UCİM’e ilk başvuru Mersin’den!


 

Görev yaptığı okulda müdürün 6 kız öğrencisine cinsel istismarda bulunmasını ortaya çıkaran Saadet Özkan’ın kurduğu, Saadet Öğretmen Ulusal Çocuk İttifakı Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği’ne (UCİM) ilk başvuru Mersin’den oldu.

Dernek merkezinin de bulunduğu Mersin’de, çocuğunun cinsel istismara maruz kaldığından şüphelenen bir aile adli makamlara gitmeden önce UCİM’e başvurarak, hukuki destek aldı ve olayı yargıya taşıdı.

Hediye EROĞLU

İzmir'in Menderes ilçesinde, okul müdürünün, yaşları 6 ile 11 arasında değişen 6 kız öğrencisine cinsel istismarda bulunmasını ortaya çıkaran öğretmen Saadet Özkan, Saadet Öğretmen Ulusal Çocuk İttifakı Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği'ni (UCİM) kurdu. Genel Merkezi Mersin olarak seçilen derneğin yönetiminde genel sekreter olarak görev alan Mersin Barosu eski başkanlarından avukat Alpay Antmen, dernek çalışmaları ve hedeflerini gazetemize anlattı. Ne yazık ki dernek kurulalı daha birkaç hafta olmadan ilk başvurunun de Mersin’den geldiğini açıklayan Antmen, çocuğunun cinsel istismara maruz kaldığından şüphelenen bir ailenin adli makamlara gitmeden önce UCİM’e başvurarak, hukuki destek aldığını ve olayı yargıya taşıdığını açıkladı. Türkiye’de çocuk istismar vakaları yüzde 700 oranında arttığına ilişkin haberlerin gölgesinde yaptığımız röportajda Antmen topluma, “Çocuk susar sen susma” çağrısı yaptı.

UCİM’İN AMACI NE?

SORU: UCİM’in amacı ve hedefleri nelerdir? Ve merkezi neden Mersin olarak seçildi?

A.ANTMEN: Derneğimiz bütün Türkiye’de faaliyet gösterecek bir sivil toplum kuruluşu olup, bireyin doğumundan önceden başlayarak doğduktan sonraki tüm yaşamı boyunca özellikle çocukları her türlü fiziksel, cinsel, ekonomik istismardan korumak. Bu konuda toplumu bilinçlendirmemeye yönelik eğitimler vererek, mağdurların topluma kazandırılması için çalışmalar yapmayı planlıyoruz. Türkiye’de örneği olmayan bir rehabilitasyon merkezinin ilkini Mersin’de açmayı amaçlıyoruz. Derneğin merkezinin Mersin’de olmasının en önemli nedenlerinden birisi; kentin sahip olduğu  sosyolojik yapı nedeniyle adeta küçük bir Türkiye olmasındandır. Ayrıca Mersin’de güçlü bir birlikte yaşama kültürü hakimdir. Burada her dinden, dilden, ırktan, mezhepten insan kucak kucağa, iç içe yaşıyorlar, olması gerektiği gibi…Bunun yanında 3 yıl önce İzmir’in Menderes ilçesinde 6 öğrenciye cinsel istismarda bulunan okul müdürü A.Ş. ile ilgili hukuki mücadelede Saadet Özkan öğretmene en büyük desteğin Mersinli işadamı Yücel Ceylan tarafından verilmesidir.

SAVAŞÇI BİR RUHLU BİR EKİP VAR

SORU: UCİM’de nasıl bir ekip görev alıyor? Kimler var?

A. ANTMEN: Burada mücadeleye hazır, savaşçı bir ruhlu bir ekip var. Bu konuda daha önce çeşitli çalışmalar yürütmüş, görevler almış uzman kişiler ile çalışıyoruz. Doktorlar, avukatlar, psikologlar ve toplumun her kesiminden gönüllüler olmak üzere güçlü bir kadromuz var. Çocuk istismarına ‘dur’ diyecek, bu uğurda çaba göstermek isteyen insanlar ile büyümek istiyoruz. Gönüllü olmak isteyen herkese, bütün vatandaşlarımıza kapımız açıktır.

“ÇOCUK İSTİSMARI İLE MÜCADELE DEVLET POLİTİKASI OLMALI”

SORU: Çocuk istismarı sorununa karşı nasıl bir yol haritası izlenecek?

A.ANTMEN: Çocuk istismarı ile mücadele siyaset, partiler üstü bir konudur. Bu sorunun ancak bir ulusal ittifak ile önlenebileceğine inanıyoruz. Tüm bakanlıkların, sivil toplum kuruluşlarının, toplumun birlikte hareket etmesi gerekiyor. Yani bu bir devlet politikası olmalıdır. Çünkü çok hassas bir konu. Üzeri örtülmeye, kapatılmaya çalışılan bir sorundan bahsediyoruz. Yokmuş gibi davranıyor, çocuklarımızı, geleceğimizi kaybediyoruz. Toplumun kanayan bir yarası olan, psikolojisini bozan ve geleceğimiz tehdit eden bu sorunun çözümü için çalışmak zorundayız. Sorunun temelinde eğitim yatıyor! Ardından hak arama mücadelesinde yaşanan sıkıntılar ve tüm bunlara dayanma psikolojisi… Böyle bir istismar vakası ortaya çıktığı anda öncelikle çocuğun ve ailenin psikolojik yardım ve destek alması gerekiyor. İşte biz UCİM olarak diyoruz ki; öncelikle bu istismarların kaynağını kurutmalıyız. Bu da eğitim ile olur. Eğitime öncelikle çocuktan başlamalıyız. Çocuğu ne kadar bilinçlendirirsek bu mücadelede o kadar başarılı oluruz. Öncelikle çocuğa, ‘yi dokunmayı- kötü dokunmayı’ öğretmeliyiz. Yani kıyafetlerimiz ile kapattığımız noktalara kimsenin dokunmaması gerekiyor.

“BU BİR HASTALIK DEĞİL, BU CİDDİ BİR SUÇ”

SORU: Bu alandaki en önemli sorunlardan birisi de adalete olan inanç mı?

A. ANTMEN: Mağdurlar yani hem çocuk, hem aile haklı olarak önce çevresel tepkilerden/dedikodulardan korkuyorlar. Özellikle okullardaki cinsel istismar vakarlarında öncelikle kız çocuklarının suçlanması sorunu içinden çıkılmaz bir hale getiriyor. Ama bu sapıklar erkek çocuklarımıza da musallat oluyor. Bu bir hastalık değil, bu ciddi bir suç. Ailelerin, öğretmenlerin veya fark edenlerin üzerine örtmeden, görmezden gelmeden, mücadele etmesi gerekiyor.Bu noktada UCİM olarak mağdurlara bu yolda destek vermek ve suçluların en ağrı cezayı alması için çalışacağız. Halkımız adalete güvenmelidir. Hiçbir zaman yalnız kalmayacaklar, biz UCİM olarak hak mücadelelerin haklı oldukları yerde sonuna kadar yanlarında olacağız.

UCİM’E İLK BAŞVURU MERSİN’DEN…

SORU: UCİM böyle bir vaka ile başvurulduğunda nasıl bir destek verecek?

A.ANTMEN: Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği’ne göre; çocuk istismarı ile ilgili davalarda, çocuk derneklerinin davalara müdahale olma hakkı var. Ben başkanlık yaptığım dönemde baromuz Mersin’de pek çok istismar davasına, kadına şiddette yönelik davlarda müdahil oldu.

Somut bir örnek vermek gerekirse; maalesef Mersin’de birkaç gün önce böyle bir vakada aile başkanımız Saadet hanıma ulaştı ve yardım istedi. Ailenin tanıdığı bir şahsın çocuğa cinsel istismar vakasından şüphelenen aileye derneğimizde görevli psikolog arkadaşımız destek verdi ve yine dernek avukatımız devreye girdi. Yani aile daha adliye gitmeden destek verdi, adliyede kendilerine ön ayak olundu.

Mağdur çocuk 2016 yılı içerisinde Mersin Adliye içerisindeki Çocuk İzlem Merkezi’ne (ÇİM) gönderildi. Burada görevli psikolog nezaretinde çocuk sağlık muayenesine gönderildi ve gerekli işlemler başlatıldı.

SORU: UCİM’e tekrar dönecek olursak, yani böyle bir vaka başınıza gelse ve yargıya intikal etmiş olsa dahi UCİM’den destek alınabilecek mi?

A.ANTMEN: Böyle bir olay yaşamış olsa bile her türlü psikolojik, hukuki, manevi desteğe hazırız.

 

ÇOCUK İZLEM MERKEZLERİNİN SAYISI ARTMALI

SORU: Son vakada da ÇİM’in önemini anlamış olduk. Özellikle bu tür vakalar için hassas bir öneme sahip olan ÇİM’lerin sayısının arttırılması için öncü olacak mısınız?

A.ANTMEN: Kesinlikle!... UCİM her adliye içerisinde ÇİM kurulması için mücadele edecek. Bunun da ‘mış’ gibi yapılmaması gerekiyor. Yani içeriye iki oyuncak, bir koltuk konulması ile yetinilmemeli. Psikolog, pedagog, adli tabip ve özel kolluk kuvvetleri yani devamlı çalışan bir yapı ile hizmet vermesini sağlayacağız. ÇİM’ler çok önemlidir. Oraya devamlı bir savcı da tayin edilebilir çünkü işleyiş sıkıntısı yaşanabilir. Ama bağımsız bir ÇİM’de çocuk oyun odasında oynarken muayenesi yapılabilir, ifadesi alınabilir ama çocuk diğer görevlilerle muhatap olmaz. Çünkü o çocuk tekrar tekrar adli tıbba gitmemeli, o çocuğa bir kere o travmayı bir daha yaşatmamalı, rehabilite etmemiz gerekiyor.

 

REHABİLİTASYON ŞART

SORU: Rehabilitasyon için yapmalı düşündüğünüz projeler nelerdir?

A:ANTMEN: Saadet hanıma pek çok fon teklif ediliyor ama biz UCİM olarak projelerimizi hazırlayıp öncelikle Avrupa Birliği fonları ve diğer bağışçılar sayesinde ilk önce Mersin’de sonrasında Türkiye’nin belli yerlerinde şubeler ve rehabilitasyon merkezleri açarak, derneği tüm ülkede faaliyet gösteren bir yapıya kavuşturmak istiyoruz.

SORU: Bu konuyla ilgili UCİM öncü oldu ama cinsel istismar ile ilgili somut çalışmalar yürüten sivil toplum kuruluşları görmekte zorlanıyoruz. Bunun nedeni ne?

A.ANTMEN: Çok dikkatli olmak zorundasınız çünkü bu işin psikolojik boyutları çok hassas. Ama bu konuda Türkiye’de barolar önemli çalışmalar yapmaktadır. UCİM gibi eğitim, hukuki ve psikolojik destek ve daha sonra da rehabilitasyon vermeyi amaçlayan başka bir dernek Türkiye’de henüz yok. Bu Avrupa’da bile örnekleri çok az olan bir hayal. İlk adımını dernek kurarak başlattığımız bu hayal şuan gerçeğe çok yakın ve bunu bütün Türkiye’ye yaydığımız anda özellikle eğitimler sayesinde cinsel istismar-çocuğa karşı cinsel istismar oranlarında ciddi azalma olacağına inanıyoruz.

Türkiye’de her konuda STK var ama UCİM gibi bu kadar branşlaşmış bir dernek şimdiye kadar yoktu bu eksikliği UCİM gidermiş olacak.

SORU: Nasıl bir rehabilitasyon merkezi olacak? Türkiye’de örneği var mı?

A: ANTMEN: Böyle bir merkezin Türkiye’de örneği yok, Amerika’da var. Çocuğa aynı travmayı tekrar tekrar yaşatmayacak bir merkez kurulmasını hedefliyoruz. Çocuk istismarı konusunda uzman çocuk psikologlarının hizmet vereceği bir yapı planlıyoruz.

 

‘YAPMAMIŞTIR, İYİ ADAMDIR’ DEMEYİN!

SORU: UCİM ne anlatacak topluma?

A. ANTMEN: Saadet öğretmen başını çevirseydi, görmezden gelseydi,görmeseydi, o okul müdürü 22 yıl aynı köyde görev yapıp, belki o çocukların ebeveynlerini de taciz edecekti ve tüm bunlar yanına kar kalacaktı. Bu yolda öğretmenlerimize, özellikle de rehber öğretmenlerimize çok büyük görev düşüyor. Milli Eğitim Bakanlığı’nın rehber öğretmenliği daha da güçlendirmesi gerekiyor. Bu noktada UCİM olarak rehber öğretmenlere cinsel istismar eğitimi vermek istiyoruz.

Rehber öğretmen çocukta bir gariplik fark ettiği anda ilgililerin, yetkililerin bu olayın üzerini kapatıp, ‘kol kırılır yen içinde kalır’, ‘yapmamıştır, iyi adamdır, çocukları var’ demeden, babalarının oğlu dahi olsa bu sapıkları gözlerinin yaşına bakmadan adalete teslim etmelidir. Çocuklarımızı koruyamıyoruz. Her birimizin çocuğu potansiyel olarak bu sapıkların ağına düşebilir. Çocuklarımızın arkadaş, okul ortamlarını, internette neler yaptığını, hangi sitelere girdiğini takip etmeliyiz. Nereye gittiğini, kimlerle görüştüğünü, okulda durumunun nasıl olduğunu bilmeliyiz. Ebeveynlerin çocuk dünyaya getirdikten sonra gözlerinin açık olması gerekiyor.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın okul müdürlerine, bir genelge göndererek, böyle bir vakada gerekenin hemen yapılması için uyarıda bulunulmalı. Çocukların, rehber öğretmenlerin, okul müdürlerinin, ailenin ve toplumun eğitimi ile bu sorunu aşabiliriz. Bunun bir ulusal ittifak ile yapılması gerekiyor. Bakanlıklardan valiliklere, STK’lardan ailelere kadar hepimizin el ele olması ile bu sorunu çözebileceğimize inanıyoruz.

 

“BUNLARI DEŞİFRE ETMEMİZ, AFİŞE ETMEMİZ, CEZALANDIRILMASINI SAĞLAMAMIZ LAZIM”

SORU: Böyle bir vaka yaşadıktan sonra neler oluyor? Aile, çocuk neler yaşıyor?

A. ANTMEN: Eğer pedofili yaşanmışsa yani çocuk aile yakınlarından birinin cinsel istismarına maruz kalmış ise aile içinde ciddi çatlaklar, kavgalar yaşanıyor. Bu sapıklığı yapıp, üzerini örtmeye çalışanlar çok oluyor, bu çok ciddi bir sıkıntı. Burada mağdura ve ailesine hem hukuki koruma hem de psikolojik destek verilerek topluma kazandırılması zor oluyor.

Çocukta hiçbir zaman suç yoktur. Suçlu ona musallat olan sapıktır. Cinsel istismar vakalarında boşluğa düşmeden, olayı kabullenerek üzerine gitmek gerekiyor. Aile çocuğa sahip çıkmalı ve gecikmeden olayı adli makamlara bildirmelidir.

Ebeveyn olayın üzerini örter ise o çocuk toplum için kayıp haline gelecektir. ‘Aile itibarını’ değil, çocuğu düşünmek gerekiyor. Suç yapanın ayıbıdır. Üzerini örtmeniz, göz yummanız, toplumun geleceği için tehdittir.

Bu sapıklar çok çekiler ve her seferinde çocukları kandırmakta farklı yollar deniyorlar. Bunları deşifre etmemiz, afişe etmemiz, cezalandırılmasını sağlamamız lazım.

 

ÖNLEM ALMALIYIZ!

SORU: Cezalar yeterli mi?

A. ANTMEN: Cezalarımız çok güzel. Türkiye’de şuan bir çocuğu rahatsız ederseniz alacağınız ceza 15 yıl. Üstelik artık takım elbise giyip indirim alma devride geçti. Ama olay oluşana kadar ki süreci önlemeliyiz, engellemeliyiz. Engelleyici tedbirler olarak eğitim vermeli, her hangi bir olay yaşandığında hukuksal mücadele sonuna kadar sürdürülmeli ve suçlu en ağır şekilde cezalandırılmalı ve son olarak mağdur ve ailesinin rehabilite edilerek topluma kazandırılması sağlanmalı.

SORU: Türkiye’de çocuk istismarı ile mücadele için beklenti içinde olunan hukuksal düzenlemeler var mı?

A. ANTMEN: Cezalarımız oldukça iyi. Ancak daha iyi sonuçlar için özel ihtisas mahkemeleri kurulması gerekiyor. Örneğin iş mahkemeleri, tüketici mahkemeleri var, ağır ceza mahkemelerimizden bir tanesinin de cinsel istismar davaları özel yetkili kılınması ve o hakimlerin de eğitilmesi gerekmektedir. Ayrıca burada görev yapacak hakimlere psikolojik destek de verilmelidir. Ama en önemli husus bu tür davların olabilecek en hızlı şekilde görülüp, sonuçlandırılmasıdır. Bir tecavüz davasının 3-4 sene sürmesi akla zarar bir durumdur.  Mağdur defalarca hastaneye veya adli tıbba gönderilmemeli, ilk başta tüm muayeneler, bulgular doğru düzün toplanmalı. O yüzden Çocuk İzlem Merkezleri ve ihtisas mahkemeleri hayata geçirilmelidir.

SORU: Özellikle çocuk istismarına yönelik ceza amacıyla idam taleplerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

A. ANTMEN: Şiddet şiddeti doğurur. Ceza hukuku intikam almaz. Ceza hukukunun amacı ıslahtır. Böyle bir olay ile karşılaşan herkesin canı çok yanıyor, bizim de canımız yanıyor ama böyle bir olay için dahi idamı gündeme getirmek doğru değil.İşin özünde edam bir ceza değildir. Neden? Çünkü bir kere hata yapsanız dahi bunun dönüşü yok. Yani masum bir insanı astığınızda bu devlet eliyle işlenmiş bir cinayet olur ve bundan da geri dönemezsiniz. Bu nedenle bizim artık idamı tartışmamız bile doğru değil.

İdamı ceza kanunlarınıza koyarsanız Avrupa Birliği yargı sisteminden çıkarılırsınız. Türkiye’de iç hukuk yolları tükendiğinde, Avrupa’da hukuk arayamazsınız. Yani idamı ceza olarak kabul etmek ülkemizin pek çok hak kaybını da gündeme getirir.

Eğitimler ile bataklığı kurutmalıyız. Cezaevinde bir gün geçirmek bile çok zor bir durum! En önemli hak özgürlüktür. Ama idam bir ceza değildir.

 

ÇOCUK SUSAR, SEN SUSMA!

SORU: Çocuklara neler söyleyeceksiniz?

A. ANTMEN: Çok güveniyor, güvenmek istiyor, herkesi annesi, babası gibi zannediyor. Ebeveynlerin çocukları ile arkadaş gibi olmalı. Çocuk onunla her şeyini paylaşabilmelidir. Bizim çocuklarımızı bize her şeyi anlatılabilecek şekilde yetiştirmeliyiz. Eğitim ailede başlar. Çocuklarımıza gözümüz gibi bakmalı, arada sır olmamasını sağlamalıyız. Çocuk susar, sen asla susmayacaksın. Ailelerin uyanı olması gerekiyor.

UCİM olarak biz bütün vatandaşlarımızın desteğini istiyoruz. Bu toplumumuzun kanayan bir arası. Bir ulusal ittifak ile, bakanlıklarımız, valilerimiz. Emniyet. öğretmenler, veliler, çocuklar ile hep birlikte su sorunun üstesinden gelebiliriz. Yeterk i el ele verelim. UCİM özelinde de her türlü çocuk istismarında biz size bir telefon kadar yakınız. Haklı olduğunuz müddetçe yanınızda olacağız. Asla yalnız kalmayacaksınız. Böyle bir olaydan şüphelenseniz dahi asla üzerini örtmeyin, ‘kim ne der’ diye düşünmeyin, bu canilerin, sapıkların en ağır cezayı alması için ilgili mercilere başvurun. Çocuk susar, sen susma!



   

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!


  HABERCİ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  HABERCİ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 




  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER
 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinhaberci.com © Copyright 2016-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA