Mehmet Nabi Batuk

Mimarlar Odası Mersin Şubesi’nin, 2 Ekim Dünya Mimarlar Günü nedeniyle organize ettiği “Küresel İklim Değişirken Mimarlık ve Kent” başlıklı panelinde önemli uyarılar yapıldı.

“DENİZ 3 METRE YÜKSELECEK”

Mersin Üniversitesi Mimarlık Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Esra Şahin Burat, uluslararası alanda küresel iklim değişikliği ile ilgili önemli çalışmalar yapan İklim İcraatı Takipçisi Kuruluşu’nun çalışmalarından bahsetti. Türkiye’nin şuana kadar olan karbon salınımının azaltılması konusunda hiçbir mesafe kaydedemediğini belirten Doç. Dr. Burat, “İklim İcraatı Takipçisi kuruluşu Türkiye İstatistik Kurumu’ndan aldığı verilere dayanarak Türkiye’nin iklim değişikliğini azaltmak amacıyla yaptığı çalışmaların hiçbir anlam taşımadığını belirtiyor. Bu araştırma kuruluşu bizi diğer ülkelerle karşılaştırdığında bizi kritik derecede yetersiz kategorisine koyuyor. Burada bizi ABD, Rusya, Şili, Suudi Arabistan ve diğer ülkelerle karşılaştırıyor bizi. Bu kuruluşun raporunda diyor ki her ülke Türkiye gibi davranırsa dünya 4 derece birden ısınacak. Şuanda biz 1 buçuk derecelik bir ısınmanın etkilerine maruz kalıyoruz. 4 derecelik bir ısı artışının sonuçlarını varın siz tahmin edin. Bu artışla birlikte 2050 yılına kadar 3 metrelik bir deniz yükselmesi görmemiz mümkün olacaktır” dedi.

“TARSUS’UN GÜNEYİ, HAVALİMANI, DOLGU ALANLARI SULAR ALTINDA KALACAK”

İklim İcraatı Takipçisi Kuruluş’unda, ünlü bilim insanı James Handson’ın önderliğinde ve 16 önemli bilim insanın yaptığı çalışmalardan bahseden Doç. Dr. Burat, elde ettikleri bilgilere göre 2050 ve 2100 yılına ilişkin iklim değişikliği senaryolarının hazırlandığını kaydetti. 2050 yılına kadar deniz seviyesinin 3 metre yükseleceğini ifade eden Doç Dr. Esra Şahin Burat şunları söyledi: “Bu iklim araştırmacılarına göre Mersin’in Tarsus İlçesi’nin güney bölgeleri tamamen deniz seviyesinin altında kalacak.  Burada dikkat çekilmek gerekirse önümüzdeki 50 yıl için yeni havalimanı sular altında kalıyor. Mersin Marina, ve dolgu alanlarının hepsi Adnan Menderes’in güneyi deniz sularının altında kalacak.”

“ÖNLEM ALABİLMEK İÇİN BİR PLANLAMA YAPMALIYIZ”

Mersin’de iklim değişikliğine karşı planlama çalışmalarına başlanması gerektiğini aktaran Doç. Dr. Esra Şahin Burat,  “Bu senaryolar karşısında bizim Mersin’de bir an önce harekete geçmemiz gerekir. İlk olarak sorunların farkında olmalıyız. İkinci olarak önlemler alabilmek için bir planlama yapmalıyız. Bizimde Kopenhag gibi iklim değişikliği ile ilgili olarak bir plan hazırlamamız lazım. Ancak bu planlama çalışmalarını somut hedefler çerçevesinde yapmamız gerekiyor diye konuştu.

“MERSİN LİMANI VE KIYIDAKİ YATIRIMLAR SULARA GÖMÜLECEK”

Küresel İklim değişikliği nedeniyle Türkiye’nin ikliminin Kuzey Afrika’nın kurak iklimine benzediğini ifade eden MEÜ Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selim İnan, “Türkiye’nin orta kesimleri kuraklık nedeniyle çölleşmeye başlayacak. Su miktarı her sene azalmaya devam edecek. Yağışlar azalacak ve kavurucu sıcaklar gelecek. Bu aşırı sıcaklar günümüzde de gelecekte de devam edecek. Karadeniz’de fındık ekimi bitecek yerine pamuk ekimi yapılabilecek. Karadeniz bölgesinin iklimi Adana ve Çukurova’nın iklimine benzeyecek. Mersin ve kıyılarında ise Antalya ve Ege kıyılarında sular altında kalacak bölgeler olacak. Bu bölgedeki kıyıya yakın olan yatırımlar ve limanlar tamamen su altında kalacak. Mersin’de 2100 senaryosuna göre Silifke Deltası sular altında kalacak. Tarsus ilçesinde Bahşiş, Kelahmet, Yaramış, Kulak, Aliağa, Yeniçay, Çağbaşı gibi sahile yakın köylerin tamamı sular altında kalacak” dedi.