Hasbelkader ana muhalefet partisinin başına geçen şahıs ne dedi;
“Kaybedersem ben kaybederim” dedi.
Efe diyarından ya muhterem!..
Havaya girmiş olmalı ki;
“Hesabı ben öderim” diye de ekleyiverdi.
Koca partiyi özel şirketi veya babasından kaldı zannetti herhalde.
Yüzlerce yorum yapabiliriz bu acınası ve vatandaşa acı verici eksantrik durum için.
Benim yorumum şudur;
“Muktedirim” dedi.
Kafasında yaşadığını dışa vurdu.
Siyaseten rakibini “muktedir” diye tanımlarken kendisi muktedir durumuna düşenler için söyleyecek tek lafım var;
Allah’ın sopası yok kardeşim.
Beni ilgilendiren tarafı buradan çıkaracağımız derslerdir.
Hepimiz iyi biliriz ki;
Muktedirler hesap vermez.
Bizim verdiğimiz oyları yine bizlere karşı kalkan olarak kullanırlar, kendilerini Kaf dağının tepesine kondururlar..
Oylarımızla onları dokunulmaz yaparız.
Üstelik bu döngüden hiç ders almayız ki; tez konusu olur elalemin ülkelerinde.
Lafın Türkçesini söyleyeyim;
Muktedirler bitmez.
Her yerdeler.
Mersin’imizde de var böyle bir Beyefendi.
Bu Beyefendi’nin sorumlu olarak başında durduğu su ve kanalizasyon idaresinden örnek vereyim mesela;
Su veriyorlar; içelim, çimelim, ihtiyaçlarımızı görelim diye.
Hem de memleketin en pahalı suyunu.
Paralarını çatır çatır alıyorlar.
Kafalarına göre su sayacı değiştiriyorlar.
Yine kafalarına göre fiyat uyguluyorlar.
Alıyorlar, satıyorlar, ama bilgi vermiyorlar.
Yat demiyorlar, Liman demiyorlar, manzaranın keyfini çıkarıp yine bildiklerini okuyorlar.
Güzel mottolarda uyduruyorlar ki,bizde heveslenelim,
Heveslenelim ki;
“Yaşasın Beyefendi, yaşasın Beyefendi modeli belediyecilik” diye amigo kıvamına gelelim, tezahüratın dibine vuralım.
Bende Mersinliyim ya.
Bende vatandaşım ya.
Mecburen bu beyefendilerin başında durduğu su ve kanalizasyon idaresinin doğal müşterisiyim ya.
Serde gazetecilikte var ya.
Vatandaşın hakkını koruyayım, tüyü bitmedik yetimin hakkını yedirmeyeyim, kamunun yani bizlerin parasının nereye, nasıl harcandığını sorayım diyorum.
Sorayım ki açıklasınlar.
Paramız doğru yerlere mi harcanıyor?.
Harcanırken;
Hak var mı!.
Hukuk’a uygun mu!.
Adalet gözetiliyor mu!.
Yönetim modeli sosyal mı, kişisel mi mesela.
Yoksa;
Altın yumurtlayan tavuk lakaplı koca kurum.
Mersin’e, Mersinlilere değil de;
Muktedirlere mi, muktedir yanlılarına, muktedir yoldaşlarına mı çalıştırılıyor.
Hatta daha fazla yumurtlaması için sezaryen mi uygulanıyor.
Bir muamma ve skandal iddia daha var bu kurum için.
Kokusu iki güne çıkar.
Koca kurum altın yumurta yumurtlatma uğruna masada kalmasa bari.
**
Sevdiğim Laflar:
“DELİ İLE DEVLETLİ BİLDİĞİNİ YAPAR!..”