Hediye Eroğlu
Artan döviz kurlarıyla birlikte, kağıt maliyeti nedeniyle zor durumda kalan basın yayın sektörü sorunlarına çare beklerken, CHP Mersin Milletvekili Alpay Antmen’den yok olma tehlikesi yaşayan yerel basın içir destek açıklaması geldi. Haberci Gazetesi’ni ziyaret gederek Genel Müdür Yüksel Ekici ile bir araya gelen Antmen, yaşanan kriz ortamında ayakta kalma, var olma mücadelesi veren yerel gazetelerin demokrasinin en önemli yapı taşları olduğunu ve yaşatılması gerektiğini söyledi.
“HAVUZ MEDYASINDA KRİZ YOK”
Kağıt krizinin sektörü dar boğaza soktuğunu farkında olduklarını belirten CHP’li Antmen, “Türkiye’de şeker fabrikaları olduğu gibi kâğıt fabrikaları da kapatılınca Türkiye yaşadığı bu yoğun ekonomik krizde kâğıtta da dışa bağımlı hâle geldi. AKP’nin yanlış ekonomik politikaları sebebiyle dövizin sürekli artmasıyla artık basın organlarının kâğıt girdileri ve diğer maliyetleri son derece arttığı için özellikle yerel basınımızın ayakta durması için inanılmaz bir mücadele vermesi gerekiyor. Sayfa sayısı, yüzölçümü düşürülüyor, günlük gazeteler haftalık gazeteye dönüyor veya çıkmıyor, kapanıyor sadece internet gazeteciliğine devam ediyor. Hatta bu, personel çıkartmaya kadar gidiyor. Ancak havuz medyasında hiç kriz yok. Onların kâğıdı hiç eksik değil. Hatta sayfaları da artıyor. Bir tek kusurları var, tüm başlıkları aynı o da kadı kızında bile olur. Yani bir tane boyalı badanalı havuz medyası gazetesi aldığınız zaman diğer tüm gazetelerle aynı başlıklar olduğu için diğerlerini almaya gerek kalmıyor. Öncelikle bu eşitsizliğe son verilmesi gerekiyor. Ayrıca yerel basının da desteklenmesi gerekiyor. Ancak özellikle sarayın ve çevresinin sürekli olarak ‘Tasarruf, tasarruf” deyip de tasarruf yapmaması sebebiyle Türkiye’deki ekonomik kriz daha da derinleşiyor. Yani bakın, şu an hâlâ sarayın bütçesi yüzde 233 arttırılmak isteniyor. Bundan da en çok halkımız zarar görüyor” dedi.
“MUHALEFETİN SESİ KISILIYOR”
Çok sesliliği sağlayan yerel basının aynı zamanda muhalefetin de en önemli saç ayaklarından olduğunu bildiren Milletvekili Alpay Antmen, mecliste seslerinin kısılmaya çalışıldığı bir dönem yaşandığını, bu anlamda yerel basının varlığını daha çok önemsediklerini aktardı. CHP’nin komisyonlara verdiği önergelerin komisyonlarda görüşülmediğini, geri plana itildiğini ancak AKP’lilerin önergelerinin zaman kaybetmeden ele alındığını bildiren Antmen, “CHP’nin seçimden bu yana verdiği tekliflerinden hiçbiri momisyonlara gönderilmedi. Özellikle emeklilikte yaşa takılanlarla ilgili teklifimiz bekliyor. Bunun dışında da pek çok hayati önem taşıyan yasa teklifleri bekliyor. Fakat iş AKP’nin milletvekilleri tarafından verilen kanun tekliflerine geldiği zaman durum öyle olmuyor. Hatta dün, trafikte cezaların arttırılmasıyla ilgili kanun teklifi de geldi. Bunun gibi kanunlar 24 saat içerisinde Komisyona gönderiliyor.
“YANDAŞ BASINA DEĞİL, GENELE BAKIN”
Kanunen, Anayasa gereğince tarafsız olması gereken Meclis Başkanı Binali Yıldırım Cumhuriyet Halk Partisi’nin hiçbir yasa teklifini komisyona göndermezken cezalarda artış yapan, halkın cebinden daha çok para çıkmasını sağlayacak olan yasa teklifini 24 saat içerisinde komisyona göndermekten mani görmüyor. Artık halkımızın sadece yandaş basından değil her türlü görsel ve yazılı basından bunu takip etmesi, Türkiye’nin bu gidişatına son vermesi gerekiyor. Nasıl ki oksijen olmaza insanlar havanın ve aldıkları nefesin kıymetini anlamaya başlıyorsa demokrasi bittiği an, demokrasinin kıymetini anlayacaklar. Ancak bu olmamalı çünkü bunun dönüşü olmaz. Türkiye’de bakanlıklar tarikatlar arasında paylaştırılmış durumda. Her bakanlıkta başka tarikatlar örgütleniyor. Bundan anlaşıldığı kadarıyla hain FETÖ terör örgütünden de hiç ders alınmamış. Fakat bunların hepsi düzeltilebilir. Kadrolaşma düzeltilebilir tekrar liyakat esasına dönülebilir” diye konuştu.
“YARGIDAKİ KADROLAŞMA, ADALETE İNANCI BİTİRİYOR”
Özellikle yargı alanındaki kadrolaşmanın adalete inanca büyük darbe vurduğun uda dile getiren Antmen, şunları söyledi; “Hâkim ve savcıları mesleğe kabulde daha sonra atama ve terfilerde sadece AKP üyelerini mesleğe alırsanız, sadece AKP’nin il ve ilçe teşkilatlarında çalışan çok genç yaştaki avukatları hâkim olarak alıp da bu tecrübesiz arkadaşlarımızı önemli kürsülere, büyük illerdeki önemli mahkemelere atarsanız bu arkadaşlar da taraflı davranırsa yani hâkim bağımsızlığı ortadan kalkarsa âdil yargılanmadan ve de adaletten söz edemeyiz. Türkiye’de gidişat budur. En son kararnameye bakın, en son hâkim ve savcılık yazılı sınavlarını kazanıp da sözlü sınavda elenenlere bakın, sözlüde staja kabul edilenlere bakın, göreve başlayanlara bakın. Daha da önemlisi, son kararname ile yerleri değiştirilen hâkim ve savcılarımıza bakın kim nereden alınmış, kim nereye tayin edilmiş, kim nasıl terfi etmiş bakın. Çok bariz bir yandaşlaşma ve kadrolaşma olduğunu göreceksiniz. AK Parti Türkiye’yi “Adalet mülkün temelidir.” düşüncesiyle değil “Adalet benim mülkümdür.” düşüncesiyle yönetmeye başlıyor. Adalet AKP’nin mülkü değildir. Adalet ile oynarsanız bir daha Türkiye’yi toparlayamazsınız”.
“KANAMALI HASTAYA PASUMAN İLE KRİZ ÇÖZÜLMEZ”
Son olarak enflasyonla topyekûn seferberlik konusuna da değinen Antmen, hükümetin halka tasarruf çağrısı yaparken israfı sürdürmesine tepti gösterdi. Alpay Antmen, “Bu, kanamalı hastaya pansuman yapmak gibi bir şey. Yani fiyatları yüzde 100 oranda artan ürünlerin fiyatlarını yüzde 10 indirtip, bunu da yılbaşına kadar sınırlamakla bu iş olmaz. Ancak Türkiye’nin belki de ekonomik krizden de büyük bir sorunu var, demokrasi sorunu. Bizim Türkiye’de demokrasiyi yeniden tesis etmemiz lazım. Cumhuriyet Halk Partisi özellikle bunun için uğraşıyor. Çünkü Adalet ve Kalkınma Partisi artık Meclisi de itibarsızlaştırmaya, çalıştırmamaya çalışıyor” dedi.