Mersin Emniyet Müdürlüğü ekipleri,  Mersin genelinde 670 işletmeyi denetledi.

Çalışma izni olmayan yabancı uyruklular, ruhsatsız silah bulunduranlar ve fuhuşsa aracılık eden şüpheliler yakalandı. Kulağa etkileyici geliyor, değil mi?

Çalışma izni olmadan çalışan yabancı uyruklular, ruhsatsız silah bulunduranlar ve fuhuşa aracılık eden şüpheliler…  Belki bir haber başlığı içinde sadece birkaç kelime.

Ama bu kelimelerin arkasında bir şehirdeki görünmez tehlikeler, toplumsal dengeleri sarsabilecek ciddi sorunlar yatıyor. Bu noktada emniyetin yaptığı çalışmalar kadar, toplum da bu denklemin bir parçası ..

 Huzurlu bir şehir yalnızca kolluk kuvvetlerinin çabasıyla inşa edilmez; yurttaşların duyarlılığı, işletmelerin yasal sorumluluklarına sahip çıkması, yerel yönetimlerin denetim mekanizmalarını güçlendirmesi de en az bu operasyonlar kadar önemli..

Ancak bir şehirde bu kadar geniş kapsamlı bir operasyonun yapılması, biriken sorunların patlak verdiğinin de göstergesi..

Bir kentte yüzlerce işletmede yasa dışı faaliyet tespit ediliyorsa, burada yalnızca suçlulardan değil, ihmal zincirinden de söz etmek gerekir.  Bu insanlar dün bir anda ortaya çıkmadı. Ruhsatsız silahlar dün üretilmedi. Kaçak çalışanlar dün sınırdan girmedi. Fuhuşa aracılık edenler de dün organize olmadı, bunlar çoğu zaman kentin karanlık köşelerinde değil, göz önünde faaliyet gösteriyor.

Türkiye’nin birçok kentinde olduğu gibi Mersin’de de sorun “suçun kendisi” kadar, “suçu mümkün kılan boşluklar.” Çalışma izni olmayan yabancı uyrukluların bu kadar çok sayıda işletmede yer alması, kayıt dışılığın artık neredeyse normalleştiğinin kanıtı gibi..

Emniyetin operasyonları elbette çok  önemli.  Ancak bu operasyonlar, sorunları kökten çözmüyor; sadece görünür hale getiriyor. Gerçek çözüm, bu yasadışı faaliyetlerin ortaya çıkmasını engelleyecek sistemli politikalar, etkin denetim zincirleri ve kurumlar arası koordinasyonla mümkün ..

Denetimlerin amacı yalnızca suçluları yakalamak değil; aynı zamanda kentin sosyoekonomik düzenini korumak. Ruhsatsız silahın dolaşımda olduğu bir şehirde güvenlik duygusundan söz etmek mümkün değildir. Kaçak çalışmanın yaygınlaştığı bir ortamda hem adil iş gücü dengesi bozulur hem de kayıt dışı ekonomi büyür. Fuhuş ve fuhuşa aracılık gibi suçlar ise toplumun ahlaki dokusunu zedeler, kamu sağlığı açısından ciddi riskler yaratır

Vatandaşların huzur ve güvenini sağlamak, kamu düzenini korumak ve suçla etkin mücadele etmek amacıyla yapılan denetimlerde sıfır sorun elbette mümkün değil ..Aynı trafik kazaları gibi. .Toplumsal ve sosyal  suçlar ve hatalar gelecek nesillerin ahlaki çöküşüne neden olur.

İnsanlar kendilerini düşünmüyorlar ki gelecek nesilleri düşünsün..

Evde huzur yok ki sokakta olsun!! Evde eğitim yoksa, para yoksa, sevgi yoksa, saygı yoksa ..

Dayak varsa, hakaret varsa, taciz varsa, tecavüz varsa, ensest varsa, ayrımcılık varsa, işkence varsa, yokluk varsa,

Ve bu insanlar evde olmayanı içkide , kumarda, fuhuşta, silahta ararsa.. Huzur saklambaç oynar. Emniyet de arar durur. Huzur bulmaya Hindistan’ a gitmeye gerek yok .. Huzur toplum refahında .. Oda kaldıysa..

Her şeye rağmen. Yasaya, kurala ve huzura sahip çıkılmalı... Çünkü huzur, bir şehirdeki en büyük servettir…