Listeler kimseyi memnun etmedi.
Genelde de öyle olur zaten..
Ne İsa’ya ne Musa’ya yaranırsın…
Ama gel gör ki bu kadar Mersin’den vazgeçmek nasıl bir akıldır?
Nasıl bir bakış açısıdır?
CHP, İYİ Parti, HDP, AKP ve MHP resmen Mersin’deki en kötü listelerini yaptılar.
4 yıl önce belediye meclis üyeliği ve belediye başkanlığı seçimi ile dibe vurduğumuzu düşünmüştüm ama dibin dibi meğerse 14 Mayıs olacakmış!
Belediye başkanları ve belediye meclis üyelerinin Mersin siyasetine çıkar, rant, kavga dışında ne kattığını bilen varsa beri gelsin!
Şimdi milletvekili adaylarına bakıyorum; ya Ankara vekili olacak isimler ya da Mersin ile alakası olmayan, parası çok, vakti bol ama Mersin ile ilgili bir kaygısı olmayan isimler…
Adeta ortaya karışık listeler dayatılıyor!
İyi de Mersin sizin bu kadar rahat at koşturabileceğiniz bir şehir mi?
Bu nasıl bir rahatlık?
Bu nasıl bir yaklaşım?
Mersin’i nerede görüyorsunuz?....
Maalesef ki Mersin seçmenin artık silkelenip kendine gelmesi ve dayatmalara karşı dik durması gerekiyor.
Örneğin Mersin’de CHP seçmeni ne yaptı?
‘Ceketimizi assak kazanırız’ diyenlere karşı 2014’te Macit Özcan’ın adaylığına tepki olarak ki bence de çok haklı bir tepkiydi, Burhanettin Kocamaz’a seçim kazandırıldı.
Yani CHP 20 yıllık kalesini, Mersin’i, Büyükşehir’i kaybetti.
AKP yıllarca istediğini alamadı bu şehirden!
Birinci parti çıksa dahi çoğu zaman eli boş çıktı seçimlerden.
Akdeniz’i nasıl kazandı?
Bunun da hesabını Mersin değil, HDP vermelidir…
HDP’ye sıra gelmişken ne yazık ki yerel siyaset yapmaktan uzak, parti sınırlarına gömülmüş, kente siyaset, siyasetçi kazandırmaktan uzak yapısını sürdürmekte kararlı…
Her ne kadar MHP Mersin’i kalesi görse de bu kale düşeli çok uzun zaman olmuştur…
Veee İyi Parti…
Muhtemelen Mersin’de yine çok yüksek oy alacak.
Ancak bu listeden dolayı alacağı oyda kayıp yaşayacak. Böyle bir liste ile çıkmasaydı alacağı oyu arttırabilirdi. Ama yine siyasetin genleri devreye girmiş!
Artık yeni bir dönem inşa etmek istiyorsak bunu eski alışkanlıklarımız ile yapamayız!
Eski alışkanlıklarımızdan kurtulmamız, ufkumuzu, dünyamızı genişletmemiz gerekiyor.
Evet yeniliklere açık olmalıyız. Evet tecrübelerden yararlanmalıyız. Ama bizi sınırlayan, dayatmaya dönen, baskı aracı haline gelen eski alışkanlıklar ileriye gitmemizi önlüyorsa vazgeçebilmeliyiz.
