis cezasına çarptırılmıştır. İnsan Hakları Derneği’nin ‘Avukatların Üzerindeki Yargı Baskısı Raporu’nda; hak savunucusu avukatların 78 ayrı dava ve soruşturmaya maruz kaldığı bilgisi yer almıştır ve raporda; ‘Türkiye devleti sistematik olarak Birleşmiş Milletler Avukatların Rolüne İlişkin Temel İlkeler Bildirgesi’ni ihlal ediyor. Bu ihlalin, savunma hakkına da direkt olarak etkisi oluyor’ ifadesi yer almıştır.
“AVUKATLARIN YASAL HAKLARI VE İTİBARI KORUNMUYOR”
Avukatlar tehlikede çünkü; avukatların yasal hakları ve itibarı korunmamakta, yargının kurucu unsur olduğu kabullenilmemektedir. Avukatlara koridorlarda, mahkemelere gidişte, adliye içinde kimlik kontrolü yapılması ve başlatılan güvenli alan uygulaması, avukatı yargının dışında gören bir yaklaşımın yansımasıdır. Ayrıca Avukatların iş alanları her geçen gün daraltılmaktadır. Geçtiğimiz aylarda Yargıda Şeffaflığa İlişkin İstanbul Bildirgesi'nde avukat olmayanların da mahkemelerde savunma yapabileceği şeklindeki avukatlığı bitirecek tasviye kararı ve avukatların yargı mensubu olmayan kişiler olarak belirtilmesi, tehlikenin bir diğer boyutudur. Savunma mesleğini sindirme, korkutma, susturma çabaları tahammül edilemez boyuta gelmiştir. Avukatlar tehlikede çünkü barış ve adalet elçisi Diyarbakır Barosu Başkanı Av. Tahir Elçi, Türkiye halkının yaşadığı hak ihlallerine kayıtsız kalmayarak mücadele ettiği için katledilmiştir. Birçok meslektaşımız da bu sebeple sözlü ve fiili saldırıya uğramaktadır” şeklinde konuştu.
“SAVUNMANIN ŞEKLEN VAR OLDUĞU YARGIYI ASLA KABUL ETMEYECEĞİZ”
Avukatların, Atatürk ilkelerine, demokratik, laik ve sosyal hukuk devletine bağlı olduğunu bu nedenle kimseye biat etmeyen, kimseyi efendi görmeyen, bağımsız avukatlar olduklarını ifade eden Yeşilboğaz, “Cübbelerimizi de hiç kimsenin önünde iliklemeden sırtımızda taşıyoruz. Bizler adalet için, demokrasi için, güçler ayrılığı için, silahların eşitliği için, bağımsız, tarafsız, üstünlerin hukuku değil, hukukun üstünlüğü için haykırırız. Hak arama özgürlüğünün sesi avukatların, hiçbir baskıya boğun eğmeyeceği, mesleğini özgürce yapabileceği günlere geri dönmek için mücadelesinden asla vazgeçmeyeceği bilinmelidir. Barolar ve avukatlarımızla birlikte vermiş olduğumuz mücadele ile bu günleri mutlaka bir gün aşacağız. Savunmanın şeklen var olduğu bir yargıyı asla kabul etmeyeceğiz. Tüm meslektaşlarımız ile dayanışma ve birlik içinde olduğumuzu, bu konuda mücadelemizin he zaman, her koşulda devam edeceğini kamuoyuna duyururuz” diye konuştu.