Bu yıl yönetime gelen Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Bilgisayar, Elektrik, Elektronik, Telekomünikasyon ve Büro Cihazları Meslek Komitesi Başkanı Serkan Karakaya yazılı açıklamasında, Mersin’in kaynaklarının dışarıya gitmemesi için çağrı yaptı.
Çalışmaya kendi komite üyelerinin eğitimine yönelik etkinliklerle başladıklarını ifade eden Karakaya, veri güvenliği semineri düzenlediklerini, bundan sonraki süreçte diğer Komite Üyeleriyle buluşacakları organizasyonlar düzenlemek istediklerini bildirdi. Diğer komitelerin üyeleriyle bir araya gelip Mersin’de üretilen bilişim hizmetleri, yazılım ürünleri, Ar-Ge çalışmalarını tanıtmak istediklerini kaydeden Karakaya, Mersin’de bu alanlarda çok güzel hizmetler verilmesine rağmen bilinmemesi nedeniyle ihtiyaçların şehir dışından giderildiğini söyledi. “Biz de bu sorunun önüne geçip tüm üyelerimizin Mersin’den de istedikleri kalitede hizmet alabileceklerini anlatmak istiyoruz. Mersin’in kaynaklarının Mersin’de kalması gerektiğine inanıyoruz” diyen Karakaya, bu buluşmayı önemsediklerini vurguladı. Mersin’de gerek yazılım gerek elektronik üretim ve ar-ge’si noktasında kalifiye iş gücü ve yeterli teknoloji bulunduğunu vurgulayan Karakaya, “Kentimizde teknolojiyi kullanıp tasarlayabilen, yeterli seviyedeki işgücüyle dinamik bir yapı mevcut. Bunu anlatabilmeyi hedefliyoruz” dedi.
“İKİNCİ HEDEF MELEK YATIRIMCILAR”
Üyelerle diyalogun artırılması sonrasındaki ikinci hedefin melek yatırımcılar olduğunu dile getiren Serkan Karakaya, bu kavramın Türkiye’de yeni yeni yayılmaya başladığını ancak özellikle bilişim sektörü açısından çok önemli bir oluşum olduğunu söyledi. Girişimcilerin en büyük eksiğinin sermaye olduğunu, bu sorunu da melek yatırımcılar aracılığıyla çözebileceklerini kaydeden Karakaya, melek yatırımcıları Mersin’e çekebilmek adına çalışacaklarını dile getirdi. Bunun için Mersin Teknopark’ın önemli bir havuz olduğuna dikkat çeken Karakaya, şu bilgileri verdi: “Teknopark’ta çok önemli projeler var. Bu projelerin melek yatırımcılar tarafından destekleneceğine inanıyorum. Türkiye’de lisanslı 150 firma var ve 10 milyon dolarlık yatırımları bulunuyor. Mersin’i melek yatırımcılar açısından özellikle teknoloji ve internet için işlenmemiş bir maden olarak görmekteyiz. Bölgemizdeki doğru girişimcilerle melek yatırımcının buluşması sonrasında özellikle yatırım firmalarımızın sermaye sorunlarını ortadan kaldırıp çok daha hızlı ilerleyip, dünyaya açılmasını istiyoruz” diye konuştu.
“YERLİ FİRMALARIMIZIN TANINMASI ŞART”
Yerli bilişim firmalarının Mersin’deki diğer firmaların yaşadığı sorunları rahatlıkla çözümleyebileceğini de anlatan Serkan Karakaya, bu nedenle çözüm dışarıda aranmadan önce yerli firmaların ve neler yapabileceklerinin yakından tanınması gerektiğini vurguladı. Komite olarak tüm sektörlerle işbirliğine açık olduklarını belirten Karakaya, “Odamıza kayıtlı tüm Üyelerimizin sektörel sorunlarının çözümünde yardımcı olmaya hazırız. Sorunlarının çözümü noktasında ihtiyaç duydukları ürünleri alırken doğru ürünü tespit etme, ihtiyaçlarını belirleme noktasında destek verebiliriz. Çözüm ortaklıkları geliştirebiliriz. Bu nedenle daha sık bir araya gelmeliyiz” dedi.
Türkiye’nin teknoloji kullanımında birçok Avrupa ülkesinin önünde olduğunu belirten Karakaya, üretimde de önde olmayı hedeflediklerini söyledi. “Mersin olarak çıtayı yüksek tutuyoruz. Hedefimiz teknoloji üretiminin Mersin’de ihracat kalemi olarak yer almasını sağlamak” diyen Karakaya, Mersin’in gerekli potansiyeli bulunduğunu, yalnızca küçük destek dokunuşlarına ihtiyaç olduğunu belirtti.
“DARALAN PİYASALAR SEKTÖRÜ ZORLUYOR”
Sektör sorunlarına da değinen Serkan Karakaya şunları söyledi: “Komitemiz içinde çok sayıda sektör bulunuyor. Her bir sektörün birbirinden farklı sorunu olsa da hepimizin ortak sıkıntısı daralan piyasalar. Bunu aşmanın yollarını arayan sektörümüz kendi tecrübeleri ile iç dinamikleriyle olumlu sonuca ulaşmaya çalışıyor. Tüketici açısından da bazı zorlayıcı gelişmeler yaşanıyor.
Örneğin cep telefonlarında temlikli satışın kaldırılması, nihai tüketicinin kredi kartında vadenin 6 aya düşürülmesi, nihai tüketicinin ürüne kolay ulaşımını ciddi ölçüde engelliyor. Komisyon oranlarını ve finanslama maliyetlerinin artışıyla kur artışının birleşmesi tamamı ithal olan fakat nihai kullanıcı açısından zaruri ihtiyaç olan iletişim malzemelerine ulaşmayı çok zorluyor. Bu durumdaki firmalarımızın satışlarının yüzde 70’e yakın azaldığını söyleyebilirim. Giderlerini karşılayamama noktasına gelmiş, sağladıkları istihdamın tehlikeye girdiğini beyan eden firmalarımız bulunuyor. Sektör temsilcileri bu sorunlara çözüm bekliyor.”