Mehmet Nabi Batuk
İstanbul’un Beyoğlu semtinde yapılan otel inşaatı nedeniyle içerisinde yüzlerce kişinin yaşadığı 4 katlı bir binanın çökmesinin ardından, gözler bir kez daha yüksek yapı inşaatlarına çevrildi. İstanbul’da göz göre göre gelen facianın ardından bölgedeki 9 binada daha risk oluşurken; Mimarlar Odası Üst Kurul Delegesi Mersin’de yaşanabilecek tehlikelere dikkat çekti. Özellikle kentin yüksek ve engebeli bölgelerindeki yüksek yapı inşaatlarındaki gözlemlerini aktaran Yılmaz, “Mersin'de bu tür, buna benzer felaketleri yaşamamız her an söz konusu” uyarısı yaptı. Mersin’in yüksek yapıların denetleneceği bir Yüksek Yapı Yönetmeliğinin olmadığını ve ilgili meslek odalarının yasal değişiklikler nedeniyle bu yapılar üzerinde denetim gerçekleştiremediğini ifade eden Yılmaz, uzmanlığı olmayan kişilerin yasal ve hukuki açıklıklardan faydalanarak 5 kat teknolojisi ile 30 kat ve daha yüksek katlı binalar inşa ettiğini söyledi. “Allah'ım tüm insanlarımızı afetlerden korusun, şimdilik dua etmekten başka bir çözümümüz yok” diyen Yılmaz, denetimsizliğe karşı bir an önce önlem alınmasını istedi.
“BİNALARA TEHLİKE YARATACAK GİYDİRME YAPILIYOR”
Yüksek yapıları inşa etmek için hiçbir engel ve şartın olmadığını herkesin müteahit olabildiğini vurgulayan Yılmaz, meslek odalarının da devre dışı bırakıldığı için inşaatların denetlenemediğini belirterek şunları söyledi: “Seri üretim, ozalit parasına niteliksiz, mimarlık ve mühendislik hizmetleri verilmeyen, ruhsat alabilecek olması esas amaç olan projeler üretiliyor. Koca koca binalara ruhsatlı projeleri ile alakasız, vida ile tutturularak tonlarca ağırlıkta giydirme cephe yapılıyor. Binaya gelen yük hesapta hiç yok ve bu konuda denetim yapılmıyor.”
PROJELERE KARIŞAN BELEDİYE BAŞKANI KİM?
Mühendis olan bir ilçe belediye başkanının, başka mühendislerin hazırladığı projeleri bizzat kontrol ettiğini söyleyen Yılmaz, “Belediye başkanı başka mühendise ait projelerdeki yanlışlıkları düzelttikten sonra ruhsat veriyor. Ama projeyi yapan mühendis sesini çıkarmıyor, başkanın doğru dediğine oda doğru diyor ve dediğini yapıyor. Hâlbuki proje sorumlusu ve statik hesapları yapan mühendis olan kendisi, yasalar karşısında sorumluluk alan kendisi. Hangisinin doğru yaptığını bina çökene kadar kimse bilmiyor” ifadelerini kullandı.
“DUA ETMEKTEN BAŞKA BİR ÇÖZÜMÜMÜZ YOK”
Mersin’deki betonarme yapı uygulamalarının da tam bir facia olduğunu belirten Yılmaz, şantiyelerdeki gözlemlerini aktararak “Düşük dozajlarda beton dökülüyor, inşaatlar tamamlanıyor, betonu satan firma, sattığı betonun kalite kontrolünü kendisi yapıyor. Sorabilirsiniz; peki bu sahte kürk giydirilmiş, sahne şovu için son derece rüküş, sıradan bir mimari projeye, proje dergilerinden çalıntı makyajlar yapılmış, evet o sonradan makyajlı binalar ayakta nasıl durabiliyor. Açıklayayım; tabi ki tabiat ana bir omuz atana kadar ayakta durabiliyor. Allah'ım tüm insanlarımızı afetlerden korusun, şimdilik dua etmekten başka bir çözümümüz yok” diye belirtti.