Tankut Abiyi kaybettik. Cenazesi bugün öğle namazında Muğdat Camii’nden kaldırılacak. Tankut Tufan deyince Mersin basınının bugüne kadar benim hatırladığım en büyük gazetecisi demek abartı olmaz. Yani basın dünyasında ilk akla gelen isimdir Mersin’de Tankut Tufan.
Bir defa son 50 yıla damgasını vurmuştur. Mersin Gazeteciler Cemiyeti’ni kurmuş ve uzun süre de başkanlığını yapmıştır. Hem de ülkenin, Türk basınının ve Mersin’in altın dönemini yaşadığı bir dönemde adını yazmıştır basın tarihine. Dün gece uyku tutmamıştı kalktım telefonu açtım. Gece 04.00 gibi. O zaman duydum, eşi Fatma Aymer duyurmuştu bu acı haberi. Fatma Aymer o küçük bedeninden beklenmeyen bir şekilde, gerçekten de Tankut Tufan’ın uzun süren rahatsızlıklarında hep yanında oldu, hiç yılmadı. Tek başına o dev gibi adamı dik tutmaya, ayakta tutmaya çalıştı. Bunda da başarılı oldu.
Sonuçta Tankut Abinin vücudu çok yorulmuştu ve daha fazla dayanamadı.
Tankut Abi tam bir gazeteci aileden geliyor. Anne Nimet ve Baba İhsan Tufan Son Haber Gazetesi’ni benim doğduğum tarihte yani 1958 yılında kurarlar. Son Haber Gazetesi gerçekten de Mersin’de kısa sürede adını duyurur ve Ege’nin Gazetesi Yeni Asır gibi Mersin’de bir Son Haber vardır artık. Ancak çeşitli nedenlerle Son Haber eski gücünü kaybeder. Yine de 1965 ile 1990 arasında Tankut abinin yönetiminde Son Haber bir ulusal gazeteden bile daha güçlüdür Mersin’de. Sadece bu değil. Kalemi güçlü olduğu kadar çok da iyi konuşmacıdır Tankut Tufan. 1974 yılında Anadolu gazetelerini temsil etmek üzere 1243 oydan 943 gibi rekor bir oyla seçilir ve Basın İlan Kurumu’nda görev alır.
Tankut abi de bu hayatta hepimiz gibi hatalar yaptı, başarılar elde etti ve adını Türk Basın Tarihine yazdırdı. Hani derler ya “ Adını altın harflerle yazdırdı“ diye. Bu Tankut abi için gerçekten öyledir.Adının kısa süre içinde bir meydana, bir caddeye veya bir parka verilmesi gerekir. Tankut Tufan adının yaşatılması hepimizin görevidir.