Yerel seçimler yaklaştı.

    Aday adayları da ufaktan piyasaya çıkmaya başladı.

    Ortalık şenlenecek yani.

Ben en çok adaylar kesinleşinceye kadar olan süreyi severim.

 Sebebi aday adaylarının bolluğudur.

 Her boydan, her kilodan vardır.

    Türkçe söyleyişiyle anlatırsam Holivud yıldızlarına özenti gülüşleri ile ama bizim foto Selami’nin yönlendirmesi ile çekilmiş resimlerine bayılırım.

    O resimlerdeki özgüvenli bakışları beni hep gülümsetir adayların.

Resim her aday için avantajdır.

    Çünkü fikir görünmez.

    Şık elbiseler içinde on numara bakış daha bir önemlidir.

    Fikri de varmış gibi görünmek için hafif profilden durulur, öne doğru yine hafifteneğilinip, sağ el çenenin altına konulur.

    Bu poz adaylar için vazgeçilmez olandır.

    Spot ışıklarının aydınlattığı resme bakanlar “bu aday çok akıllı” algısına kapılır.  

    Bundan sonrası adayın ferasetine ve partisinin gücüne bağlıdır.

    Sokakta, meydanda, mahalle veya köy kahvesinde, hatta kaldırımda göstereceği yetenek işin geri kalanıdır.

Burada önemli olan adayın samimiyet testidir.

    Seçmeni görünce elini sıkıca tutup, kendine doğru çekerek yanaklarından öpüyor gibi yapmak veya hafif toslaşıp potansiyel seçmenin gözlerinin içine bakarak konuşmak  samimiyet testini başarıyla atlatmak demektir.

Özetlersek siyaset dünyasında bu eylem “saha çalışması” olarak adlandırılır.

    Bu saatten sonra aday istese de duramaz.

    Tuttuğunu öpmek kronikleşir.

    Siyasilerin ömür boyu bizi öpme dürtülerinin bu saha çalışmasının yan etkisi olarak ortaya çıktığı bilimsel olarak kanıtlanmış olmasa da masal tadında anlatılır durur.

    Diyeceğim odur ki;

    Benim pencereden bakarsanız oldukça eğlenceli bir dönem bizi bekliyor.

    Öte yandan yeni adaylar şahsımı hiç ilgilendirmiyor.

    Benim adayım belli.

    Bizim Beyefendiyi tek geçiyorum bu alemde.

    Kiralık AVM’den belediye binası yaratma gibi parlak fikirleri olan biri kesinlikle yeniden aday yapılmalıdır.

    Hele;

AVM’ye kaçak kat çıkarak binanın fiziki şartlarını güzelleştirme çabaları diğer belediyelere de, STK’lara da örnek olmalıdır.

     Üniversitelerde ders olarak okutulmalı, ekstra konferanslarla, yayınlarla desteklenmeli,  sorun çözücülükteki bu eşsiz buluş hafızalara kazınmalıdır.

    Ben gayet ciddiyim.

    Böyle bir yeteneğin başka adaylar uğruna heba edilmesine şiddetle karşıyım.

Adım Hıdır, aklımdan geçen budur!..

    **

    Sevdiğim Laflar:

    “DÜN DÜNDÜR, BUGÜN BUGÜNDÜR!..”