Mersin turizminin geleceğe taşınması için yapılması gerekenleri bıkmadan usanmadan her platformda cesurca dile getiren Turizm Platformu Başkanı Numan Olcar, seçim öncesi birkez daha, “Turizm için her şey var, birlik olma zamanı” çağrısı yaptı.
Hediye Eroğlu – Nabi Batuk
Türkiye sevdalısı ve turizm gönüllüsü, sektörün duayen ismi Mersin Turizm Platformu Başkanı Numan Olcar, Mercan TV’de yayınlanan Arka Plan Programı’na konuk oldu.
Turizmi, yapılması gerekenleri ve beklentilere dair önemli açıklamalarda bulunan Olcar, sorulara da içtenlikle yanıt verdi. 30 yıllık geçmişe sahip Mersin Yelken Yat ve Su Sporları Kulübü’nde gerçekleşen söyleşi de Akdeniz’i arkasına alan Numan Olcar, seçim rüzgarlarının estiği şu günlerde idaricilerden ilgililere önemli mesajlar verdi.
TEK BAŞINA TANITIM YETMEZ!
SORU: Türkiye açısından ele alacaksak Turizm nedir?
N.OLCAR: Çok güzel bir coğrafyada yaşıyoruz. Konjonktürel olayları dışarıda bırakırsak, binlerce yıllık medeniyetlere ev sahipliği yapmış ve bununla alakalı olarak pek çok değeri içinde barındıran ülkemiz, doğusu –batısı, kuzeyi-güneyi ile her bölgesinde farklı bir konsepti, kültürü yansıtıyor. Son derece güzel zenginliklerin içindeyiz.
Turizm ise bunların tanıtılması noktasında yer alıyor. İşim gereği çok seyahat ediyor, ufacık bir taşı ziyaret eden binlerce insan görüyorum. Ülkemizde o taşlardan çok daha fazlası var ama ziyaret eden kişi sayısına baktığımızda çok az olduğunu görüyoruz.
Sorunun başladığı nokta burasıdır. 30 yıldır bu sektördeyim. İlk başlarda; her şeyin tanıtımla yapılması taraftarıydım. Çünkü 30 yıl önce Türkiye’de her şeyin tanıtımla yapılması ihtiyacı vardı ancak bugün artan iletişim imkanları ile bu durum değişti. Tanıtımda daha stratejik davranmalıyız.
Denizin ortasında bir kale var, orası Kızkalesi diye kime söylesem buna benzer bir yapının Hollanda veya İskandinavya’da veyahut başka bir yerde olduğunu söyleyebilir. Tanıtımdan öteye geçmemiz, farkındalık yaratmamız gerekiyor.
Buralara turist çekecek alt yapıların buna göre düzenlenmesi gerekiyor. Ayrıca sadece dışarıya yönelik turizm algısı oluşturmak da yeterli değil.
“KIZ KALESİ’NE GELEN HAYAL KIRIKLIĞI YAŞIYOR”
SORU: Bölgede yaşayan insanımız için turizm ne ifade etmeli?
N. OLCAR: Turizmin her kolunun bir istihdam alanı olduğu unutulmamalıdır. Kız kalesine turist geldiğinde, biz o turistleri Kanlı Divane’ye, Aya Tekle, Uzuncaburç ya da götürebilmemiz gerekiyor. Buralara gezmeye gelen insanlara beklentilerinin üstünde yerler ile karşılayabilmeliyiz. Doğal ve tarihi yapımız buna uygun ancak algıyı da bu kapsamda oluşturmalıyız.
Kimse alınmasın, gücenmesin; Kız Kalesi’ne insanlar gezmeye geldiğinde kaleyi beğeniyorlar ancak yöreyi gördüklerinde hayal kırıklığı yaşıyorlar. Buranın çevresel düzenlenmesi, yolları ile yeniden düzenlenmeli. İnsanlar buraya geldikleri zaman sıcaktan bir restorana sığınıp oradan da otele gitme peşinde. Oysa buraya gelen insanların beklentisinin ötesinde bir şeyler olmalı. Bunların hepsi algı ile alakalı.
Gelen turistlere yapacağınız planlamaları ve projeleri güzel bir şekilde anlatmanız lazım. Ama insanlar hala Kız Kalesi’ne giderken yolda sıkıntı çekiyorlar.
Zaten çok kısa bir zaman içerisinde turizm sezonu yaşıyoruz. Bir de böylesine bir sıkışıklıkta yol yapım çalışmaları yapılıyor. Dolayısıyla buraya gelmek keyiften daha çok eziyete dönüşüyor. İnsanlar gittiği keyif almak, rahatlamak için tatile gider, Kız Kalesi’ne ulaşmak için saatlerce yollarda vakit kaybediyor bu gerilim ve stres ile tatil yapmaya çalışıyor.
Kız Kalesi’nde karşınıza çıkan sıkıntılar zaten şevkinizi kırıyor. Mevcut tesislerin, altyapı eksikliği çevre düzenlemelerinin yetersizliği had safhada.
“MERSİN HAK ETTİĞİNİ İSTEYEMEDİ, DİRETEMEDİ”
SORU: Biz Mersin için konuşuyoruz ama diğer bölgeler de bu durum geçerli mi?
N. OLCAR: Antalya ve Kapadokya içinde bir takım örnekler verebiliriz ancak bunlar Mersin kadar ağır olmaz. Bizim her bir noktamız böyle maalesef.
Ben her zaman söylüyorum 2007’de yapılan RİS projesi; doğru bir projeydi. Avrupa Birliği temelli olan bu projenin bölgelerin kendi imkânları ile nasıl kalkınabileceği ve bunların nasıl ekonomiye kazandırılacağı çok net ele alınmıştı.
Aslında bakarsanız bu proje bugün beklentilerimiz ile bire bir örtüşmektedir. Proje kapsamındaki gerekli çalışmaları doğru bir şekilde yapsaydık bugün bu sıkıntıları yaşamazdık. 11 yıl kaybettik. Samimiyet ve irade gerçekten çok önemli iki konudur, bunlar olmadan ilerleyemiyoruz.
“11 YILLIK HAVALİMANI MACERASI MUTLU SONLA BİTMELİ”
Yol olmadan turist olmaz zaten. Çok uzun zamandır Uluslararası Çukurova Bölgesel Havalimanı maceramız var, batı sahillerini mi yapsak, deniz yolu ulaşımını mı devreye soksak karar veremiyoruz. Çünkü Mersin hak ettiğini isteyemedi, diretemedi. Bizde maalesef fikir sahibi olanların bilgi ile alakalı pek yok. Bilgisiz olunca da maalesef insanları, kentleri yanlış yönlendiriyorlar.
Turizm dediğimiz zaman bir defa erişebilir olmak lazım, erişe bilir olduktan sonra ulaşımın ne kadar önemli olduğu ortaya çıkar.
Örneğin ‘ben falanca yerde havalimanı yapıyorum, bu yatırım burada ki turisti artıracak’ demek yanlıştır. Havaalanlarının müşterileri havayollarıdır, havayollarının müşterileri yolculardır. Şimdi Adana’ya bakalım; Çukurova Havaalanı yapıldığı zaman havayolu nereye uçağını koyacak. Adana’ya mı, Çukurova’ya mı? Havayolu nerde daha çok kazanacaksa oraya bırakır uçağını. Aksi takdirde Kahramanmaraş gibi Hatay gibi sıkıntı yaşarız.
Mersin’in 11 yıllık havalimanı mazisi artık bir mutlu sonla bitmelidir. Diğer ulaşım ağlarında da ihtiyaç duyulan eklemeler, iyileştirmeler yapılmalı ve ulaşım sorunu çözülmelidir. Bugün karayolu ile diğer şehirlere ulaşımda dahi sıkıntılar yaşıyoruz.
Öte yandan Mersin’in 10 kilometre dışında kalan ikinci konutlar artık yaşam konutlarına dönüşmüş durumda. Yılın belli aylarında hem tatil yapmak için hem de yatırım amaçlı ikinci konutları değerlendiren çevre illerden çok sayıda insan bulunmakta. Bu insanların zaten burada bir evi varken Mersin’in tüm noktalarını keşfetmelerini sağlamalıyız.
“BÖLGEYE HUZUR GELDİĞİ ZAMAN MERSİN HAK ETTİĞİ YERE GELECEK”
SORU: Türkiye’nin içinde bulunduğu ve Mersin’in aldığı yoğun göç ile sıcak temas halinde olduğu Ortadoğu’daki çatışma ortamı direk turizmi vurdu. Bu durum gelecekte nasıl olacak?
N. OLCAR: Ben inanıyorum bu çatışma ortamı sora erdiğinde, Mersin için çok daha güzel günler olacak. Bundan bir önceki dönemde Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği’nde görev aldım. İcra hususunda oldukça başarılı çalışmalara katıldık ve bunlar kentimize de yansıdı. Mersin’i keşfet projesi çerçevesinde güzel işler yapıldı.
Yerli turizm acenteleri olarak ‘turist gelmiyor, istediğimiz parayı alamıyoruz’ diyoruz ama bu durum sadece bizim ülkemize özel değil. Yurt dışındaki operatörlerde benzer problemleri yaşıyor. Ama şu bir gerçek ki; yabancı tur operatörleri Türkiye’den kazandığı paraları dünyanın başka hiçbir yerinde kazanamıyorlar. Çükü Türkiye’den geri dönüşümlerde inanılmaz bir müşteri memnuniyeti var. İspanyada bu hizmetler yok.
Allah’ın izni ile bölgemize huzur ortamının oluşması ile bu durum çok daha güzel hale gelecek. Mersin çok şükür bu konuda en güvenilir ve akın illerden bir tanesi ama bu yeterli değil çünkü yanı başınızda olan bir olay yan tarafı da, Mersin’i de etkiliyor. Bölgeye huzur geldiği zaman Mersin hak ettiği yere gelecektir. Şunu ifade ermek isterim ki o zaman geldiğinde Mersin’in bu fırsatı iyi değerlendirmesi gerek.
SORU: Mersin’in turizmdeki amiral gemisi konumundaki Tarsus-Kazanlı Turizm Bölgesi’ne teşvik geldi. Ancak bu teşvik yatırım için mi geldi, teşvik için mi yatırım yapılacak orası biraz muallakta kaldı. Siz bu konuyla ilgili ne söyleyeceksiniz?
N. OLCAR: Mersin’de ilan edilmiş 8 turizm bölgesi var. Ancak bunların altyapıları hazır değil. Yani yatırım yapmak isteseniz de yapamazsınız. Buralara yatırım gelmesini istiyorsak; hazırlık yapmamız, bürokratik işlemleri tamamlamamız gerekiyor.
Örneğin turizm bölgelerimizden biri olan Karboğazı, Mersin için çok daha stratejiktir çünkü Karboğazı sayesinde turizm sezonumuzu uzatabiliriz.
Ancak Tarsus-Kazanlı projesi ile ilgili çalışmalar 2006’da başladı. Aradan geçen 20 yılı aşkın sürede tek bir çivi bile çakılmazken, bugün bölgeye teşvik geldi. Eğer bir yere teşvik verirseniz insanlar o teşvik için gidip orda yatırım yaparlar. Halbuki bu işin tam tersi şeklinde olması lazım.
“SPOR TURİZMİ NE YÖNELİK MERSİN’DEKİ İMKANLAR BİLİNMİYOR”
Mersin’deki imkanlar bilinmiyor
SORU: Akdeniz Oyunları kapsamında kente yapılan spor tesisleri atıl kaldı. Spor turizmi için bir şeyler yapılamaz mı?
N. OLCAR: Akdeniz Oyunları kapsamda çok önemli tesisler yapıldı. Mevcut tesisler de rezerve edildi. Örneğin Türkiye’nin değil sadece, dünyanın sayılı atış poligonlarından biri Erdemli’de bulunuyor. Bir Avrupalıya bunları anlatsanız şaşırıp kalır. Ama bunlar duyurulmuyor, çükü bu noktada Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü başta olmak üzere ilgililerin yapması gerekenler var. Bu konuya dikkat edip, bu konuda kendilerini geliştirmeleri gerek.
Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da Umman Olimpiyat Komitesi’nden bir yetkili ile bir araya geldik ve bir takım bilgiler paylaştık. İnşallah bölgemize fayda sağlar. Görüşmelerden şunu çıkardım; Mersin’deki imkanlar bilinmiyor.
Sahalar, jimnastik salonları, kürek yarışları gibi faaliyetler yapılabilir. Biz aynı zamanda engelliler ile ilgili olarak da bir şeyler yapma imkanına sahibiz. Ancak burada sivil kuruluşların iyi lobi yapamadıkları bir gerçek. Kim ne derse desin bu göz önünde. Kulis oluşturmak önemlidir. Bu sadece turizm için değil, tarım içinde, lojistik içinde geçerli. Bölgede elimizde ne imkanlar varsa kullanmamız lazım. Onun için tekrar altını çiziyorum; samimiyet ve iradeyle vizyon son derece önemlidir. Bizde şöyle bir dengesizlik var, bu konuda gücü olan yapabilecek olan da bu vizyon yok, inşallah bu en kısa zamanda düzenleneceğini düşünüyorum.
“HİLTON’UN ARKASINDAKİ SAHİLİ DÜZENLEMEK İÇİN YURTDIŞINA FUARA GİTMEYE GEREK YOK”
SORU: Şuan program çekimi yaptığımız Yelken ve Yat Kulübü önündeki sahilin hali içler acısı. Bu durum Mersin’in turizmdeki durumunu yansıtmıyor mu birazda?
N. OLCAR: Ne yazık ki şuan kentin en değerli alanlarından birindeyiz ama durumu içler acısı. Buranın düzenlenmesi için ne proje hazırlanması ne de yetkilileri göreve davet etmek gerekir. Bunun için gidip yurtdışında fuara yada panele katılmaya gerek yok, hiçbir şeye gerek yok, bu tamamen Büyükşehir Belediyesinin, alt belediyelerin ilgili kurumların kendi kendine vizyon üreterek yapmaları gereken bir iş.
Mersin’in en eski hatta Türkiye’nin en eski yelken kulüplerinden birinin nündeyiz. Hemen bitişiğimizde Deniz Kulübü var. Burası kentin spor tesislerinin kendiliğinden bir araya geldiği bir bölge. Burayı kıyıda yapacağınız bazı aktivitelerle beslerseniz, yürüme yolları, halkın spor yapabilecekleri projeleri hayata geçirirseniz, ne vizyona ne para harcamaya gerek kalmaz. Öte yandan Mersin’in en önemeli ihtiyaçlarından biri olan kent içi plajlardan biri de burada hayata geçirilebilir. Bunu biz dillendirdikten sonra çok kişi dillendirmeye başladı. Ama icratı da gerçekleştirmedi. Kentte 700-800 metre aralıklar ile Mezitli’ye kadar plaj yapılabilecek doğal alanları mevcut. Buralar insanların evinde gelip havlusu ile yüzebileceği yerler olarak dizayn edilebilir. Bunlar Antalya’da var, yapılamayacak projeler değil. Yatırım yapılırsa en iyi yüzücüler, yelkenciler, tenisçiler de buradan çıkar. Samimiyet ve irade ile iş yapmak için bir vizyon gerekli. Mersin bunların hepsini hakkediyor. Umarım en kısa zamanda realize olur.